Kadir Gecesi Nedir -Edebiyat ve Sosyal Hayatta- Hakkında Bilgi
Kadir gecesinin Kur’ân-ı Kerîm ve hadislerde ifadesini bulan önemi, bu gecede yapılan ibadet ve duaların kabul edileceğine, bu geceyi ihya edenlerin günahlarının bağışlanacağına dair Hz. Peygamber’in açıklamaları, müslüman toplumlarda ve Özellikle Osmanlilar’da Kadir gecesinin diğer kandillere göre daha büyük ilgi görmesine, bu arada sosyal hayata yansımasına, örf ve âdetlerin zenginleşmesine vesile olmuştur. Divan edebiyatında Kadir gecesi kasidelerin dua kısımlarıyla ramazâniyye, bayramiyye, rubâî ve tuyuğlarda, yeni edebiyatta ise müstakil dinî manzumeler yanında ramazan ve kandillerle ilgili şiirlerle bu gece indirilmeye başlandığından Kur’an’dan bahseden şiirlerde işlenmiştir.
Kadir gecesinin divan şiirinde “leyle-i Kadr, şeb-i Kadr, şâm-ı Kadr” gibi terkiplerde gerçek ve mecaz anlamlarıyla ve cinas, tevriye, îhâm, îhâm-ı tenâsüb gibi edebî sanatlarla zengin bir kullanım alanı vardır. Gökten rahmet ve bereketin sabaha kadar yağdığını anlatmak için “nûr-ı Kadr, nûr-ı şeb-İ Kadr”; sevgilinin yerini ifade için “sarây-ı Kadr. kûşe-i Kadr”; sevgiliye kavuşma İçin “Kadr-i visal, Kadr-i vasi” gibi terkipler kullanılmıştır. Kadir gecesinin lütuf ve ihsan gecesi olduğu Şeyhülislâm Yahya’nın, “Gün gibi tulü etti bu şeb necm-i hidâyet lyd etti şeb-i Kadr’e erip ehl-i velayet” beytiyle Nâilî-i Kadîm’in, “Eylemez secde-i eşcâr-ı şeb-i Kadr’i nigâh Cilve-i kâmet-i kaddinden olanlar agâh” beytinde ifade edilmiştir. Enderunlu Vâsıf bu gecenin bütün insanlara mağfiret getireceğini, “Bil kadrini zîrâ ki bu şehrin şeb-i Kadr’i Bîşek se-beb-i mağfiret-i âlemiyandır” beytiyle anlatır. Böylece “kıymet” anlamındaki kadr kelimesiyle geceyi belirten Kadirin aynı kökten gelişi çeşitli kelime oyunlarına yol açmıştır. Divan şiirinde çok değerli olan geceler de mecazen “kadr” kelimesiyle anlatılır: “Yârân u mey ü bade buluştuk bu gece el-minnetü lillâh bu şeb Kadr oldu” beytiyle Ahmed Paşa’nın, “Kadr derdim sohbetine her gece olsaydı Kadr lyd derdim devletine olmasa pâyân-ı ıyd” mısraları bu anlayışı aksettirir. Sevgilinin yüzü, saçı ve gerdanı Allah’ın leyle-İ Kadr’de indirdiği veya değer verdiği kullarına seyrettirdiği nur gibidir. Bu sebeple sevgilinin, yüzünü gösterdiği gece ne kadar karanlık olsa Kadir gecesi aydınlığında ve değerindedir: “Nûr-i hüsnün berk urur zülfün dününde der gören Bir mübarek ayda Kadr olmuş şeb-i yeldâyı gör” (Ahmed Paşa). Şairler memduhlan-na dua ederken gecelerinin Kadir, günlerinin bayram gibi olmasını dilerler: “Dördüncüsü hakîkat ere eksik bakmaya Bayram ola gündüzü Kadr ola gecesi” (Yûnus Emre); “Gündüzü iyd u gecesi Kadr ola dem-be-dem / Bari1 katında her dileği ola müstecâb” (Necâtî Bey).
Batı tesiri altında gelişen yeni Türk edebiyatı devresinde de Kadir gecesiyle ilgili şiirler kaleme alınmıştır. İsmail Safâ’nin “Kitâbullah” adlı şiiri Kur’an-Kadir gecesi alâkasını ele alan bir örnektir: “Sayende azaldı zulümât-ı beşeriyyet Benzer mi fürûğun sönük envârına Bedr”in Caiz sana dense güneşi leyle-i Kadr’in Ey nûr-ı hidâyet”. Rıza Tevfik’in Cünye’de 1351 (1933) yılının Kadir gecesinde yazdığı “Kasîde-i Kadriyye”, şairin gurbette geçirdiği bu gecede Fâtih Camii merkezli bir İstanbul hasretini, ‘”Sahîhan gördüğüm bir lem’a-i âyât-ı rahmetmiş Mübarek leyletü’l-Kadr’in ulüvv-i izz ü sânından Güzel İstanbul’un hatırda hâlâ yâdı kalmıştı” mısralanyla başlayarak anlatır. Cumhuriyet dönemi şairlerinden Arif Nihat Asya, Haiit Fahri Ozansoy, Cemal Oğuz Öcal, Enver Tuncalp’ın da Kadir ve kandil geceleriyle ilgili şiirleri vardır. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın “Siyah ve Karanlık” şiirinde olduğu gibi bu devirde birçok şairin ramazanla ilgili şiirlerinde Kadir gecesi motif olarak işlenmiştir.