Kadı İyaz Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi
Ebü’l-Fazl İyâz b. Mûsâ i, b. İyâz el-Yahsubî (ö. 544/1149) Mâlikî kadısı, hadis, fıkıh ve dil âlîmi
476 yılı Şaban ayı ortalarında (Aralık 1083 sonlan) Sebte’de (Ceuta) dünyaya geldi. Doğduğu yere nisbetle Sebtî, muhtemelen vefat ettiği yere nisbetle Merrâkü-şî diye de anılır. Ceddi Yahsub b. Mâlik, İmam Mâlik’in atalarından Zû Asbah el-Hâris’in kardeşidir. İyâz çeşitli âlimlerden temel dinî eserleri okudu. 507’de (1113-14) hadis bilgisini ilerletmek için Endülüs’e, bir yıl sonra da Mürsiye’ye (Murcia) ve Kurtuba’ya (Cordoba) gitti. Ebû Ali es-Sadefî’den Şahîh-i Buhârî ve Şahîh-i Müslim gibi hadis kitaplarını okudu; İbn Rüşd’ün büyük babası İbn Rüşd, Vezir İbn Abdûn el-Fihrî ve Ebû Bekir İbnü’l-Arabî’-den faydalandı. el-Gunye’de, 100 civarında âlimden ya bizzat istifade ettiğini veya mektuplaşarak İcazet aldığını belirtir. Kâdî İyâz 508-de (1114-15) Sebte’ye döndü. Safer 515’te (Mayıs 1121) Sebte kadılığına getirildi. On altı yıl kaldığı bu görevi sırasında Sebte’ye çeşitli alanlarda hizmet ederek şehrin gelişmesini sağladı. Başta oğlu Dâniye (Denia) Kadısı Ebû Abdullah Muhammed olmak üzere Ebû Muhammed Abdullah b. Muhammed el-Aşîrî, İbnü’l-Kusayr Abdurrahman b. Ahmed el-Girnâtî. İbn Hayr, İbn Beşküvâl, İbn Zerkün Muhammed b. Saîd el-Ensârî, İbn Mada ve İbn Melcûm Abdurrahman b. îsâ el-Ezdî onun talebeleri arasında yer almıştır.
Kâdî İyâz, S31’de (1137) Sebte kadılığından alınarak Gırnata kadılığına tayin edildi. Murâbıt hanedanından Tâşfîn onun tarafsız hükümlerini hazmedemediği için görevine son verdi. 0 da Gırna-ta’dan ayrılarak Kurtuba’ya gitti. Murâ-bıtlar’la Muvahhidler arasında cereyan eden savaşlarda Sebte’nin tehlikeye düştüğünü görünce İbn Tûmert’in mehdîliğini kabul eden Muvahhidler’e karşı Sebte’nin müdafaasını üzerine aldı ve 535’te (1140) Sebte’ye yürüyen Muvahhidler Devleti’nin kurucusu Abdülmü’min el-Kû-mfyi geri çekilmek zorunda bıraktı. 539’da (1144) Murâbıt Meliki İbrahim b. Tâşfîn tarafından tekrar Sebte kadılığına getirildi. Bu sırada Muvahhidler’in güçlendiğini gören Sebteliler onlara itaat edince Kâdî İyâz da Abdülmü’min’e bağlılığını bildirdi, ancak bir müddet sonra hemşehrilerinin Muvahhidler’e karşı isyan etmesine Öncülük etti. Abdülmü’min’in duruma yeniden hâkim olması ve Sebteliler’in ondan af dilemesi üzerine Kâdî İyâz’ın Merakeş’te ikamete mecbur edildiği veya Tâdlâ bölgesine kadı olarak görevlendirildiği belirtilmektedir. Ancak Merakeş’e vardığı zaman hastalanarak 9 Cemâziye-lâhir 544’te (14 Ekim 1149) vefat etti ve Bâbüîlân’a defnedildi.
Kâdî İyâz’ın oğlu Muhammed’den torunu İyâz b. Muhammed ve onun oğlu Muhammed b. İyâz da kadılık yapmıştır. Bid’atve hurafeden uzak inancı, zâhidâ-ne yaşayışı. İslâmî konulardaki tavizsiz tutumu ve talebelerine karşı mütevazi kişiliğiyle tanınan Kâdî İyâz zekâsı, etkileyici konuşması, hazırcevaplığı yanında Mağ-rib hattını güze! yazması gibi özellikleriyle de anılmaktadır. Hocası Ebû Abdullah Muhammed b. Ali et-Tağlibî, onun ölümüyle Mağrib’de yerini tutacak birini bırakmadan gittiğini belirtmiş, Zehebî de döneminde Sebte’de Kâdî İyâz’dan daha çok eser veren bir âlimin bulunmadığını ifade etmiş, kaynaklarda çoğu hadis, usûl-İ hadîs ve tarih sahasında olmak üzere kırk civarında eser kaleme aldığı belirtilmiştir. Ayrıca ricâlü’l-hadis, kıraat ve Kur’an İlimleri, fıkıh ve usû!-i fıkıh, kelâm, ensâb, Arap dili ve edebiyatı alanlarında da söz sahibi olduğu belirtilen Kâdî İyâz devrinin hadis imamı diye anılmış, Ebû Ali es-Sadefî’nin Şahîh-iBuhârî’nln yegâne nüshasından mukabele ettiği nüsha Mağrib’de büyük ölçüde onun vasıtasıyla yayılmıştır. İmam Mâlik’in el-Muvatta1 adlı eserinin âlî senedle gelen bir rivayetine ve Şahîh-i Müslim’in tanınmış hocalardan elde ettiği nüshalarına sahip olarak bunları okutmuş. Kur’ân-ı Kerîm sûreleri ve Hz. Peygamber’in methi hakkında kasideler yazmış, kendisinden icazet isteyenlere manzum olarak icazet vermiştir. Ebû Abdullah Muhammed b. İyâz, babasının özellikle gençlik yıllarında söylediği bir hayli şiiri bulunduğunu, ancak bunları toplamaya özen göstermediğini belirtmiş, babası hakkında İbn Sâre eş-Şenterînî, İbn Baki, İbn Cûdî Ali b. Abdurrahman gibi şairlerin söylediği şiirlerden 5000 kadar beyti bir araya getirmiştir.