Kabaağaçlızade Ahmed Cevad Paşa Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi
Cevad Paşa, (1851-1900) Osmanlı sadrazamı, müellif.
Afyonkarahisarlı Kabaağaçlızâde Miralay Mustafa Âsim Bey’in oğludur. Şam’da doğdu. Henüz on bir yaşında iken babasını ve annesini kaybetti. Rumeli Kazaskeri (daha sonra şeyhülislâm) Atıf zade Hüsâmeddin Efendi tarafından himaye edildi. İlk öğrenimini Bursa’da yaptı, askerî idadiyi bitirdikten sonra Mekteb-i Harbiyye’ye girdi. 1871’de burayı bitirdi ve Erkân-ı Harbiyye sınıfına dahil oldu. Daha sonra yâver-i harb-i şehriyârîliğe getirildi. Sarayda bulunduğu sırada sürekli okuyarak bilgisini genişletti. Bu arada kaleme aldığı Malûmötul-kâfiye iî memâliki’l-Osmâniyye adlı eserini padişaha takdim edince mükâfat olarak binbaşılığa yükseltildi, Bir süre Harbiye Mektebi’nde matematik hocalığı yaptıktan sonra Beşinci Ordu Erkân-ı Harbiyyesi’ne gönderildi. Doksanüç Harbi’ne Tuna cephesinde katıidı ve başarıları üzerine miralaylığa terfi etti. İstanbul’a dönünce Davutpaşa ve Rami’de istihkâmlar yaptırdı. Savaştan sonra Sırbistan, Yunanistan, Rusya ve İran sınırları belirleme komisyonlarında bulundu. Dönüşünde bir süre Ceride-i Askeriyye gazetesinin başmuharrirliğini yaptı. 1884’te Çetine sefirliğine gönderildi. Aynı yıl mirlivalığa yükseldi. 1888’de Teftiş-i Askerî Komisyonu üyeliğine getirildi. 1889’da ferik oldu ve ertesi yıl Girit Askerî Fırkası Erkân-ı Harbiyye reisliğine tayin edildi. Burada aynı zamanda Girit vali vekilliğini de üstlendi.
Girit’teki çalışmaları II. Abdülhamid’i çok memnun eden Ahmed Cevad Paşa 1891’de Önce müşirliğe, ardından da sadrazamlığa getirildi. Sadrazamlık döneminin en önemli hadisesi Ermeni meselesi ve bunun doğurduğu problemlerdir. Önce Merzifon, Yozgat ve Tokat’ta dış güçlerin tesiriyle ayaklanan Ermeniler daha sonra Sason Vak’ası’nı ortaya çıkardılar. İngiltere, Fransa ve Rusya’nın da bu olayları kışkırtmak istemeleri iç ve dış basında büyük yankılar uyandırdı. Cevad Paşa bu olaylar sırasında padişahtan aldığı emirleri yerine getirmekten başka bir şey yapamadığı gerekçesiyle saraya bir lâyiha sunarak sadâret mevkiinin yetkilerinin genişletilmesini isteyince 189S yılında görevinden alındı. 1897’de tekrar ortaya çıkan Girit meselesini halletmek üzere oraya gönderildi. Daha sonra Alman İmparatoru II. Wilhelm’in Suriye eyaletini ziyareti sırasında onun mihmandarlığıyia görevlendirildi, fakat Beyrut’a gönderilmeyerek merkezi Şam’da bulunan Beşinci Ordu kumandanlığına tayin edildi. Bu görevde bir buçuk yıl kadar kalabildi. Bir süre önce yakalanmış olduğu tüberkülozdan dolayı Beşinci Ordu müşirliğinden istifa ederek İstanbul’a döndü, bir buçuk ay sonra da 9 Ağustos 1900 günü Nişantaşı’ndaki konağında vefat etti. Naaşı Fatih’teki Emîr Buhârî Zaviyesi karşısında anne ve babasının mezarlarının yanındaki kabristana defnedildi. Daha sonra buraya bir türbe yapıldı.
Zengin bir kütüphaneye sahip olan Cevad Paşa bunu dolaplarıyla birlikte İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne bağışlamıştır. Gerek yurt içinde gerekse yurt dışın-da yüksek nişanlarla taltif edilen Cevad Paşa zeki. çalışkan ve dürüst bir kimse idi. Sadrazamlığı sırasında Babıâli memurlarının boş zamanlarında kitap okumalarını sağlamak için Babıâli’nin bahçesinde bir kütüphane yaptırmıştır. Yakın zamana kadar Başbakanlık Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığının idare ve okuma salonu olarak kutlanılan bu bina halen aynı kurumun birimlerinden birini teşkil etmektedir.
Cevad Paşa’nın kardeşi Şâkir Paşa da Osmanlı kumandanlarından olup bunun Halikarnas Balıkçısı olarak tanınan oğlu Cevat Şakir Kabaağaçlı son devir Türk hikâye ve roman yazarlarındandır.
Eserleri
Arapça, Farsça, Fransızca, Rumca ve İtalyanca bilen Cevad Paşa oldukça hareketli geçen askerî ve siyasî hayatı boyunca bazı eserler de kaleme almıştır.
1- Târih-i Askeri-i Osmânî. On cilt içinde yirmi kitap halinde yazmayı tasarladığı, fakat muhtemelen günümüze intikal eden üç cildini yazabildiği eserin I. cildinde Yeniçeri Ocağı’nın kuruluşu, teşkilâtı, kışlaları, yeniçerilerin çeşitli yüzyıllardaki mevcutları, ulufeleri, kıyafetleri, silâhları, âdetleri, isyanları ve nihayet ocağın ortadan kaldırılması ile bu ocağa asker yetiştiren Acemi Ocağı’nın teşkilâtından bahsetmektedir. Bu cilt yayımlandığı yıl. yeniçeri kıyafetleriyle silâhlarını ihtiva eden albüm şeklinde bir mecmua ile birlikte Fransızca olarak Paris’te de neşredilmiştir. Târih-i Askeri-i Osmânî’nin II. cildi Nizâm-ı Cedîd ve Asâkir-i Mansüre-i Muhammediyye’nin teşkilâtlarına, III. cildi ise Sultan Abdülmecid dönemindeki Osmanlı askerî teşkilâtına dairdir.
2- Târîh-i Askeri Hulâsası. XVI. yüzyıl sonuna kadar devletler arasındaki meşhur savaşlara ve askerî düzenlemelere dair bir eserdir.
3- Ma’lûmâtü’l – kâfiye fî memâli-ki’l-Osmâniyye. Osmanlı Devleti’nin kara ve deniz kuvvetlerine, vilâyetlerine, dağlarına, nehirlerine, halkına, ürünlerine, yollarına ve bazı devlet ricaline dair ansiklopedik bir eserdir. Sultan Abdülaziz zamanında askerî idâdî-de ders kitabı olarak okutulmuştur.
Cevad Paşa 1879’dan itibaren tarih, matematik, sanayi ve ahlâkla İlgili yazılar yazdığı ve ancak yirmi dört sayı yayımlayabildiği Yadigâr adli bir dergi çıkarmıştır. Ayrıca şu eserleri de kaleme almıştır: .Riyaziyenin Mebâhis-i Dakî-kasi; Kimyânm Sanayie Tatbikini Hâvi Mebâhis-i Müfide[168]; Semâ yahud Kozmografya[169], Telefon.
Diyanet İslam Ansiklopedisi