Sosyoloji

Jose Saramago – Kabil

Jose Saramago – Kabil

Bir erkekle bir kadın sucuk doldurma makinesi değildir, hormonlar son derece karmaşık şeylerdir, bir anda oluşmazlar, ne eczanede bulunur ne de süpermarkette, zaman zaman tanımak gerekir. (s. 13)

Habil -> Efendinin lütfuna en iyi şekilde mazhar olduktan sonra, ömrü en kötü biçimde sona eren biri. (s. 15)

Yasak meyve -> Buramda kaldı dedi adem, boğazına dokunarak. (s. 18)

Gökyüzünde de çok gülümseniyordu, ama her zaman meleksi bir şekilde ve hafif bir hoşnutsuzluk ifadesiyle birlikte, sanki mutlu olmaktan özür diler gibi. (s. 24)

Kabil ile Habil dünyanın en iyi dostuydu, kardeş gibi bile gözükmüyorlardı. (s. 30)

İnfaz eden kol bendim ama hükmü veren sendin. (s. 32)

Hayatta neden ve niçin olduğunu bilmeden çocuk yapmaktan başka hedef olmaması çok kötü. (s. 34)

Kuşku duymak uzun yaşamış olmanın ayrıcalığıdır. (s. 41)

Burada otomobiller ve otobüsler yok, trafik işaretleri ve ışıkları yok, yeraltı geçitleri yok, binaların cephelerindeki ya da evlerin çatılarındaki reklam duyuruları yok, kısacası modernite, modern yaşam yok. Ama hepsi gelecek, ilerlemenin kaçınılmaz olduğu, ölüm kadar – ve yaşam kadar- kaçınılmaz olduğu daha ilerde bilinecek. (s. 42)

Kabil kafasının içinde yaşamını evirip çevirdi ve bu yaşama hiçbir açıklama bulamadı. (s. 52)

İnsanların tarihi tanrı’yla anlaşmazlıklarının tarihidir, o bizi anlamaz biz de onu anlamayız. (s. 76)

Belirsizliğin yolu başlangıçta dardır, ama onu genişletmeye hazır biri elbette olacaktır, bir halk özdeyişini tekrarlarsak, belirsizlik yemek yemek ya da kaşınmak gibidir, önemli olan başlamaktır. (s. 86)

Kimse tek kişi değildir. (s. 100)

Gelecek önceden yazılıdır, ama biz bütün bunların yazılı olduğu sayfayı okumayı bilmiyoruz. (s. 102)

Gerçekten insanların yaşamı hak etmediklerini mi düşünüyorsunuz, diye sordu kabil, şaşırmıştı, Bizim söylediğimiz bu değil, söylediğimiz ve tekrar ettiğimiz şey, insan varlıklarının, bilinen bütün zamanlar boyunca davranış tarzları dikkate alındığında, yaşamı, karanlık yanlarına rağmen, ki bunlar da çoktur, güzel, büyük, muhteşem yanlarıyla birlikte hak etmedikleridir, cevabını verdi meleklerden biri. Sonuç olarak bir şey söylemek diğerini de söylemek anlamına gelmez, diye ekledi ikinci melek. Aynı anlama gelmese bile kısmen aynıdır, diye ısrar etti kabil. Belki ama farklılık bu kısmen’dedir ve o da önemli bir farklılıktır, Bildiğim kadarıyla biz burada yaşamı hak edip etmediğimizi kendimize hiç sormadık, dedi Kabil. Eğer bunu kendinize sormayı düşünseydiniz, yeryüzünden silinmekte olmazdınız, Ağlamanın faydası yok, çok bir şey kaybedilmeyecek, cevabını verdi Kabil. (s. 134/135)

Hikaye bitti, anlatacak başka bir şey olmayacak. (s. 146)

Çeviren: Işık Ergüden
Kırmızı Kedi Yayınları, 2. Baskı, Ekim 2011