Sosyoloji

Jean – Raimond – İngiliz Edebiyatı

Jean – Raimond – İngiliz Edebiyatı

  1. Bölüm

Ortaçağ Edebiyatı

Anglo-Sakson edebiyatı özellikle şiir açısından çok zengindir.

Dinsel şiir ve din dışı şiir

Bu şiirin en güzel örneği, 3.000 dizelik Beowulf’tur. (s. 7)

Konusu iskandinav destanlarından alınan bu şiriin birinci bölümünde, çok güçlü genç “Geat” (Güney İsveç dilinde) prensi Beowulf, kralın savaşçılarını parçalayıp yutan canavar Grendel’i ve bir denizin dibindeki mağarasında bulduğu bu iğrenç canavarın annesini öldürür.

İkinici bölümde, Beuwulf’un eski bir hazineyi koruyan bir ejderha tarafından talan edilen ülkesinde yarım yüzyıl hüküm sürmüş olduğunu görürüz. Sadık dostu Wiglaf’tan yardım gören Beowulf göğüs göğüse korkunç bir mücadeleden sonra canavarı yere serer. Ağır yaralar alan yiğit kahraman sadık dostunun kollarında can verir. (s. 8)

Geoffrey Chaucer (1340?-1400)

Canterbury Hikâyeleri’nde Ortaçağ alegorisi yerine yaşayan bir insanlığı anlatmayı tercih eden şair, Shakespeare’e yol göstermiştir.

Giriş bölümünde otuz kadar hacı, Southwark’da Tabard Hanı’nın önünde toplanmıştır ve Thomas Becket’ın Canterbury’deki mezarına bir hac ziyareti hazırlığı içindedirler. Hancı da seyahate katılmaktadır ve yolda vakit öldürmek için herkesin bir hikâye anlatması önerisini getirir. Bu hacılar dönemin sosyal sınıflarının farklılığını yansıtırlar. (s. 10)

  1. Bölüm

Rönesansın Başlangıcından Elizabeth Dönemi Altın Çağına

İngiliz rönesansına özgü hümanizmayı Thomas More’un (1478-1535) Ütopya’sından daha iyi anlatan bir yapıt yoktur. (s. 14)

İngiliz düzyazısını geliştiren en büyük isimlerden biri Francis Bacon (1561-1626)

Gözünü hırs bürümüş bu filozofun ahlakında bir patavatsızlık bir küstahlık vardır. (s. 17)

Henri Fluchere’in “cehennemden geçişin çok kişisel bir tanıklığı” biçiminde tanımladığı Shakespeare’in Soneler’i İngiliz lirik şiirinin doruklarından biridir.

Spenser’ın güçlü alegorik şiiri Periler Kraliçesi

Yaklaşık 35.000 dizeden oluşur.

Kutsallığı (Kızılhaçlı Şövalye), iffeti (dişi şövalye Britomart), dostluğu (Triamond ve Cambell arasındaki dostluk), adaleti (Artegal), nezaketi (Sire Calidore) anlatır. (s. 20/21)

Dinsel oyunlar laikleşirken soytarılık ve kaba güldürüye fazlasıyla yer veren “interlüd” adlı kısa oyunlar ortaya çıkar. Thomas More’un karanlık dostu John Heywood (1497?-1580?) kısa sürede bu türün üstadı olur. (s. 22)

Sahnenin önünde perde yoktur, dekor da yoktur ya da çok hafiftir, aksesuvar da çok sınırlıdır. Basit bir tabelayla gösterilir oyunun oynandığı yer. Shakespeare oyunlarının sözsel büyüsünün en önemli amacı, gelişmiş teknik olanakların eksikliğini kapatmaktır. (s. 24)

Shakespeare

Nisan 1564’te, Warwickshire’da, Stratford-upon-Avon’da doğmuştur.

Tarihin ilginç bir rastlantısı, Shakespeare 23 Nisan 1616’da, dünya edebiyatının bir başka devi Cervantes’le aynı günde ölmüştür. (s. 28)

14 komedi

10 öykü (?)

13 trajedi

Hayatının ilk dönemlerinde tarihsel dramlar ve komediler öne çıkar.

Shakespeare’in yazdığı ilk komedi, büyük olasılıkla Yanlışlıklar Komedyası’dır(1591). (s. 31)

…yazarlığının ikinci döneminin en önemli yapıtları dört büyük trajedidir:

Hamlet, Othello, Kral Lear ve Macbeth

Trajik bir kahraman olan Hamlet bir türlü yakalayamadığı gerçeğin peşindeki insanın metafizik sıkıntısını anlatır. (s. 35)

(Shakespeare’in çağdaşlarından) Satirik bir yazar olan Ben Jonson, Londra’nın kenar mahallelerinin hareketli yaşamını gerçekçi bir üslupla yansıtmayı başarmıştır. (s. 39)

  1. Bölüm

Metafizik Şairlerden Restorasyon Tiyatrosuna

Gençliğinde pagan bir şair olarak tanınan ve daha sonra ünlü bir vaiz olan Donne, aslıbda bir rönesans şairidir. (s. 41)

Donne …her zaman şehvetle birlikte görülen aşk, ölüm düşüncesinden ayrılamaz. (s. 42)

Kutsal kitap şairi, Püriten şair John Milton (1608-1674) soylu ve yüce kişiliğiyle 17. Yüzyıl İngiliz şiirine egemen olmuştur. (s. 45)

Adem’le Havva’nın günahı ve cennetten kovulma üstüne bir dram kaleme almayı düşünür. Kaybedilmiş Cennet tasarısı böyle ortaya çıkar.

İhtişama yönelik bir düşgücünün güçlü esinlemesi, ritmi son derece etkileyici olan bu şiire can verir. Göğün en yüksek katı ya da Empyrius, Kaos ya da Uçurum, yeryüzü, cehennem, Milton’ın Kutsal Kitap’tan ve astronomi bilgileriyle birlikte Yunan felsefesinden etkilenerek yazdığı Kaybedilmiş Cennet evreninin dört unsurudur. Bu dünyadaki figürlerden beşi önemlidir: Yehova, Tanrı’nın oğlu, Şeytan, Adem ve Havva.

Adem ile Havva’nın günahtan önceki saf aşkını ve günahtan sonraki daha karışık ve daha eksiksiz aşkını anlatan içoğlanları şiirin en çarpıcı bölümleridir. (s. 47)

(Restorasyon Dönemi)

…dönemin en ünlü düzyazı yazarı, hüç kuşkusuz, John Bunyan’dır (1628-1688). (s. 49)

  1. Bölüm

Klasizm, Neoklasizm, Ön-romantizm

Daniel Defoe da (1660-1731) romana gazetecilikle başlamıştır. (s. 55)

…kesinlikle bir çocuk kitabı görülmemesi gereken Gulliver’in Seyahatleri özellikle dönemin siyasal, sosyal ve dinsel yaşamına anıştırmalarla süslenmiş bir yergi yapıtıdır.

On beş santimetre boyundaki erkeklerin ve kadınların bulunduğu Liliput Adası’nda, Lemuel Gulliver, sonunda kendisini kadiri mutlak bir tanrı gibi görmeye başlar.

Devlerin yaşadığı Brobdingnac’ta, kendisini sefil ve kötü, küçük bir böcek gibi gören Lemuel Gulliver, dev yaratıkların ellerindeki bir oyuncaktan başka bir şey değildir.

…gülünç filozoflar ve bilginlerle karşılaştığı Laputa adlı uçan ada; ölümsüzlüğe mahkûm edilmiş hastalıklı ihtiyarlar, Struldbrugglar’ı tanıdığı Luggnagg Krallığı.

Gulliver’in ziyaret ettiği son ülke gene düşsel bir yerdir ve buradaki efendiler akıllı atlar Houynhnm’ler, uşaklar da insan biçiminde iğrenç yaratıklar olan Yahoo’lardır.

“Pierre, Jean ve Thomas’ı samimi bir şekilde sevsem de, insan denen hayvandan nefret ediyorum.” Swift (s. 57)

Pope’un en iddialı şiiri İnsan Üzerine Bir Deneme (1734), bir beylik felsefi konular mozayiğidir ve kısmen deizm adı verilen doğal dinin savunuculuğunu yapan Bolingbroke’tan alınmıştır. Pope’un “varolan her şey iyidir” dediği İnsan Üzerine Bir Deneme’nin dört mektubunun  içerdiği evrensel uyum düşüncesine karşı, Voltaire ünlü “Lizbon Felaketi Şiiri’ni yazmıştır (s. 1755). Pope’un dehası felsefi düşüncelerinden çok hiciv şiirinde görülür. Horatius’un hicvini örnek almıştır. (s. 60)

  1. Bölüm

Romantizm

Coleridge

Yaşlı Denizcinin Şiiri tuhaf bir dünyaya götürür bizi; bu dünyada güneş de, ay da, onları değiştiren endişe verici bir tuhaflıkla taçlanmışlardır. Doğaüstücülük işaretleri taşıyan bir yere yerleşmiş olan bu baladda etkili bir dinsellik, “tanrısallığa” yakın bir tinsellik sezilir . Ama şaşırtıcı unsur insani unsuru dışlamaz bir şiirde. Cesaretle dolu bir gemide kalan yaşlı denizcinin yalnızlığı Tanrı ve yakınları tarafından terk edilen bir insanın imgesini yansıtır. Gizem sadece gökyüzünde ve denizde değildir, insanın derinliklerindedir. (s. 80)

(Byron)

Yunan bağımsızlığı için mücadele eden bu şairin Missolonghi’deki ölümü onun romantik imajını iyice pekiştirir. (s. 82)

(Jane Austen / 1775-1817)

En popüler yapıtı Aşk ve Gurur … beş perdelik bir komediyi anımsatır. İronisi hiçbir zaman edep kurallarını aşmayan ve satirle karışmayan yazar, söz konusu romanında ender rastlanan eleştiren gözlem gücüyle kendisine göre çok önemli bir meseleyi, ideal evlilik sorununu işler. (s. 89)

Browning en ünlü şiiri Yüzük ve Kitap’ı (1868) sekiz yılda yazmıştır.

Thackeray’ın Henry Esmond (1852) adlı eseri Kraliçe Anne döneminin çok renkli bir freskidir; Dickens’ın İki Şehrin Hikâyesi (1859) adlı eseriyse Devrim öncesi Paris’inin çok güçlü bir tablosu niteliğindedir. (s. 101)

(Conrad)

Kahramanlarının gezileri ‘benin karanlıkları’ndaki yolculuğun sembolik ifadesidir. Büyük bir “bilinç cehennemleri” araştırmacısı olan Conrad, derinlikler psikolojisine temas eden öyküler aracılığıyla insan yaşamının karmaşıklığını dile getirir. Bir günahın ve sonuçlarının öyküsü olan Lord Jim, olaylara belli bir görüş açısından bakan bir romandır: bu yapıtta her şeyi bilen bir yazarın kesinlemelerinin yerini Marlow adlı kararsız bir anlatıcının varsayımları almıştır; öte yandan, romandaki bilinçli parçalanma, olaylara ve kahramana bir kaleydoskoptan bakmaya götürür insanı. (s. 114)

  1. Bölüm

Birinci Dünya Savaşı’ndan İkinci Dünya Savaşı’na

1922’de T.S. Eliot’ın Çorak Ülke adlı şiirinin yayımlanması, 1798’de Lirik Baladlar’ın (Coleridge) yayımlanması kadar önemli bir edebiyat olayıdır. “Sanatçının gelişmesi sürekli özveride bulunmasını, kişiliğini sürekli geri plana itmesini gerektirir,” diyen son derece kültürlü bir entelektüelin yapıtı olan, dört yüz küsür dizelik, Fransız, İtalyan ve Alman özdeyişleriyle ve büyük İngiliz şairlerine anıştırmalarla dolu bu şiir, romantizmden kesin bir kopuşun şiiridir. (s. 123)

Huxley’in yapıtları yolundan sapmış bir insanlığın trajik durumunu anlatır. (s. 134)

  1. Bölüm

1945 Sonrası İngiliz Edebiyatı

Beckett’ten etkilenmiş olmasına rağmen, Harold Pinter (1930) “saçma tiyatrosu” ve gerçekçi tiyatro arasında bir yerdedir; şu farkla ki, o da Arden (John Arden) gibi gerçekçiliğini sembolizme ve şiire açar.

…anlam belirsizliği virtüozü olan Pinter çoğul yorum dediği bir “açık tiyatro” yazarıdır. Çünkü oyunları özellikle yaşam bunalımının şiirsel imgeleridir. (s. 142)

Söylenmeyen, sessizlik üstadı Pinter’da en önemli unsurdur. (s. 143)

Tom Stoppard (1937), tiyatronun sosyal misyonuna inanmaz. Onun oyunları ikinci derecede bir tiyatro alanına da girebilecek oyunlardır ve her oyunun anlaşılabilmesi, parodisi ve aynı zamanda da kopyası olduğu daha eski bir oyunun bilinmesini gerektirir. Rosencrantz ve Guildenstern Öldüler (1967) Hamlet’in modern bir versiyonudur ve bu oyunda başrol Shakespeare oyunlarında görülen, Godot’yu Beklerken’in serserileri gibi konuşan, geri plandaki iki kahramana verilmiştir. (s. 144)

Felsefe formasyonuna sahip olan Iris Murdoch (1919-1999) psikolojik roman geleneği içinde yer alan bir yazardır ve bir yandan da izah edilemeyen ve doğaüstü meselelerle ilgilenir: onun maddi ve maddi olmayanın, gerçeklik ve hayali olanın sınırlarındaki roman dünyası başına her zaman acılı olaylar gelen az ya da çok alegorik kahramanlarla doludur. (s. 151)

Sartre’ın varoluşçuluğundan çok büyük ölçüde etkilenen John Fowles’a göre (1926-2005) her insan kendi otantikliğini aramalı ve bir özgürlük tercihi peşinde olmalıdır. Romanları, Hartley’in romanlarının tersine, teknik açıdan son derece karmaşıktır; 1867-1869 arasına tarihlenen Fransız Teğmenin Karısı (1969) adlı yapıtı şimdiki zamanla (Barthes ve Yeni Roman) yüz yüze gelir; bu yapıt Victoria dönemi romanını taklit eder ve üç amaca yönelik (Charles’ın olası üç tercihine denk düşen) açık bir anlatıdır; yazar, anlatıcı ve okuyucu arasında ince ilişkilerin kurulduğu bir yapıttır. (s. 153)

Çeviren: İsmail Yerguz

Dost Kitabevi Yayınları

Ağustos 2005, Ankara

İlgili Makaleler