Tarihi Şahsiyetler

Jacques-Arsene d’Arsonval Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi

ARSONVAL, Jacques- Arşene d’ (1851-1940)

Fransız biyofizikçi. Galvanometreyi geliştirmiş, yüksek frekanslı akımların tedavi amacıyla kullanılmasına öncülük etmiştir.

8 Haziran 1851’de Haute-Vienne İli’ndeki La Porcherie’de doğdu, 31 Aralık 1940’ta doğduğu
kentte öldü. Limoges çevresinde büyük toprakları olan köklü bir aileden geliyordu. Üç kuşak boyunca hekim yetiştiren ailesinin geleneğini sürdürmek için 1869’da Poitiers Üniversitesi’nde tıp okumaya başladı. Bir yıl sonra Prusya Savaşı başlayınca Paris’e giderek öğrenimini College de France’ta sürdürdü ve 1876’da diplomasını aldı. 1894’te aynı okulda profesör olan d’Arsonval, 1882’den 1910’a değin biyofizik laboratuvarının yönetimini de üstlenmişti. 1910’da Nagent sur-Marne’da yeni bir laboratuvar kurdu ve 1931’de emekli olana değin burayı yönetti. 1884’te Legion d’Honneur nişanıyla ödüllendirildi; 1888’de Tıp Akademisi, 1894’te Bilimler Akademisi üyeliğine seçildi.

D’Arsonval, College de France’ta Claude Ber-nard’ın yetenekli asistanları arasındaydı. Fizyolojiye ilgi duymasında Bernard’ın etkisi büyüktür. 1876’da akciğer atardamarının esnekliğine ilişkin diploma tezinde, elektrik geriliminin hücrenin fizikokimyasal özelliklerinden biri olduğunu savundu. Belli türden bir enerjinin işe dönüştürülmesinin ilk yaşam göstergesi olduğunu, bu bakımdan insanların bir elektrik motoruna benzetilebileceğini ileri sürdü. Bu düşünceden yola çıkarak, o da hocası Bernard gibi canlıların vücut ısısı üzerinde incelemelere başladı. Bernard’m ölümünden sonra bir süre ünlü nörolog Brown-Sequard ile çalışan d’Arsonval, içsalgı bezleriyle ve bu bezlerin ürettiği salgıların tedavi edici özellikleriyle ilgilendi. Ortak çalışmaları sırasında, kobay testislerinden elde edilen özün belirgin bir antiseptik (mikrop öldürücü) özelliği olduğunu buldular. Yaraların tedavisinde hormon kullanmayı öneren ve sonradan çeşitli tartışmalara yol açan görüş d’Arsonval ile Brown-Sequard’ın bu çalışmalarından kaynaklanmıştır.

D’Arsonval’in biyofiziğe en önemli katkısı, elektrik akımının bu alandaki uygulamalarını başlatmış olmasıdır. Bu konudaki çalışmalarında da Bernard’ın izinden yürüyen d’Arsonval, kas kasılmaları sırasında onaya çıkan elektrik gerilimi değişikliklerini ölçmekle işe başladı. 1820’lerde geliştirilen galvanometreler (akım ve gerilim ölçerler) o dönemde çok zayıf akımlan kaydedecek denli duyarlı değildi. Bell’in o sıralar yeni geliştirdiği telefonun çok düşük akımla çalışması d’Arsonval’e esin kaynağı oldu ve ilk ölçüm çalışmalarında bu aygıtın çalışma ilkesini örnek aldı. 1880’lerin başında, biyoloji alanında kullanılacak, kutuplaşmayan gümüş klorür elektrotlu pil, kas gerilimini ölçen miyograf (Marey ile birlikte) gibi araçların yanı sıra, kendi adıyla bilinen çok duyarlı bir galvanometre geliştirmişti (1882). Bu araçlarla bir süre daha çizgili kasların kasılma ve gevşeme sırasındaki elektrik değişimlerini ölçtü. Sonraları, yüksek gerilimli elektrik şoklarının canlılarda mutlaka ölüme yol açmadığını, hatta kimi durumlarda hastalıkların tedavisinde kullanılabileceğini farketti. Böylece, Henz’in geliştirmiş olduğu yüksek frekans osilatörünü kullanarak, yüksek frekanslı (500-1500 kHz) ve yüksek gerilimli (10 000 Volt’a dek) düşük akımın (100-200 mA) vücutta yarattığı elektrik dalgalarından ve ısı etkisinden tedavide yararlanma yöntemini geliştirdi. “Arsonvalizasyon” yöntemi olarak bilinen bu yaklaşım, elektrik uyartılarının sinir sistemini, kan dolaşımını ve vücuttaki çeşitli fizikokimyasal işlevleri etkileme özelliğinden yararlanılarak, dolaşım ve metabolizma bozukluklarının, nevrasteni ve ülser gibi çeşitli hastalıkların tedavisinde uygulandı. İlk kez 1895’te denenen bu yöntem, 1920’lerde “diathermi” yöntemi geliştirilene değin elektroterapiyle eşanlamlıydı. Bu bakımdan d’Arsonval’in çalışmalarının, elektroterapi-nin uygulamalı bir bilim dalı niteliği kazanmasında önemli bir yeri vardır.

Biyofizik çalışmalarını sürdürürken konunun gereği olarak fizikle de ilgilenen d’Arsonvai, son zamanlarında ilgisini bu alanda yoğunlaştırdı. 1902’de Georges Claude’la gazların sıvılaştırtmasını araştırdı. Fakat d’Arsonval’in fiziğe en önemli katkısı, fizyoloji çalışmaları sırasında o güne değin kullanılan örneklerden daha üstün bir galvanometre geliştirmiş olmasıdır. Ondan önce, elektrik akımının şiddetini ölçmek için Oersted, Kelvin, Nobili ve Lippmann’ın yaptığı galvanometreler gerek Yer’in, gerek öteki elektromanyetik güçlerin çekiminden etkilendiği için hatalı sonuçlar veriyordu. D’Arsonval döner mıknatıslı bu galvanometreleri de inceleyerek, Fransız fizikçi Dep-rez ile birlikte döner kadranlı bir galvanometre geliştirdi. D’Arsonval galvanometresi, sabit bir at nalı mıknatısın kutupları araşma yerleştirilmiş saf demirden bir silindir (çekirdek) ile bunun üzerine sarılmış bir bobinden oluşur; bobinin bir ucunda ayna olduğu için yansıtmalı galvanometre adıyla da bilinir. Daha sonra değişik örnekleri geliştirilen d’Arsonval galvanometresi, fizyoloji alanında kullanıldığı gibi, çeşitli ampermetre ve voltmetrelerin yapımında da örnek alınmıştır.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi