Edebiyat

İsmail Beliğ Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

İsmail Beliğ, (ö. 1142/1729) Kendi adıyla da anılan şairler tezkiresi ve veleyâtnâme türündeki eseriyle tanınan şair ve tezkire yazarı.

1079’da (1668) Bursa’da doğdu. Bu­rada bulunan devrin âlimlerinden iyi bir tahsil gördü. Kaynaklarda iyi derecede Arapça ve Farsça bildiğinden bahsedil­mektedir. Dedesi ile babası Seyyid İbra­him Şahin Emirzâde’ye emîr unvanınınlarda bir kayda rastlanmamıştır. Bu iki­sinin imamlık yaptıkları Mantıcı Camii’nde İsmail Belîğ de elli yıla yakın bir sü­re imamlık yaptı. 1702’de kısa bir süre Tokat mahkemesi nâibliğinde bulundu. Bu vazifelerden başka, süreleri kesin ola­rak tesbit edilememekle beraber, Evkâf-ı Haremeyn-i Şerîfeyn Mahkemesi’nde mü­fettiş kâtipliği, Hz. Emîr İmareti ile Ye­şil İmarette önce kâtiplik, bir ara gaile” nâibliği ve her iki imarette de imaret şeyhliği görevlerinde bulundu. Vefat ta­rihi ihtilaflı olmakla beraber Süleyman Hâlis Efendi’nin düşürdüğü. “Tayr ola cennete Şâhin-zâdem” mısraından 1142 (1729) yılında öldüğü anlaşılmaktadır. Çatalfırın civarındaki Yeniyer Mezarliğı’-na defnedilen İsmail Belîğ’in bugün me­zarlığın tamamen kaldırılmış olması se­bebiyle kabri bilinmediği gibi mezar ta­şı da bulunamamıştır.

İsmail Belîğ’den başka hepsi XVIII. yüz­yılda yaşamış Belîğ mahlaslı dört, Belîğî mahlaslı üç şair daha vardır. Bunlardan Yenişehirli Belîğ’in (Mehmed Emin) şiirle­ri İsmail Belîğ’in şiirleriyle karıştırılmış­tır. Zaman zaman isimleri ve eserleri bir­birine karıştırılan bu şairler arasında Seyyid İsmail. Belîğ mahlasını ilk defa kul­lanmış olup tezkire ve vefeyâtnâme tü­ründeki eserleriyle diğerlerinden ayrıl­maktadır.

Belîğ’den bahseden eserlerin bir kıs­mında onun musikişinas ve zâkirbaşı ol­duğu yolunda da kayıtlar vardır. Nesir sahasında vermiş olduğu eserleriyle ka­zandığı haklı şöhret kadar olmasa bile şiirde de takdirle anılacak bir üne sa­hiptir. Aruz veznini oldukça başarılı bir şekilde kullanan İsmail Belîğ, nesirlerin-deki ağdalı ve külfetli ifadeye şiirlerin­de yer vermemiştir. Bu husus divan şi-irindeki mahallîleşme cereyanının bir so­nucu olarak da değerlendirilebilir. An­cak şairliği hakkında daha isabetli bir hüküm verebilmek için esas alınması gereken divanı ile Seb’a-i Seyyare ve Genc-i Şâygân adlı eserleri henüz ele geçmemiştir.

Şiirlerinde ve diğer manzum eserle­rinde peygamber kıssalarıyla ilgili mo­tiflere, halk dilinden alınmış deyim, ata­sözleri ve divan edebiyatının ortak maz­munlarına yer veren Beîîğ’in genellikle Türkçe yazdığı şiirler çeşitli mecmualar­da bulunmaktadır. Fatîn’in İsmail Belîğ’e atfettiği gazel ise Yenişe­hirli Belîğ’e ait olup onun matbu diva­nında mevcuttur. İsmail Belîğ dinî, ma­hallî ve özellikle biyografik eserleriyle devrinde seçkin bir şahsiyet olarak ta­nınmıştır.

Eserleri

1- Güldeste-i Riyâz-ı İrfan ve Veîeyât-ı Dânişverân-ı Nâdiredân. Belîğ’in, Baldırzâde Mehmed Efendi’nin Ravza-i Hviiyd’sını esas alarak yazdığı ve bir zeyil mahiyeti taşıyan vefeyâtnâ­me türündeki bu eseri beş bölümden meydana gelmektedir. 1139’da (1727) tamamlanmış olan eser Bursa tarihi için değerli bir kaynaktır. Belîğ, Osmanlı sul­tan, vezir, şeyh, âlim ve şairleri hakkın­da bilgi verdiği bu eserine faydalandığı kaynaklardaki bilgileri aynen almamış, hataları düzeltme yoluna gitmiştir. Guldeste’nin Şeyh Eşrefzâde Ahmed Ziyâeddin tarafından Gülzâr-ı İrfan adıy­la yazılmış bir zeyli vardır. Eserin çeşitli yazma nüshaları olup ayrıca Bursa Ti­caret Mahkemesi reisi Mehmed Eşref tarafından 1302’de Bursa’da neşredil­miştir,

2- Nuhbetü’1-âsâr li-zeyli Züb-deü’i-eş’ör (1139/1726). Eser Kafzâde Fâizfnin Zübdetü’l-eş’âr’ına zeyil ola­rak yazılmıştır. Belîğ eserine Fâizî’nin bıraktığı 1030 (1620) yılından 1139’a (1726) kadar yetişen şairleri dahil etmiştir. 414 şair hakkında bilgi veren ese­rin bilinen müellif hattı tek nüshası İs­tanbul Üniversitesi Kütüphanesi’ndedir. Bu nüsha Abdüikerim Ab-dülkadiroğlu tarafından  neşredilmiştir.

3- Gül-i Sad-berg [1136/ 1723). İbadetle ilgili olarak seçilen 100 hadisin her birinin birer beyitle açıklan­dığı bir eserdir. Bilinen iki nüshası var­dır. Bazı kaynaklarda, eserde yer alan hadislerin Hanîfzâde Tâhir Ahmed’in Âsâr-ı Nev adlı kitabından se­çildiği kaydediliyorsa da bu yanlıştır.

4- Sergüzeştnâme-i Fakir be-Azîmet-i Tokat (İl 14/1702). Belîğ’in, nâiblik için davet edildiği Tokat’a giderken çektiği zahmetleri, memuriyet çilesini ve azledilişini anlattığı 149 beyitiik mesnevi­sidir. Eserin bilinen tek nüshası önce S. Nüzhet Ergun tarafından kısmen, daha sonra da A. Abdülkadiroğlu tarafından bütü­nüyle neşredilmiştir. S. Şehrengîz-i Bursa. Âyîne-i Hûbân adıy­la da anılan eser 1119’da (1707) tamam­lanmıştır. Bursa’nın meşhur güzellerin­den seçtiği yirmi güzeli sekizer beyitle tasvir ettiği bu manzume 269 beyittir. Bilinen iki nüshası da İstanbul Üniversi­tesi Kütüphanesi’nde bulunan bu eserde yer alan “Sâbıkâ sâdır olan şehrengiz / Nice tahrif ile ol­du nâçîz” beytinden Belîğ’in daha önce de bir Bursa şehrengizi yazdığı anlaşıl­makta, Safâyfnin Bursa güzellerini tav­sif ederek “üç cild mikdarı nazm u nesr ile” bir şehrengiz yazdığını belirtmesi bunun ayrı bir eser olduğunu teyit et­mektedir. Ancak bu şehrengizin nüsha­sı henüz ele geçmemiştir. Belîğ’e atfe­dilen Sâkinâme-i Belîğ adlı eser ise Ye­nişehirli Belîğ’e attir.

Diyanet İslam Ansiklopedisi