İslam-Türk Ansiklopedisi Nedir, Konuları, Hakkında Bilgi
İstanbul’da 1940-1948 yılları arasında çıkan, ancak “A” maddeleri tamamlanmadan yayımı duran ansiklopedi.
Eşref Edip (Fergan), İsmail Hakkı İzmirli, Kâmil Miras ve Ömer Rıza Doğrul’dan oluşan bir yazı heyetinin idaresi altında Âsâr-ı İlmiyye Kütüphanesi’nin yayını olarak neşre başlamıştır. “Muhîtü’l-maâri-fi’l-İslâmiyyeti’t-Türkiyye” alt başlığı ve “Türk- İslâm mütehassıs âlimlerden mürekkep bir heyet tarafından telif olunmuştur” kaydıyla yayımlanan ansiklopedinin ilk forması 25 Teşrinievvel 1940 tarihini taşır. On altışar sayfalık formalar halinde Îslûm-Türk Ansiklopedisi Mec-muasînın içinde dergiyle beraber çıkan ansiklopedinin elli formada tamamlanan 798 sayfa hacmindeki ilk cildinde (1941), sona ilâve edilen yirmi dört madde ile beraber “” ile (uzun A) başlayan bütün maddeler tamamlanmıştır. Cildin sonunda yer alan fihristte çeşitli ilim dallarına ait toplam 513 madde ismi yazar adlarıyla beraberyer alır. 74. formada 384 sayfa olarak yarım kalan II. cilt ise normal “A” ile başlayan 370 maddeyi ihtiva eder ve “Abdülganîb. İsmail b. Abdülganî en-Nablusî” maddesinin yarısına kadar gelir. Latin harfli ansiklopediler için alışılmış olmayan iki ayrı “A” harfine dayalı sistem okuyucuları şaşırtmış, bazı tenkitçilerde birtakım maddelerin atlanmış olduğu kanaatini uyandırmıştır.
İslâm- Türk Ansiklopedisi’nin yayımlanmaya başladığı dönemde Türkiye’de ilmî ve akademik seviyede İslâmî yayın hemen hemen yok denecek durumdaydı. Bu konu, 1-5 Mayıs 1939’da gerçekleştirilen I. Türk Neşriyat Kongresi’nde görüşüldü. Kongreyi takip eden günlerde Maarif Vekâleti, Hollanda’nın Leiden şehrinde İngilizce. Fransızca ve Almanca olmak üzere üç dilde yayımlanan İslâm Ansik-lopedisi’riın Türkçe’ye çevrilmesini kararlaştırdı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde bu amaçla bir tercüme bürosu kuruldu. Ancak söz konusu yayın hakkında tamamen şarkiyatçı misyoner zihniyetiyle hazırlandığı, ilmî yanlışlarla ve İslâmiyet’e aykırı kanaatlerle dolu olduğu, tarafgir yaklaşımlarla asılsız iddialara yer verildiği şeklinde basında çıkan yazılar üzerine Maarif Vekâleti eserin aynen tercümesinden vazgeçerek bazı maddelerin tâdil, ikmal ve yeniden telifini kararlaştırdı. Bu şekilde yayımlanmaya başlanan İslâm Ansiklopedisine fasikülleri çıktıkça tenkitler de devam etti. Esasta bu ansiklopedinin tenkidi düşüncesinden doğan İslâm-Türk Ansiklopedisi, böyle bir çalışmada maddelerin nasıl olması gerektiğini ortaya koymak için neşredilmiştir. Ansiklopedi yayın hayatı boyunca. İslâmlık ve Türklük alanında doğru bilgileri ihtiva eden bir eserin ancak müslü-man ve Türk müellifler tarafından yazılabileceği, yabancıların hazırladığı bu gibi eserlerin hem yetersiz hem de maksatlı yanlışlarla dolu olduğu, dolayısıyla ihtiyacı karşılayamayacağı fikrini ispata çalışmış, ansiklopedide ve mecmua kısmının hemen her sayısında İslâm Ansiklopedi-si’nin orijinal ve Türkçe neşirlerinde görülen yanlışlar tenkit edilmiştir. Ansiklopediyi çıkaranlar, ilk cildin başında yer alan mukaddime mahiyetindeki yazılarında müslüman Türk yazarların da bir ansiklopedi çıkarabileceklerini ısrarla vurgulamışlar, eserin bizzat kendisini bu fikri ispat için delil olarak göstermişlerdir.
Ansiklopedinin 1. cildinin başında yer alan yirmi sekiz sayfalık girişte İslâm itikadının temeli, getirdiği inkılâp, ilme ve medeniyete verdiği önem anlatılmış, bugün karşılaşılan meselelerin çözümü için yeni bir hamleye ihtiyaç olduğu belirtilmiştir. “Esas Programımız” başlıklı yazıda da konularını Kur’an, hadis, İslâm tarihi, İslâm âlimleri, edebiyat, güzel sanatlar, fikir ve din hareketleri ve İslâm’a Türkler’in hizmetinin oluşturacağı ifade edilmiştir. Giriş bölümü, İsmail Hakkı İz-mirli’nin kaleme aldığı “İslâm Âleminde Yazılan Ansiklopediler” başlıklı kısımla sona ermektedir.