İslam Sanatları ve Estetik
Genellikle “güzelliğin bilimi” diye tarif edilmekle beraber, bu tarifin sınırlarını çoktan aşmış bir disiplin olan estetik, sanat tarihi, sosyoloji, antropoloji ve hatta biyoloji ile dirsek teması bulunan felsefi ve psikolojik teoriler toplamı olarak ele alınabilir. Sanat eserinin yaratılması, bir varlık alanı olarak sanat eseri, sanat eseriyle ilişkileri açısından tabiat, sanat eserinin değerlendirilmesi (sanat eleştirisi) zevk ve bunlarla ilgili yan konuları içine alan bir bilgi dalıdır.
Bu çerçevede oluşturulmuş estetik teorileri, kökleri Greko-Latin kültürüne uzanan bir dünya görüşü (yahut gerçeklik kavrayışı) temeline dayandığı için, Batı dışındaki kültürlerin sanatlarını açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Özellikle İslam sanatlarını açıklarken, bütünüyle Batı sanatları ve felsefesi etrafında oluşmuş bir kavram çerçevesine atıfta bulunmak, kaçınılmaz olarak yanlış değerlendirmelere yol açacaktır.
İslam medeniyet dairesinde yer alan kültürlerin hemen tamamı, bu medeniyet dairesine girdikten sonra İslami dünya görüşü yönünde büyük bir dönüşüme uğramış, sanat gelenekleri de aynı şekilde, yeniden biçimlenmiştir. Bölgelerarası farklılıklar bulunmakla beraber, İslam sanatı diyebileceğimiz bütün ürünlerde, İslami temel prensiplerin değişen ölçülerde uygulandığı görülmektedir.