İslam Felsefesi

İslam Düşüncesinde Maddecilik

İslam Düşüncesinde Maddecilik

Anadolu-Yunan düşüncesinin, değişik kaynaklardan beslenmesine karşın, bir uzantısı olan İslam felsefesinde Maddecilik akımı “Dehriyyun” kavramıyla yansıtılır. Eski Farsça “zurvaniye” sözcüğünden gelen ve birtakım değişikliklere uğrayarak “dehr” biçimine giren bu kavram “zaman” anlamına gelir. Dehriyyun ise zamana bağlanan, zamandan başka etkin ve yaratıcı güç tanımayan demektir. İran’da Sasaniler çağında yazıldığı söylenen Şkand Gumanigvizar adlı kitapçıkta geçen ve evrenin, insanın, öteki varlık türlerinin oluşumunu anlatan düşünceler, sonradan İslam felsefesine girerek Maddecilik’in gelişmesine katkıda bulunmuştur. Bu duruma göre İslam Maddecili-ği’nin biri Yahudi ve Hıristiyan düşünürlerce Arapça’ya çevrilen eski Anadolu-Yunan yapıtları, öteki eski İran inançları olmak üzere iki kaynağı vardır. İslam Maddeciliği’nin başlıca özelliği, Demokritos, Epikuros gibi bilgelerin varlığın kurucu öğesi olarak yalnız “atom”u benimsemelerine karşın, İran inançlarından etkilenerek zamanı da kurucu ve yaratıcı öğe saymasıdır.

İslam Maddeciliği’nin temel görüşleri zaman, evren, yaratılış, Tann, madde ve tin kavramlarında toplanır. Zaman ve madde
dışında yaratıcı, ortaya koyucu, geliştirici bir güç yoktur. Zaman, varlığı bakımından, maddeyle bağlantılıdır. Ne maddesiz zaman, ne de zamansız madde söz konusudur. Madde dışında, dinlerin ve kimi felfese öğretilerinin ileri sürdüğü gibi, bağımsız bir tin yoktur. Ayrıca önsüz-sonsuz, yalnız kendi kendisiyle var olan tinsel bir nesne düşünmek deyanılmadır. Varlık kavramı altında toplanan bütün nesneler maddedir, maddesiz bir Tann da yoktur. Gerçekte evrenle Tann bir bütündür ve özünü madde oluşturur. Tann’nın özgür istenciyle gerçekleştirdiği söylenen yaratılış olayı da gerçek dışıdır. Tektanncı dinlerin ileri sürdüğü ölümden sonra dirilme, yargılanma, ilk suç, ödül ve ceza gibi olaylar da birer boş sanıdır. Madde evreninde kaynağını maddede bulmayan bir olay, bir oluş söz konusu değildir. İslam Maddecileri’ne göre bügi duyularla sağlanan bir algıdır, onun doğa dışında bir kaynağı yoktur. Tümeller de duyu verilerinden yapılan birer soyutlama ürünüdür, gerçek değildir. İnsanın tek yönetici yetisi ustur, o da maddeye dayalı bir gelişimin doğal sonucudur. Bu görüşleri savunanlar arasında en etkilileri Ravendi, Beşşar b. Bürct ve Salih b. Abdulkuddus gibi İslam düşünürleridir.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

İlgili Makaleler