Primat takımının bir üyesi olan insan türünü, bütün özellikleriyle burada tanımlamak olanaksızdır. Ancak, yukarıdaki satırlarda tanımlanan birçok morfolojik ve davranışsal özelliğin insan tarafından da paylaşıldığı bilinmeli, insanı tanımlama denemelerinin genellikle insan merkezli bir yaklaşıma sahip olduğu unutulmamalıdır. Bununla birlikte, yalnızca insana özgü olan ve diğer primatlarda görülmeyen biçimsel ve davranışsal özellikler de mevcuttur. İnsanın beyni diğer hominoidler- den daha iri (ortalama l400cm3) ve karmaşıktır. Yüzü daha kısadır ve bütünüyle
beyin kutusunun altında yerleşmiştir. Ön dişlerinin boyutu, özellikle de köpek
dişleri kısalmış, azı dişleri kalın bir mine tabakasıyla kaplanmıştır. Kol kemiklerinin uzunluğu bacak kemiklerine göre; ön kol kemiklerinin uzunluğu ise üst kol kemiklerine göre kısalmıştır. Omurganın yerleştiği kafanın en büyük deliği bütünüyle kafatasının altına yerleşmiş, omurga bir S formunu almıştır. Omurganın bel omuru bölümü kısalmış, leğen kemiği ise kısa ve geniş bir hal almıştır. Baş parmak
uzun, diğer dört parmağının boyu ise kısadır. Ayak parmakları tutucu özelliğini yitirmiş, baş parmak ile diğer parmaklar arasındaki açı azalmıştır. Kuyruksuz büyük maymunlarda gözlenen parmakların eğriliği, insanda yok olmuştur.
İnsan ile kuyruksuz büyük maymunlar arasında beliren en belirgin farklılıklar, onların davranışlarında kendisini göstermektedir. İnsan çocukluk dönemi en uzun olan tek hominoiddir. Bu özellik ona, diğer hominoiderden daha uzun süren ebeveynlere bağımlılık ve daha fazla toplumsal öğrenme yetisi kazandırmaktadır. İnsanın davranışları büyük oranda öğrenmeye dayalı alışkanlıklara dayanmaktadır. Öğrenilen özellikler arasında üretme, yaratma yeteneği ve dil merkezi bir konumda yer almaktadır. Kültürü, toplumun bir üyesi olarak insanoğlunun öğrenerek kazandığı şeylerin karmaşık bir bütünü olarak değerlendirdiğimizde insanın ne çok şeyi öğrenmesi gerektiğini algılayabiliriz. Kültürün bir parçası olan karmaşık toplumsal ilişkiler de sadece insana özgüdür ve diğer primatların sosyal ilişkilerine göre çok daha büyük bir çeşitlilik ve karmaşıklık düzeyine sahiptir. İnsan yarattığı kültür olmaksızın ve toplumdan soyutlanmış halde yaşamını sürdüremez.
Diğer canlılardan bizleri ayırt eden özelliklerimiz mevcut olmakla birlikte, birçok özelliği de başta hominoider olmak üzere diğer canlılarla paylaşmaktayız. Sese dayalı iletişim sistemi, davranışların gelecek kuşaklar tarafından öğrenilmesi, kendini ve akrabaları tanımak, yalan söylemek, avlanmak, kültürün öncülü olarak değerlendirilen alet yapmak başta olmak üzere insani olarak tanımladığımız birçok özelliği başta şempanze, goril ve orangutan olmak üzere diğer hominoidlerle paylaşmamız, hatta genetik olarak da aramızda çok az fark olması, aramızdaki farklılıkların niteliksel değil niceliksel olduğunu ortaya koymaktadır.