İslam Tarihi

İnaloğulları Beyliği Tarihi, Eserleri, Hakkında Bilgi

İnaloğulları. 1098-1183 yılları arasında Diyarbekir’de hüküm süren bir Türk beyliği.

Suriye Selçuklu Sultanı Tâcüddevle Tu­tuş, Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah’ın ölümü üzerine(485/1092) saltanatı ele ge­çirmek maksadıyla mücadeleye başlamış ve son Mervânîemîri Nâsırüddevle Mansûr”un geri gelip idareyi ele aldığı Âmid (Diyarbekir) ve çevresine de hâkim olmuş­tu (486/1093). Tutuş, oğlu Dukak’ın ata­beği Zahîrüddin Tuğtegin’i bölge genel valiliğine tayin etti. Fakat Tutuş’un salta­nat iddiacılarından Berkyaruk’la Rey ya­kınında yaptığı savaşı ve hayatını kaybetmesi (488/1095), Tuğtegin’in de esir düş­mesinden sonra Güneydoğu Anadolu böl­gesinde birçok küçük Türk beyliği Kuruldu; bu arada Türkmen beylerinden Sadr da Âmid’de hüküm sürmeye başladı. Sadr’ın ölümünden sonra yerine, beyliğe adını ve­ren ve asıl kurucusu sayılan kardeşi (veya oğlu) İnal geçtiyse de (491/1098} çok ya­şamadı ve oğlu İbrahim tahta çıktı. Bey­lik bu dönemde, Tutuş’un ölümünden sonra ikiye ayrılan Suriye Selçukluları’n-dan Dımaşk kolunun meliki Dukak’a tâbi oldu. İbrahim aynı yıl, Musul Emîri Kürbo-ğa tarafından Haçlılar’a karşı yapılan ve başarısızlıkla sonuçlanan Antakya’yı kur­tarma harekâtına katıldı. Ardından Kür-boğa Âmid’İ ele geçirmek istedi ve İmâ-düddin Zengî ile birlikte kuşatma başlat­tı (494/1101). Ancak şehir Sökmen b. Ar-tuk’un yardımı ve özellikle surlarının sağ­lamlığı sayesinde kuşatmadan kurtuldu. Bu hadiseden sonra İbrahim, Büyük Sel­çuklu tahtını ele geçirme mücadelesine girişen Muhammed Tapar’a, daha sonra da bölgede Anadolu Selçuklu Devleti’nin idaresini hâkim kılmak için Silvan’a (Mey-yâfârikin) gelen Sultan I. Kılıcarslan’a tâbi olmak zorunda kaldı. Fakat Kılıcarslan’ı, Büyük Selçuklu Emîri Çavlı ve müttefik­lerine karşı Musul hâkimiyeti için tutuş­tuğu savaşta diğer Doğu ve Güneydoğu Anadolu beyleri gibi terketti ve yenilen Kılıcarslan Habur ırmağını geçmeye çalı­şırken boğuldu (500/1107) İbrahim, sul­tanın ölümünden sonra bir müddet ba­ğımsız kaldıysa da Ahlatşahlar (Sökmen-liler, Ermenşahlar) beyliğinin kurucusu Sökmen el-Kutbrnin Silvan’ı alması üze­rine (502/1108-1109) diğer bölge emirleri gibi onun tâbiiyetine girdi; bir yıl sonra da vefat etti.

Emîr İbrahim’in ölümüyle beyliğin ba­şına oğlu Sâdüddevle İl Aldı geçti (503/ 1110). İl Aldı, saltanatının ilk yıllarında Ahlatşahlar’ın aleyhine topraklarını geniş­letti ve Haçlılar’a karşı düzenlenen Sel­çuklu seferlerine katıldı. Güneydoğu Ana­dolu bölgesine hâkim olmaya çalışan Mu­sul Emîri İmâdüddin Zengî’ye karşı Mar­din Artuklu Emîri Timurtaş ve yeğeni Ha-sankeyf (Hısnıkeyfâ) Artuklu Emîri Dâvud ile ittifak yapan İl Aldı mücadeleye giriş-tiyse de başarı kazanamadığı gibi bir müddet sonra Zengî’nin bu defa Timur­taş ile birleşip Âmid’i kuşatmasını da en­gelleyemedi; ancak son derece sağlam surlara sahip bulunan şehir yine düşmek­ten kurtuldu (528/1134). 536 (1142) yılın­da ölen İl Aldı’nın yerine oğlu Şemsülmülûk Mahmud geçti; ancak beyliğin idaresini Vezir Nîsanoğlu Müeyyedüddin eline aldı. Öte yandan Güneydoğu Anadolu böl­gesine yeniden hücum eden Zengî de Er­gani, Hâlâr, Tulhum, Çermük gibi kale ve kasabaları ele geçirdi (538/1144); onun ölümünden (541/1146) sonra da bu kale ve kasabalar Hasankeyf Artuklu Emîri Fahreddin Karaarslan tarafından işgal edildi. Emîr Mahmud, beyliğinin bekası­nı sağlamak amacıyla 50.000 altın başlık parasına anlaşarak Artuklu Tîmurtaş’in kızı Safiye Hatun’la evlendi (543/1148); fa­kat gelinin bir yıl sonra ölmesi üzerine söz konusu parayı vermekten vazgeçti. Bu sebeple Timurtaş, Âmid’i kuşatıp çevre­sini yağma ve tahrip etti. Fiilen idareyi elinde tutan Vezir Nîsanoğlu Müeyyedüd-din’in, Timurtaş’ı kışkırtan veziri Zeynüd-din’i bir suikast sonunda Mardin’de öldürtmesi üzerine Artuklu ordusu Âmid’i ikinci defa kuşattıysa da Ahlatşah II. Sök-men’in veziri Bahâeddin bizzat Âmid’e gelerek iki taraf arasında barış yapılma­sını sağladı. Emîr Mahmud ile Vezir Mü­eyyedüddin, aile fertleriyle birlikte şehir­den çıkarak Timurtaş’a itaat ettiklerini ve hizmetine girdiklerini bildirdiler; böy­lece İnaloğulları Beyliği. Mardin Artuklu-lan’na bağlanmış oldu. Vezir Nîsanoğlu Müeyyedüddin’in ölümünün (551/1156) ardından oğullarından Ebü’l-Kâsım Ali ve­zir olarak beyliği idare ederken diğer oğ­lu Ebû Nasr da Eğil Kalesi hâkimiydi. Bir süre sonra, Nîsanoğullan’nın Emîr Mah­mud üzerindeki baskısını bahane eden Hasankeyf Artuklu Emîri Fahreddin Kara­arslan diğer Türkmen beyleriyle birleşe­rek Âmid’i kuşattı. Bunun üzerine Emîr Mahmud, Ebü’l-Kâsım Ali ve Ebû Nasr, Dânişmendlİ Yağıbasan’dan yardım İste­diler. Harekete geçen Yağıbasan’ın Ha­sankeyf Artuklularfna ait Harput ve Çe­mişkezek civarını yağma ve tahrip etme­si üzerine damadı Fahreddin Karaarslan kuşatmayı kaldırıp memleketine dönme­ye mecbur oldu.[Şaban 558/Temmuz 1163] Karaarslan ertesi yıl şehri yeniden kuşattıysa da yine alamadı; Emîr Mah­mud ve Vezir Ebü’l-Kâsım Ali ile bir barış antlaşması yaparak geri çekildi. Fahred­din Karaarslan’ın Ölümünden (562/1167) sonra yerine geçen Nûreddin Muham­med, kayınpederi Anadolu Selçuklu Sulta­nı II. Kılıcarslan ile arası açılınca Selâhad-dîn-i Eyyûbî’ye tâbi oldu ve ondan Âmid’i alarak kendisine vermesini istedi. Esasen Güneydoğu Anadolu bölgesinde hâkimi­yet kurmayı planlayan Selâhaddin. Ab­basî Halifesi Nasır- Lidînillâh’ın da izniyle Nûreddin Muhammed’Ie birlikte Âmid’i kuşattı ve bir müddet sonra ele geçirip ona verdi; böylece İnaloğulları Beyliği ta­rihe karışmış oldu.[4 Muharrem 579 / 29 Nisan 1183]

Bir asra yakın süren İnaloğullan döne­minde Âmid kültür, ticaret ve imar faali­yetleri açısından çok ileri bir durumdaydı. Dokumacılık çok gelişmişti; şehrin halı. kumaş ve bezleri meşhurdu. Ayrıca bura­ya bağlı Ergani ve Zülkarneyn kaleleri ci­varında zengin bakır madenleri işletiliyor­du. İl Aidı’nın ve Emîr Mahmud’un uluca-mi ve sur üzerinde tamir kitabeleri vardır.

TDV İslâm Ansiklopedisi