Hukuk Sosyolojisi

İletişim ve Hukuk

İletişim ve Hukuk

Bu ünite ile insanlık tarihinin bütün dönemlerinde yaşanan iletişim ve hukuk iliş­kisi ele alınacak, bu ilişkilerin toplumsal hayatın dönüşümüne etkileri ve katkıları değerlendirilecektir. Kuşkusuz ki günümüzde iletişim araçlarından ve süreçlerin­den kaynaklanan çok ciddi bir hukuksal alan vardır. Bu alanın varlığı, iletişim hu­kuku dediğimiz bir hukuksal normlar silsilesinin doğmasına yol açmıştır. Ancak, bunun dışında, hukukun bizatihi kendisi bir iletişim süreci olarak, çağlar boyunca bireysel ve toplumsal hayat içinde büyük bir öneme ve değere sahip olmuştur. Gü­nümüzde medya ve iletişim araçları olmaksızın, bunların sağladığı imkânlardan ya­rarlanmadan neredeyse birbirimiz ile ilişki ve iletişim kuramayacak hale gelmiş bu­lunuyoruz. Bu durum, toplumun, hem ekonomik, sosyo-kültürel ve siyasal hayatı açısından hem de hukuk sistemi bakımından çok büyük bir önem arz ediyor. İle­tişim araçlarının ve medyanın, insanların ve toplumların hayatında kazanmış oldu­ğu büyük önemden dolayı, günümüzde “toplumsal gerçeklik” yanında, “iletişimsel gerçeklik” alanından söz edilmeye başlanmıştır.

Medya ve yeni medya;

Latince ortam veya araç anlamına gelen “medium” kelimesinin çoğulundan türetilen bu sözcük, günümüzde günlük gazetelerden radyo ve televizyon yayınlarına ve internet ortamında gerçekleşen iletişime kadar çok geniş bir sahayı kapsamak üzere kullanılmaktadır. Yeni medya ise bilgisayar temelli dijital iletişim araçlarını, mecralarını ve ortamlarını ifade etmek üzere başvurulan bir kavram niteliğindedir.

Hukuk, bir yandan sözlü, yazılı ve elektronik kültür ortamına göre şekillenip dönüşürken; diğer yandan, bizatihi kendisi, bir iletişim süreci olarak rol oynamak­tadır. Tarihi süreçte, yazılı iletişim çağına geçiş ile devlet adı verilen siyasal yapı­lanmanın neredeyse aynı zamanda ortaya çıktığı söylenebilir. Bu dönemde mey­dana getirilen yazılı kanun derlemelerinin, devletler ile uyrukları arasında bir an­lamda iletişim aracı ve süreci olarak hizmet ettiği görülür. Modernleşme sürecinde şekillenen modern devlet yapısı, matbaanın icadıyla birlikte giderek gelişip yay­gınlaşan basılı iletim araçlarıyla ve ürünleriyle büyük bir imkâna kavuşmuş; bu sa­yede hukuk, devletin vatandaşları ile iletişim kurmasının temel formlarından birisi halini almıştır. Bu çerçevede devlet, bir yandan vatandaşlarının ilişkilerini ve dav­ranışlarını hukuk yoluyla daha fazla düzenlemek ve aralarında çıkan ihtilafları çö­züme kavuşturmak olanağına kavuşurken; diğer yandan vatandaşlarının talepleri­ne ve sorunlarına hukuksal araçlarla yanıt verebilir hale gelmiştir. Yani hukuk, bir anlamda, devletin iletişim dili olmuştur. Hiç kuşkusuz, bu iletişim ise büyük ölçüde iletişim araçları ve medya üzerinden gerçekleşmektedir.

İlgili Makaleler