İleri Gazetesi Tarihi, Yazarları, Konuları, Hakkında Bilgi
İleri. 1919-1924 yılları arasında İstanbul’da yayımlanan günlük siyasî gazete.
Celâl Nuri’nin (İleri), 1 Kânunusâni 1334’te (1 Ocak 1918) İstanbul’da çıkarmaya başladığı Âtî gazetesi, 10 Şubat 1335 (1919) tarihli 393. sayısında yayımlanan “Matbuata Kelepçe Vuruluyor” başlıklı imzasız bir yazı ve Celâl Nuri’nin Sadrazam Ahmed Paşa kabinesini tenkit eden başyazısı sebebiyle aynı gün süresiz olarak kapatılmışsa da ertesi günden itibaren İleri adıyla çıkmaya başlamıştır. İleri 10 Mart 1336 (1920) tarihinde kapatılınca Ahvâl adıyla yayımını sürdürmüş. İstanbul’un İtilâf devletlerince işgali günlerinde yayımı durdurulunca da tekrar İleri adıyla yayımına devam etmiştir. İleri gazetesinde yer alan fikir yazılarının daha çok I. DünyaSavaşı. Rus İnkılâbı, Mütareke, Millî Mücadele, I. Büyük Millet Meclisi, saltanatın kaldırılması, Lozan Antlaşması, Cumhuriyet’in ilânı ve hilâfetin kaldırılması konularında yoğunlaştığı görülmektedir.
Mondros Mütarekesi’ni takip eden aylarda Celâl Nuri, Batılı bir devletin mandasını kabul etme fikrini şiddetle reddederek bu konuda hazırladığı lâyihada tarafsız devletlerden Türkiye’nin sınırlarını çizmelerini istemiş, kanun teklif etme hakkına sahip bir Meclis-i A’yân kurulmasını, bu meclisin bir kısım üyelerinin memleketin seçkin şahsiyetlerinden, diğer bir kısmının da düvel-i muazzamanın tavsiye edeceği yabancı devletlerden seçilip padişah tarafından tayin edilmesini teklif etmiştir.[ İleri, 1 Ağustos 1335]
Kuvâ-yi Milliye karşısındaki tavrı başlangıçta açık olmayan gazetede Celâl Nuri’nin “Sivas Kongresi Hey’et-i Temsîliyye-si Reisi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’ne [İleri, 12 Teşrinievvel 1335] başlıklı yazısından itibaren Kuvâ-yi Milliye desteklenmeye başlanır. Bununla beraber Kuvâ-yi Milliye’nin görevinin muvakkat olduğu da vurgulanır. İstanbul’un işgal edilmesi (16 Mart 1920) ve Celâl Nuri’nin tutuklanıp Malta’ya sürülmesinden sonra İleri bazan kapanarak, bazan da ismini değiştirerek yayımını sürdürmeye çalışır. 3 Kasım 1921’de sürgünden dönen Celâl Nuri Ankara’ya geçer ve Gelibolu mebusu sıfatıyla I. Büyük Millet Meclisi’ne katılır. Bu tarihten itibaren de İleri Millî Mücadele’nin âdeta sözcüsü olur. Celâl Nuri’nin Kânûn-ı Esâsî Encümeni reisi olmasıyla gazetenin bundan sonraki yayın döneminde I. Büyük Millet Meclisi’nin çalışmalarına geniş şekilde yer verilerek meclisteki bazı şahsiyetler daha yakından tanıtılır ve Ankara’nın o günlerdeki havası anlatılır.