Tarihi Şahsiyetler

III. Hişam Kimdir, Hayatı, Dönemi, Hakkında Bilgi

Ebû Bekr el-Mu’ted-Billâh Hişâm b. Muhammed b. Abdilmelik b. Abdirrahmân el-Ümevî (ö. 428/1036) Endülüs Emevî Devleti’nin son halifesi (1027-1031).

364’te (974-75) Âtib adlı bir cariyeden doğdu. III. Abdurrahman’ın küçük toru­nu Muhammed b. Abdülmelik’in oğludur; hayatının ilk dönemleri hakkında bilgi yoktur. Endülüs Emevî Devleti’nde yö­netime hâkim olan Âmirîler’in iktidardan uzaklaştırılmasından, sonra (399/1009) tahta çıkan Emevî hanedanı mensupla­rının Endülüs’ün içine sürüklendiği krizi çözmede yetersiz kalmaları, Şiî Hammû-dîler’e Kurtuba’yı ele geçirerek kendi ha­lifeliklerini ilân etme fırsatını verdi. An­cak onların da başarı sağlayamaması üze­rine Ebû Hazm Cehver b. Muhammed b. Cehver’in başkanlığında Kurtuba eşrafı iktidarın bir defa daha Emevîler’e iadesi­ni kararlaştırdı ve bu karar doğrultusun­da, IV. Abdurrahman el-Murtazâ’nm öldürülmesinin (409/1018) ardından Endü­lüs’ün kuzeydoğusundaki Hısnü ‘l-bunt (Alpuente) hâkimi Abdullah b. Kasım el-Fihri’ye sığınmış bulunan karde­şi Hişâm b. Muhammed’e biat edildi.(25 Rebîülâhir 418/4 Haziran 1027)

Hişâm, Kurtubalılar’ın daha önceki yö­neticilere karşı davranışlarını dikkate ala­rak kendisine yapılan halifelik teklifini tereddütle kabul etti ve Kurtuba’ya iki buçuk yıl sonra gitti ( Zilhicce 420/Arahk 1029) Kurtubalılar sıkıntılarının hafifle­yeceğini umarak Mu’ted-Billâh lakabını almış olan yeni halifenin gelişini sevinçle karşıladılar ve kendisine daha önce yap­tıkları biati yenilediler. Ancak iyi niyetli fa­kat kararsız, tembel ve eğlenceye düşkün bir kişiliğe sahip bulunan Hişâm, hakkın­da beslenen umutları gerçekleştirebile­cek nitelikte bir devlet adamı değildi; ni­tekim idareyi, hâcibliğe getirdiği mevâlî-den Ebü’l-Âsî Hakem b. Saîd el-Kazzâz’a teslim etti. Bu kişinin, etrafına topladığı fırsatçı kimselerle birlikte hazinenin ge­lirlerini arttırma bahanesiyle tüccarlara baskı yapması ve halk tarafından sevilme­yen fakih İbnü’l-Ceyyâr’ın tavsiyesine uya­rak camilerin gelirlerine el koymak iste­mesi, özellikle de Kurtuba eşrafı İle iyi iliş­kiler kuramaması durumu daha da kötü­leştirdi. Zevk ve eğlenceye dalan Hişâm ise halkın ve eşrafın sıkıntılarından tama­men habersiz bulunuyordu. Bunun üze­rine Kurtubalılar, Hişâm’ın yerine son derece cahil bir kişi olan amcasının oğlu Ümeyye b. Abdurrahman’ı geçirmek ama­cıyla ayaklandılar ve hâcib Hakem b. Sa-îd’i öldürdükten sonra Ümeyye’yi saraya götürüp henüz kimse biat etmediği hal­de hilâfet makamına oturttular. Bu sıra­da sarayın bazı bölümleri yağmalanmaya başladıysa da vezir Ebû Hazm Cehver’in müdahalesiyle hareket durduruldu. Bu gelişmeler olurken yine sefahat âlemin­de bulunan Hişâm, halkın etrafını kuşat­tığını görünce canına kıyılmaması için yal-vararak ailesiyle beraber sarayın bir ku­lesine sığındı. Fakat olayın arkasından ca­mide toplanan eşraf, halifelik makamı­nın otoritesini yitirerek siyasî ihtirasların tatmin aracı haline geldiğine ve bu se­beple artık gereksiz olduğuna, ilga edile­rek bütün Emevî hanedanı mensupları­nın şehirden sürülmesine karar verdi ve idareyi Vezir Ebû Hazm Cehver’in başkan­lığında kurulacak bir şûra meclisine ha­vale etti. Karar hemen uygulandı ve hal­kın tahta oturttuğu Ümeyye b. Abdurrahman da dahil hanedan üyelerinin ta­mamı şehirden çıkarıldı. Böylece Endü­lüs Emevî Devleti yıkılmış oldu.(18 Zilhic­ce 422/6 Aralık 1031)

Kurtuba yakınındaki bir kaleye hapse­dilen III. Hişâm bir süre sonra buradan kaçarak Hûdîler’in yönetimindeki Lârideye (Lerida) sığındı ve Safer 428’de (Aralık 1036) orada öldü. Tahttan indirilmesin­den sonra da mülûkü’t-tavâiften bazıları meşruiyetlerini ispat etme İçin parala­rına onun adını koydurmayı sürdürmüş­lerdir.

TDV İslâm Ansiklopedisi