İslam Tarihi

II. Kosova Savaşı 1448 Nedenleri, Sonuçları, Önemi, Hakkında Bilgi

Türkler’in Balkanlar’da hâkimiyetini sağlayan, ilki 791 (1389), diğeri 852’de (1448) yapılan iki savaş.

Çirmen savaşıyla (1371) Balkanlar’a doğru ilerlemeye başlayan Osmanlılar’ın bu kesimde XX. yüzyılın başlarına kadar sürecek olan hâkimiyetlerinin iki önemli dönüm noktasını oluşturan bu savaşlar aynı yerde yapıldığı için kaynaklarda I. ve II. Kosova savaşları olarak anılır. Bunların her ikisinde de müttefik birliklerle karşı karşıya gelinmiş olup ilkinde Sırplar, ikin­cisinde Macarlar öncülük yapmıştır. Bir meydan muharebesi özelliği taşıyan sa­vaşlardan özellikle I. Kosova Savaşı, ikin­cisine göre gerek sebepleri gerekse oluş şekli ve sonuçlan itibariyle ön plana çık­mış, çeşitli tartışmalara yol açmış ve Sırp tarihçiliği açısından millî bilinci ha­zırlayan bir dayanak noktası olarak gö­rülmüştür.

II. Kosova Savaşı. Osmanlılar’ın Balkanlar’a doğru yayılması, bu sırada güçlü bir devlet olarak Orta Avrupa ile Balkan­lar arasında bir kalkan durumunda bulu­nan Macar Krallığı’nı yakından ilgilendir­mekteydi. Osmanlı ve Macar orduları ara­sında ilk ciddi hesaplaşma 848’de (1444) Varna’daki meydan savaşında gerçekleş­miş ve Macarlar bu mücadelede yenilgiye uğramışlardı. Fakat buradaki yenilgi Macarlar’ın Balkan siyasetini sona erdirmedi, aksine Mohaç’a kadar devam edecek bir süreci başlatmış oldu. Macarlar’ın ef­sanevî kumandanı ve kral naibi Janos Hunyadi (Osmanlı kaynaklarında Yanko) Varna’daki yenilginin rövanşı için hazırlık­lara başlamış. 1447 yılı başlanndan itiba­ren kendisine yakın olan Tuna boyundaki prensliklerle ittifak oluşturmaya çalış­mıştı. Daha önceki savaşta olduğu gibi Türkler’i Balkanlar’dan atmak amacıyla yeni girişeceği mücadeleye bir Haçlı seferi görüntüsü vermek için papaya, Venedik’e, Aragon ve Napoli krallıklarına baş-vurmuşsa da bunlardan olumlu bir cevap alamamıştı. Bu sırada iç problemlerini halledip Varna savaşında elde ettiği başa­rının rüzgârıyla muhalif kesimi sindiren II. Murad, Arnavutluk’ta İskender Bey’in isyanı ile ilgilenmekteydi. Osmanlı ordusu 852 Cemâziyelevvelinde (Temmuz 1448) Arnavutluk’ta bulunuyordu ve Kocacık Hisarı’nin zaptından sonra Akçahisar (Kruya) kuşatmasıyla meşguldü. Hunyadi’nin İskender Bey ile de temas kurduğu ve onunla birleşmek üzere harekete geç­tiği de belirtilir.