Tarihi Şahsiyetler

II. Gustav Kimdir, Hayatı, Dönemi, Hakkında Bilgi

GUSTAF II (1594-1632)

İsveç kralı. İsveç’i güçlü bir duruma getirmiş, Protestanlık’ın savunucusu olarak Katolik güçlere karşı savaşmıştır.

9    Aralık 1594’te Stockholm’de doğdu, 16 Kasım 1632’de Lützen’de öldü. IX.Karl’ın oğludur. Johan Schrodeus’dan teoloji, tarih, hukuk ve doğa bilimleri dersleri aldı. Latince öğrendi. IX.Karl’ın ölümü üzerine, 30 Ekim 1611’de tahta çıktı. İsveç, bu sırada Danimarka ve Rusya ile savaş durumunda idi. Savaş koşullarında Axel Oxenstierna’nın şansölye olması ile soyluların yönetimdeki etkisi arttı. Gustaf, 1612’de aristokratların, 1569’da kazandıkları ayrıcalıkları artırmak zorunda kaldı. Danimarkalılar, Mayıs 1612’de Alvsborg’u alarak, İsveç’in Batı ile olan ilişkisini kestiler. 1613’te Knarâd Barışı ile Danimarka’nın istekleri kabul edildi. Gustaf, 1614’ten sonra, Rusya ile süren savaşa katıldı. 27 Şubat 1617’de, Stolbova’da Rusya ile barış yapıldı. Rusya, Baltık Denizi’ne açılan limanlar üzerinde hak iddiasından vazgeçti. İsveç’in Baltık ticaretinden sağladığı kazançlar ve Finlandiya sınırları güvence altına alındı.

Polonya Kralı IlI.Sigismund, kan bağı dolayısıyla İsveç tahtı üzerinde hak iddia ediyordu. Protestan olan İsveç, Katolik Polonya’yı bir sorun kaynağı olarak görüyordu. Protestan Alman prensleri ile bir bağlaşma kurmak isteyen Gustaf, 1620’de Brandenburg elektörünün kızı Maria Eleonora ile evlendi. Ardından Polonya’nın, Osmanlı Devleti ile savaşta olmasından yararlanarak, Temmuz 1621’de Baltık Denizi’ni geçerek Polonya topraklarına girdi. Ağustos 1621’de Livonia bölgesinin en önemli kalesi olan Riga’yı aldı. Aralıklı olarak beş yıl süren çarpışmalar sonunda, Ocak 1626’da, Wallhof’ta Polonyalılar’ı yendi ve Livonia’nın ele geçirilmesi tamamlandı. Gustaf 1626 yazında savaşı Polonya yönetimindeki Prusya limanlarına kaydırdı. Polonya için çok önemli olan tahıl dışsatımını durdurarak, Sigismund’u barışa zorlamak istedi. Otuz Yıl Savaşları bu sıralarda Kuzey Avrupa’ya da sıçramıştı. Danimarka’nın, Protestanlar yanında savaşa karışması başarısızlıkla sonuçlandı. Wallenstein komutasındaki Katolik güçler, Baltık bölgesine doğru yaklaşmaya başladılar. Polonya ile savaşı sürdüren Gustaf, Protestan Almanlar’a yardım edemedi. Ancak 1629’da, Altmark’ta Polonya ile bir ateşkes imzalanabildi. Livonia ve Prusya limanları İsveç’e bırakıldı.

Gustaf, Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu güçlerinin Kuzey Protestanları’m ezmek istemesi ve Baltık ticaretinin Kutsal Roma-Germen İmparatorluğumun denetimine girmesi olasılığı karşısında bir çarpışmayı kaçınılmaz görüyordu. Daha 1628’de, Danimarka ile olan anlaşmazlıkları unutarak, Straisund’un, Wallenstein’ın eline geçmesini önlemeye çalışmıştı. Bununla birlikte, Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu’na karşı bir Protestan birliği kurulamadı. Danimarka, 1629’da, İsveç ile olan bağlaşmasından çekildi. Katolik güçler karşısında tek başına kalan İsveç ordusu, 1630 yazında Pomeranya kıyılarında Alman topraklarına çıktı. Protestan Alman Prensleri ile de bir bağlaşma kuramayan Gustaf, 11 Ocak 1631’de, Barvalde’de Fransa ile bir antlaşma yaptı. Ardından kuşatılan Magdeburg kentinin kendisinden yardım istemesi üzerine harekete geçti. İsveç ordusu yetişemeden, Magdeburg, 20 Mayıs 1631’de General Tilly’nin eline geçti. Brandenburg ve Saksonya elektörlerinin (seçici prenslerin) desteğini kazanan Gustaf, Tilly komutasındaki Katolik güçlerini, 7 Eylül 1631’de Breitenfeld’de büyük bir yenilgiye uğrattı. Almanya’ya egemen olan Gustaf, ı Katolik-ler’in ilerlemesini durdurdu. 1632’de Bavyera’yı işgal etti ve Münih’i aldı. Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu komutam Wallenstein’ın Saksonya’yı tehdit etmesi üzerine geri döndü. Ağustos 1632’de Wallens-tein’ın Nürnberg’deki kampına saldırdıysa da geri çekilmek zorunda kaldı. İmparatorluk güçleri ile, 6 Kasım 1632’de Lützen Ovası’nda yeniden karşılaştı. Savaş sırasında bir süvari hücumunu yöneten Gustaf, yaralandı ve öldürüldü. Bu olaya karşın dağılmayan İsveç ordusu, Wallenstein’ı çekilmeye zorladı.

İsveç’i büyük bir devlet durumuna getiren Gustaf, aristokrasi ile monarşi arasındaki bağları da güçlendirmiştir. Zamanında liseler kurulmuş, çağdaş İsveç eğitim sisteminin temelleri atılmıştır.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

İlgili Makaleler