Tarihi Eserler

Ihla­mur Kasrı Tarihçesi, Mimari, Özellikleri, Hakkında Bilgi+

Ihla­mur Kasrı. İstanbul Beşiktaş’taki İhlamur mesiresinde bulunan padişah köşkü.

1849-1855 yıllan arasında Sultan Abdülmecid tarafından dinlenme, biniş ve av kasrı olarak Mimar Nikogos Balyan’a yaptırılmıştır. Adını vaktiyle burada bu­lunan çok miktarda ıhlamur ağacından aldığı anlaşılan Ihlamur mesiresinin ye­rinde daha önce Hacı Hüseyin Ağa’ya ait bağların olduğu bilinmektedir. XVIII. yüzyılın başlarında idam edilen Hüseyin Ağa’nın malları devlet tarafından müsadere edilmiştir. Bağların bulunduğu alan pa­dişah bahçesi olarak korunmuş ve bura­da padişahların dinlenmesi için ahşap bir köşk yaptırılmıştır. Hacı Hüseyin Bağı Köşkü de denilen ve özellikle I. Abdülhamid, III. Selim, II. Mahmud tarafından av partileriyle ok tâlimlerinde dinlenme evi olarak kullanılan bu ahşap köşkü Abdülmecid de kullanmış, hatta ünlü Fransız şairi Lamartine’i burada kabul etmiştir. Abdülmecid daha sonra bu binayı yıktı­rarak Nüzhetiye adını verdiği mesirede biri kendisi, diğeri maiyeti için iki köşk yaptırmıştır. Bunlardan Ihlamur Kasrı adıyla bilineni, padişah adına yapıldığı için daha gösterişli olan ve sonraları Me­rasim Köşkü de denilen binadır.

Halen 24.727 m2 yüzölçümündeki bir alanda üç havuzu, bir su terazisi, bir ku­yusu ve aydınlatma elemanları ile değer­li ağaçlar arasında yer alan yapılar. İstan­bul’daki kasırların en küçük örneklerin­den olup küfeki taşı ve mermerden. XIX. yüzyıl mimarisinin özelliği gereği barok ağırlıklı eklektik (karma) üslûpta inşa edil­miştir. Yapılar ikişer kattan oluşmakta ve dikdörtgen planları bir salon etrafına dizilmiş odalarıyla benzer şemayı vermek­tedir. Döneminyaygın mimari anlayışı planda yenilikten çok cephe düzenini önemli gördüğünden özellikle ön cephe­ler fazlasıyla işlenmiş, bununla da yetinil-meyerek girişler gösterişli çift kollu mer­divenlerle daha göz alıcı bir hale getiril­miştir. Bilhassa Merasim Köşkü’nde bü­yük boyutlu giyotin pencereler, iki yan­daki alt kat girişleri üzerinde yer alan ve üst kat pencerelerinden çıkılan dörder sütun üzerine oturtulmuş balkonlar, yük­sek saçaklarla gizlenen çatılar, dışa taşan ve yükseltilerle belirginleştirilen orta bö­lümler dikkat çekicidir. Cepheler pencere, sütun ve payelerle boyuna, kat arasını do­laşan basit kornişlerle enine çizgilere sa­hip kılınmıştır. İki binanın cephelerinde özenli bir işçilikle yapılmış çiçek, yaprak, rozet, istiridye kabuğu kabartmalar, niş­lerde yer alan içi çiçek ve meyve dolu va­zolar, girlandlı sütunçe ve payeler, rozet­li kartuşlar, ajurlu-rozetli panolar ve kü­çük konsollarla kıvrık dal, palmet.” C ” ve “S” kıvrımlarının oluşturduğu beze­meler bulunmaktadır. Özellikle dış cephe­ler itibariyle Merasim Köşkü’nün diğerine göre süsleme açısından çok daha iddialı olduğu görülmektedir. Merasim Köşkü’­nün içinde yer yer. Maiyet Köşkü’nde ise üst kat duvarları yapımı zor ve pahalı olan Avusturya stükosu ile kaplıdır. En ufak boşluk bırakmaksızın bezenen ka­lem işli. altın varaklı tavanlar, büyük bo­yutlu oda kapıları ve pencereler son de­rece göz alıcıdır. Mimarileri ve dekorasyonları ile inceden inceye tasarımlanarak inşa edilen yapıların eşyaları da özel ola­rak imal edilmiştir. Döşemelik ve perdelikler Hereke, halılar Hereke ve Feshâne. seccadeler Gördes. Çal ve Kula işi olup ta­mamı el dokumasıdır.

Abdülmecid’in içinde vefat ettiği İhla­mur Kasrı Abdülaziz, II. Abdülhamid ve Mehmed Reşad tarafından da kullanıl­mış, 3 Mart 1924’te 431 sayılı kanunla Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bağlan­mıştır. Meclis idaresi yapıları 1951’de İs­tanbul Belediyesi’ne devretmiş, belediye de restore ettikten sonra Merasim KÖş-kü’nü Köşk Tarihi Müzesi, Maiyet Köşkü’nü Tanzimat Müzesi adlarıyla 1952’de halka açmıştır. Ancak 1966 yılına kadar açık kalan müzeler fazla ilgi görmediğin­den kapatılarak köşkler yine Türkiye Bü­yük Millet Meclisi’ne bağlanmıştır. 1978-1985 yılları arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi Milli Saraylar Daire Başkanlığı’nca sürdürülen restorasyon ve bahçe düzen­lemesi çalışmalarından sonra binalar yine devrinin eşyası ile dekore edilip bu defa özellikle çocukların sanat gösterileri yap­tığı birer mekân olarak halka açılmıştır.

TDV İslâm Ansiklopedisi