İbrahim Pasa Camii -Razgrad- Tarihi, Mimari, Özellikleri, Hakkında Bilgi
İbrahim Pasa Camii. İbrahim Pasa Camii’nin yıkılmış durumdaki son cemaat yeri Bulgaristan’ın Hezargrad şehrinde XVI. yüzyılda yapılmış cami ve külliyesi.
Kuzey Bulgaristan’da, Türk döneminde Hezargrad olarak adlandırılan bugünkü Razgrad’da esasında bir külliyenin merkezi olan cami, XVI. yüzyılın ilkyansı içinde Sadrazam Makbul İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. İbrahim Paşa’nın cami ve dârütta’Iîm ile bunlara vakfettiği Niğbolu livâsındaki yerler için divan kâtibi Mehmed b. Kara Üveys eliyle hazırlanan Rebîülevvel 940 (Eylül – Ekim 1533) tarihli vakfiye Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi’ndedir. Hüseyin Ayvansarâyî, Galata’da Haliç kıyısındaki Eski Yağkapanı Camii’nden bahsederken bani Sadrazam İbrahim Paşa’nın ayrıca Selanik’te kiliseden çevrilme Ayasofya Camii ile Kavala ve Hezargrad’da da camileri ve başka hayratı olduğunu bildirir. Evliya Çelebi. 1062 (1652) yılında Melek Ahmed Paşa ile Özi’ye giderken uğradığı Hezargrad’ı İbrahim Paşa’nın bu şehir toprağından olduğu için İmar ettiğini bildirir. Halbuki İbrahim Paşa, Adriyatik kıyısındaki Par-ga’dandır. Evliya Çelebi caminin içinin son derece tezyinatlı olduğunu, yapı ile uyumlu bir minaresi, şadırvanı, imareti, dârüt-tedrîs, dârülkurrâ, sıbyan mektebi ve hamamı bulunduğunu belirterek şehirdeki on iki handan Kurşunlu Han’ın ve 300 kadar dükkânın çoğunun da yine İbrahim Paşa evkafından olduğunu kaydeder. Onun bildirdiğine göre, Hezargrad kendisine arpalık olarak veriien Molla Hak Efendi diye meşhur Ahmed b. Hüsâmed-din’in kabri de bu caminin hazîresindedir. İbrahim Paşa Camii’nde bulunan 1025 (1616) tarihli Arapça bir kitabeden anlaşıldığı üzere cami tam olarak bitirilememiş ve daha sonra bu tarihte Mahmud Paşa tarafından tamamlatilmıştir.
1980’Ii yıllarda burada yapılan bir kazı ile bugünkü yapının altından daha küçük ölçülerdeki bir camiye ait duvarlar ortaya çıkarılmıştır. Durumun tam olarak açıklanabilmesi için kazı buluntuları hakkında geniş bilgiye ve yerinde değerlendirilmeye ihtiyaç vardır. Gerd Schneider’in hazırladığı rekonstrüksiyonda külliyenin genel görünüşü yer almaktadir. M. J. M. Jouannin ve M. Jules van Gaver’in 1840’ta yayımlanan kitaplarının sonundaki gravürlerden birinde İbrahim Paşa Camii ve komşusu Saat Kulesi etrafındaki binaları ile birlikte görülmektedir. F. Kanitz, Doksanüç Harbi’nde âdeta Rus ordusuna rehber olan Bulgaristan hakkındaki büyük kitabında caminin tarihini 1025 diye verirken bunun milâdî karşılığını yanlış olarak 1614 şeklinde gösterir. Kanitz’e göre Türkler, dinî yapılarında uygulanan asil mimari ve teknik kalitenin gerçekleşmesini genellikle reâ-yâya bıraktıklarından bu heybetli eseri de herhalde Makedon-Ulah mimarlar yapmıştır. Ancak Kanitz’in bu garip iddiasının yanında işaret ettiği başka bir husus caminin 1870’li yıllardaki durumu için önemlidir: “İbrahim Paşa Camii’nin etraftaki yedi vakıf köyden sağlanan 7000 altın lira geliri olmasına rağmen bakımı için fazla bir özen gösterilmediğinden ihmal edilmiş üst örtüsünden sızan rutubet bu güzel eserin her tarafına zarar vermektedir; bu sebeple acele olarak esaslı bir restorasyona girişilmesi temenni edilir”. Aynı müellifin bildirdiğine göre caminin hemen yanında, Midhat Paşa’nın Tuna vilâyeti valiliği yıllarında yaptırdığı ve önünde bahçesi de olan zarif bir konak bulunmaktadır.