Tarih

Hz. Süleyman Kimdir, Hayatı, Kur’an’a Göre Kıssası

Hz. Süleyman

Kur’ân-ı Kerîm’de ismi geçen peygamberlerden biridir. Beni İsrail’in hükümdar ve peygamberlerinden olan Dâvud’un oğludur.

Hz.Süleyman, daha çocuk yaşta bir dâvâ münâsebetiyle babasının verdiği bir fetvâya itiraz etmiş; babasının fetvasından farklı olan ve onun tarafından da kabul edilip uygulanan isâbetli bir fetvası ile zekâsını ve ilminin genişliğini isbat etmişti.

Davud’u ve Süleyman’ı da hatırla. Hani onlar, ekin hakkında hüküm veriyorlardı. O vakit geceleyin, bir kavmin davarı ekin tarlasına yayılmıştı (zarar vermişti). Biz de onların verdiği hükme şahitler idik. (Enbiyâ suresi 21/ 78. ayet meali) (Rivayet edildiğine göre, bir adamın koyunları, gece vakti bir çiftçinin ekin tarlasına girmişler ve ekinleri ile bağlarını helâk etmişler. Nihayet, çiftçi zarar talebi ile Hz. Davud’un huzurunda koyun sahibi aleyhine dâva açmış. Zararın kıymeti, koyunların kıymetine denk geldiğinden, Davud koyunların ekin sahibine verilmesini emretti. Onbir yaşında olan oğlu Süleyman ise, ekin tarlasını, eski haline gelinceye kadar koyun sahibine vermeyi ve bu müddet içerisinde koyunların sütü ile yünlerinden istifade etmek üzere, koyunları da ekin sahibine vermeyi uygun buldu.)

Biz, o meselenin hükmünü Süleymân’a bildirdik. Bununla beraber her birine bir hüküm ve bir ilim vermiştik. Davud ile birlikte tesbih etmek üzere, dağları ve kuşları (ona) bağlı kılmıştık. Biz (bu gibi acaib işleri peygamberlere) yapanlarız. (Enbiyâ suresi 21/ 79.ayet meali)

Babası Dâvud vefat edince onun yerine hükümdar ve peygamber olmuştu (Sâffât suresi 37/16. ayet).

Kur’ân-ı Kerîm’de verilen bilgilere göre Süleyman’a “hükümdarlık (hukm) ve ilim” verilmişti. Allah’ın kendisine verdiği mucizevî kabiliyetle kuşların dilinden anlar; insanlara, cinlere ve daha başka hayvanlara hükmederdi (Neml suresi 27/16-17.ayetler). Rüzgâr onu itaat etmiş (Sebe suresi 34/2

2. ayet); şeytan taifesi onun hizmetine sokulmuştu. (Enbiyâ suresi 21/ 82.ayet). Hükümdarlığı çok parlak geçmişti. Nitekim Saba Melikesi Belkıs, onun kudret ve hikmetini görmüş, adaletine inanmış ve ona tabi olmuştu (Neml suresi 27/28-44. ayetler).Kur’ân-ı Kerîm’de sure başları dışında Besmele’nin tam metninin yer aldığı tek âyet, Hz.Süleyman’ın bu melikeye yazdığı bir mektubun baş tarafını teşkil eder (Neml suresi 27/30-31.ayetler). Ehl-i Kitap’tan bir kısmının iddia ettiğinin aksine Süleyman asla şeytanlara uymamış ve kâfir olmamıştır (Bakara suresi 2/101.ayet); çünkü “iyi bir kul idi.” (Sad suresi 38/30. ayet). Onun duâsı dağlarda yankılanır, kuşlar onun duâsına katılırdı (Sebe suresi 34/10.ayet). Bazı tefsîrlerde, Sad Sûresi’nin 31-35 âyetlerinden hareket edilerek onun günâh işlediğini belirtmiş, hatta bir ara müşrikliğe kaydığını fakat sonra tövbe ettiğini söyleyenler olmuş ise de iddia, hıristiyan ve yahudilerden gelen uydurma rivayetlere dayanmaktadır. Nitekim ünlü müfessir Fahruddin Râzî, peygamberlik makamına yakışmayan bu türlü isnadları kesinlikle reddetmiş ve ilgili rivâyetlerde geçen “imtihan”dan maksadın bedenî hastalık olduğunu belirtmiştir. Râzi’ye göre Süleyman şiddetli bir hastalığa yakalanmak suretiyle Allah tarafından imtihana tâbi tutulmuş; bu imtihanı sabır ve teslimiyetle karşılamış; sonunda sıhhatine ve hastalığı sırasında uzak kaldığı tahtına tekrar dönmüştür. Allah ona zırh yapmayı ve bakırdan yararlanmayı öğretmişti. Cinler onun madencilik işlerinde çalışır; kaleler, heykeller havuzlar ve kazanlar yaparlardı (Sebe suresi 34/11-13ayetler).

Anı gelen ölümü esnasında, âsâsına dayanmış duruyordu, bir hayvanın asasını kemirmesi sonunda destek çöktü ve cesedinin yere yığılmasıyla ölmüş olduğu anlaşıldı (Sebe suresi 34/14.ayet).

Hz.Süleyman hakkında Kur’ân-ı Kerîm’de verilen bilgiler, ana hatlarıyla bunlardan ibaret olup, birçok tefsirlerde ve tarih kitaplarında onun hakkında daha geniş malumat verilmiş ise de, bu mâlumat içinde pek çoğu “İsrâiiiyyât” nev’inden haberlerdir ve muahhar tarihçiler tarafından şüphe ile karşılanmaktadır.

İlgili Makaleler