Hz. Peygamber Döneminde Münafıklar
İslâm tarihinde nifak hareketlerinin ortaya çıkışı, müslümanların organize bir topluluk ve siyasî bir güç olarak belirmeye başladığı Medine devrine rastlar. Hz. Peygamber Medine’ye hicret ettikten sonra, kendisine inanmayan ve İslâmiyet’e meyilleri olmayan bir kısım Medine! iler ile Medine civarındaki bedevilerden ileri gelen bazı kimseler siyasî ve maddî sebeplerden dolayı İslâm’a zahiren girmekte kendileri için yarar görmüşlerdir; özellikle bunların bir kısmı bulunduğu muhitte gözden düşmemek amacıyla bu yolu seçmiştir.
Bedir zaferiyle birlikte Evs ve Hazrec kabileleri içinde mütereddit davrananlar hemen müslüman oldular. Bunlardan, Medine halkına başkan olmak üzere iken İslâmiyet’in şehre gelmesiyle siyasî nüfuzunu yitiren Abdullah b. Übey b. Selûl eski itibarını korumak maksadıyla bir grup oluşturdu ve Hz. Peygamber’e karşı gizli bir muhalefet cephesi kurarak çeşitli nifak taktikleri uygulamaya başladı. Bu arada bir yandan hıristiyan liderlerinden akrabası Ebû Âmir er-Râhib’in desteğini sağlarken bir yandan da gizlice Kureyş müşrikleri ve Medine yahudileriyle dostluk anlaşmaları yaptı. Abdullah b. Übey, Uhud ve Hendek savaşları sırasında İlk defa Kureyş müşrikleri ve Ebû Âmir ile olan ilişkilerini açığa vurdu ve Benî Kurayza ile Benî Nadîr’i Resûl-i Ekrem’e karşı savaşa teşvik etti. Oluşturduğu münafıklar grubunu yahudi ve müşriklerle aynı ittifak içinde toplamaya çaba gösterdi. Fakat Mekkeli müşrikler Hudeybiye Antlaşması İle kısmen ve Mekke’nin fethinden sonra tamamen onun ittifakından çıktılar. Öte yandan Medine’de ortak eyleme girdiği ya-hudilerin şehirden sürülmesiyle oradaki beraberlik de sona erdi. Bu durumda sadece Mekke fethinin ardından Taife kaçan ve daha sonra Suriye’ye giden Ebû Âmir onunla irtibatını kesmeyerek hıristiyanla-rı Hz. Peygamber’e karşı kışkırtmaya çalışmak suretiyle kendisine yardım etmeyi sürdürdü.
Abdullah b. Übey, Benî Mustalik Gazvesi sırasında ensar ve muhacirleri birbirine düşürmeyi denedi; dönüşte de Medine’de kargaşa çıkarmak için İfk Ha-disesi’ni tezgâhladı. Nifakın zirveye çıktığı en kritik günlerde münafıkların üs olarak kullandığı nifak merkezini mescid hüviyetine büründürerek faaliyetlerine meşruiyet kazandırmak istedi Tebük Seferi’nde gövde gösterisi yapmak amacıyla Zübâb tepesi tarafında Hz. Peygamberin ordugâhından ayrı bir ordugâh kurdu. Bir taraftan savaşa gitmeyenlerin başını çekerken diğer taraftan bazı münafıkların orduya katılmasını sağlayarak nifak hareketlerini tahrik etti ve bunun sonucunda Tebük dönüşünde Resûl-i Ekrem’e suikast girişiminde bulunuldu.[bk. Tebük Gazvesi]