Tarih

Hz. Muhammed’in İlk Cuma Namazı, İlk Cuma Hutbesi

Hz. Muhammed, Kuba’da on dört gün kaldıktan sonra, Yesrib (Medine)’e hareket edeceğini, dedesinin annesi, yani Haşim’in ailesi Selma’nın kabilesi olan Beni Neccar’a haber verdi. Onlar da hemen geldiler. Kafile, muhteşem bir alayla Kuba’dan Yesrib’e doğru hareket etti. O gün, günlerden Cuma idi. Öğleye doğru hareket eden kafile Ranuna Vadisı’nin üst tarafına gelince konakladı. Vakit öğle olmuştu. Hz. Muhammed, burada önce bir hutbe okudu. Sonra, cemaatle Cuma namazı kıldı. Hz. Muhammed’in ilk kıldırdığı Cuma namazı budur.

Ve yine ilk Cuma hutbesi de burada okunan hutbedir. Bu hutbede Hz. Muhammed, önce Allah’a hamd ü senâ etti. Sonra da:

“Ey nas (insanlar), sağlığınızda ahiretiniz için tedarik görünüz. Muhakkak biliyorsunuz ki, kıyamet gününde hesap vardır. Herkese, çobansız bıraktığı koyunun hesabı sorulacaktır. Allah’ü Teala ona diyecek, amma nasıl diyecek? Tercümanı olmadan, aracısı bulunmadan bizzat diyecek ki: Sana, benim resûlüm gelip de tebliğ etmedi mi? Ben sana mal verdim. Sonra, lütuf ve ihsan ettim. Sen kendin için ne tedarik ettin? O kimse sağına ve soluna bakıp hiçbir şey göremeyecek. Öyle ise herkes, kendisini velev ki bir yarım hurma ile olsa bile ateşten kurtaracak hayırlı bir iş işlesin. Onu bulamazsa, bari tatlı sözlerle kendisini kurtarsın. Zira böyle bir hayra, on mislinden yedi yüz misline kadar sevap verilir” dedi.

İlk cuma namazı kılınan Beni Salim bin Avf yurdundaki Ranuna mevkiine sonradan bir mescit yapılmış ve bu mescit, Mescid-i Cum’a adıyla anılmıştır.

İlgili Makaleler