Tarihi Eserler

Hüsrev Paşa Camii -Diyarbakır- Tarihçe, Mimari, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Hüsrev Paşa Camii. Diyarbakır’da XVI. yüzyılda medrese olarak inşa edilmişken sonradan camiye çevrilen yapı.

Osmanlı idaresinin Diyarbakır’daki ikin­ci valisi Beylerbeyi Deli Hüsrev Paşa tara­fından yaptırılmıştır. Hüsrev Paşa 1521 -1531 yılları arasında bu makamda bulun­duğuna göre yapı bu tarihler arasında inşa edilmiş olmalıdır. Bina, planından da açık şekilde anlaşıldığı gibi aslında med­rese (Hüsreviye Medresesi) olarak yapılmış­tır. Fakat hayli büyük olan dershanesi mescid olarak da hizmet verdiğinden za­manla müstakil cami durumuna geç­miş ve 1141’de (1728-29) bir minare ilâ­ve edilmiştir. Evliya Çelebi, 1065’te (1655) geldiği Diyarbakır’ın eserlerini anlatırken Hüsrev Paşa Camii’nin Mardin Kapısı ya­kınında kalabalık cemaate sahip şirin bir ibadet yeri olduğunu belirtir.

Hüsrev Paşa Medrese ve Camii, mun­tazam işlenmiş kırmızı ve beyaz kesme taşlardan meydana gelen şeritler halin­de inşa edilmiştir. Sivri kemerli bir nişin içinde açılmış olan yayvan kemerli bir ka­pıdan geçilerek girilen dikdörtgen bir av­lunun üç tarafında kare kesitli pâyeli re-vaklar sıralanmıştır. Sivri kemerli revak-lann on iki bölümünün üstleri kubbelerle örtülüdür. Bunların arkasında sağda ve solda her biri birer pencereden ışık alan kare şeklinde on hücre vardır. Kıble tara­fının en ucunda yer alan birer hücre ise dikdörtgen planlıdır ve üstleri beşik to­nozla örtülüdür. Bunlarla cami arasına yanlardakilerin ölçüsünde kubbeli birer hücre yerleştirilmiştir.

Avlu girişinin karşısında bulunan cami harimi enine dikdörtgen biçimindedir. Harimin orta kısmı iki yandan kemerler­le sınırlandırılmış olup üstü sekizgen kas-naklı bir kubbe ile. iki yanında kalan bö­lümler ise beşik tonozlarla örtülmüştür. Harimden bir kemerle ayrılan mihrap beş cepheli bir çıkıntı içindedir. Her cephesin­de bir pencere bulunan bu sekizgen bi­çimli çıkıntının üstü dilimli bir tonoz şek­lindeki yarım kubbe ile örtülmüştür. Böy­lece burada klasik Osmanlı-Türk mima­risinde pek benzeri olmayan bir plan uy­gulanmıştır. Buradaki gibi, kıble bölümü köşeli bir çıkıntı halinde harimden dışarı taşan plan özellikleri Tire’de Yeşilimaret ve Edirne’de Beylerbeyi camilerinde de görülmektedir.

Enine harimle çıkıntılı kıble bölümün­den meydana gelen benzer yapılar yine Diyarbakır’dadır. Vakfiyesine göre 904 (1499) yılında Akkoyunlular’dan Hoca Ah-med tarafından yaptırılan Ayni Minare Camii’nde böyle bir planla karşılaşılır. Yi­ne Diyarbakır’da 941-944 (1534-1537) yılları arasında beylerbeyilik makamında bulunan Hadım Ali Paşa’nın yaptırdığı medresede dikdörtgen biçimli harim bu­lunmamakta, fakat beş cepheli çıkıntı teşkil eden kıble mekânı dilimli tonoz-yarım kubbesi ile avlunun bir kenarını iş­gal etmektedir. Avlunun iki yanında Hüs-rev Paşa Camii’nde olduğu gibi hücreler sıralanır.

XVIII. yüzyılda yapılan silindirik gövdeli minare siyah taşla inşa edilmiş olup dört beyaz şeritle bölümlenmiştir. Üstte mu-karnaslı şerefeye sahip olan minarenin gövdesine nisbetle aşırı ince olan petek kısmı daha geç bir döneme ait olmalıdır. Caminin iç süslemesinde ise çini kaplama kullanılmıştır.

TDV İslâm Ansiklopedisi

İlgili Makaleler