Edebi Şahsiyetler

Hurşid Banu Natevan Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

Hurşid Bânû Nâtevan (1830-1897) Azerbaycanlı kadın şair ve yönetici.

15 Ağustos 1830’da Karabağ’ın Şuşa şehrinde doğdu. Baba tarafından Karabağ’ın meşhur hâkimi İbrahim Halil Han’ın, anne tarafından Gence hâkimi Cevad Han’ın torunudur. Bundan dolayı halk arasında “Han Kızı” adıyla meşhur olmuştur.

Hurşid Bânû halası Gevher Hanım’ın yanında yetişti; özel hocalardan Arapça, Farsça öğrendi, dinî ve edebî ilimleri tahsil etti. Babası Mehdigulu Han’ın ölü­münden (1845) sonra Karabağ Hanlığfnın meşru vârisi olarak hanlığı yönetmeye başladı. Karabağ Hanlığı’nın hükmî şah­siyeti ve veraset meseleleriyle ilgili işle­riyle uğraşmak üzere gittiği Tiflis’te Rus yöneticilerin zihniyeti ve emelleri hakkın­da yakından bilgi edindi. Kendisini devam­lı göz altında bulunduran Ruslar’ın ter­tibiyle. Ruslar’ın hizmetinde bir general olan Dağıstanlı Hasay Han Üsmiyev’le ev­lendirildi (1850). Bu meselede Tiflis’te ta­nıştığı Mirza Feth Ali Ahundzâde’nin de rolü olduğu söylenmektedir. Hasay Han’­dan bir süre sonra ayrılarak (1860) Karabağlı bir seyyidle evlendi. Hayatının bü­yük bir kısmını Şuşa’da eşinin de teşvik ve desteğiyle daha çok hayır işleriyle uğraşa­rak geçiren Hurşid Bânû 2 Ekim 1897’de vefat etti. Şuşa’da “İmaret” adı verilen yerde defnedildi. Yoksullara ve muhtaç­lara yardım edip şefkat göstermesi halk arasındaki itibarını arttırmış, bu sebeple onun keramet sahibi olduğuna bile ina­nılmıştır. 6 km. uzaklıktaki îsâ Bulağı de­nilen yerden Şuşa’ya içme suyu getirmek için yaptırdığı kemer ve su yoluna halk “Han Kızı Bulağı” diyerek onun adını ebedîleştirmiştir.

İçinde bulunduğu siyasî ve içtimaî çev­re kadar şanssız ilk evliliği, oğlunun ve ikinci kocasının beklenmedik ölümleri Hurşid Bânû’yu çok sarsmış, bunlar onu içine kapalı, hayata karşı kötümser bir ta­vır almaya sürüklemiştir. Şiirlerinin en be­lirgin özelliği keder, ümitsizlik, hasret ve yaşadığı zamandan şikâyettir. Karabağ’ın Ruslar tarafından işgalinden sonra kadın çocuk demeden katledilen hanlık ailesi­nin ve perişan olan halkının acılarını, duy­duğu derin kaygı ve ümitsizliği şiirlerin­de ifade etmiştir.

İlgili Makaleler