Tarihi Eserler

Hurmalı Mescid ve Medrese -Rodos- Tarihçe, Mimari, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Hurmalı Mescid ve Medresesi. Rodos adasında kısmen kiliseden çevrilmiş mescid ve medrese.

1522’de Türk idaresine geçen Rodos adası, 1912’de İtalyanlar tarafından işgaf edildikten sonra 194S’te Ege adalarının Yunanistan’a bırakılması iie Yunan top­rağı olmuştur. Rodos’un Türk idaresinde bulunduğu dönemde yapılan birçok med­reseden yalnız bir tanesi yakın tarihlere kadar kalabilmiştir. Hangi tarihte kimin tarafından yapıldığı tesbit edilemeyen ve bir rivayete göre avlusunda hurma ağaç­ları bulunduğundan Hurmalı Medrese adıyla tanınan bu yapı Bizans dönemine ait küçük bir şapelin etrafında kurulmuş­tur. Medresenin mescidi haline getirilen küçük kilise Süleymaniye Camii’nin yakı­nında bulunmaktadır. Esasında Bizans idaresi sırasında inşa edilen kilise. Ro­dos’ta Latin şövalyeleri (İsbitâriyye) döne­minde 1457’de Fransisken (Fransizcus) ta­rikatı rahiplerine verilmiş, 1522’den son­ra da etrafına medrese hücrelerinin ya­pılması ile bir müslüman vakfı olmuştur. Bazı yabancı yazarların medrese hücre­lerini buradaki manastırın keşiş odaları olarak kabul etmeleri inandırıcı değildir.

Geniş bir avlunun güney tarafında yer alan eski şapelden çevrilmiş mescid batı cephesinde bir giriş holü bulunan, dört yapraklı yonca biçiminde plana sahip, içe­ride uzunluğu ancak 11 m. kadar olan kü­çük bir yapıdır. Dört tarafında yarım yu­varlak çıkıntılara sahip mekânın ortasını 5 m. kadar çapında pencereli yüksek kasnaklı bir kubbe örter. Burası mescide dö­nüştürüldüğünde güneydoğu köşesine bir mihrap yapılmış, batıdaki esas giriş yerine kuzey çıkıntısında yeni bir giriş açılmıştır. Bunun dışına, iki payeye daya­nan ve çapraz tonozla örtülü bir giriş sun­durması eklenmiştir.

Avlunun kuzey ve doğu tarafındaki es­kiden kızokulu olarak kullanılan yapı ile daha sonra fakirlerin barındığı medrese hücrelerinin daha eski binaların kalıntı­ları üzerine mi yapıldığı yoksa temelden Türk inşaatı mı olduğu bilinmemektedir. Esasen bu küçük külliyenin yayımlanmış iki planı birbirine uymamaktadır. Balduc-ci’nin kitabında kuzeydeki hücrelerin kare planlı altı adet olmasına karşılık Gabriel’in ki­tabındaki planda bunlar dikdörtgen planlı ve sekiz adet olarak gösterilir. Mescidin batısında beş hücre işaretlenmişken Balducci’de sadece iki adet dikdörtgen mekân vardır. Yapıda son yıllarda. Bizans eserlerinin kurtarılması ve yeniden ihyası projesi adı altında Avrupa Konseyi tarafından da desteklenen büyük çaplı bir restorasyon gerçekleştirilmektedir.

TDV İslâm Ansiklopedisi

İlgili Makaleler