Tarihi Şahsiyetler

Hur­şid Ahmet Paşa Kimdir, Hayatı, Dönemi, Hakkında Bilgi

Hur­şid Ahmed Paşa (ö. 1238/1822) Osmanlı sadrazamı.

Rumeli Valisi Selim Sırrı Paşa’nın azatlı kulesidir. Önce Reîsülküttâb Râsih Efendi’ye, daha sonra Kaptanıderyâ Küçük Hüseyin Paşa’ya intisap etmiştir, lll. Selim tahta çıktıktan sonra (1789) mabeyincilik, tebdilcilikve başçuhadarlık görevle­rinde bulunan efendisi Hüseyin Paşa kap-tan-ı deryalığa tayin edilince (1792) muh­temelen onun yerine başçuhadar oldu. Napolyon’un Mısır’ı işgali üzerine (1798) Küçük Hüseyin Paşa ile birlikte Mısır seferine katıldı. Seferden sonra Hüseyin Pa­şa onu mîr-i mîrânlık rütbesiyle İskende­riye mutasarrıflığına tayin ettirdi 1802. Rumeli askeriyle birlikte Mısır seferine katılan ve Vali Hüsrev Paşa’yı makamın­dan uzaklaştırarak kaleyi ele geçiren “serçeşme” Kavalalı Mehmed Ali Paşa’­nın davetini kabul ederek Kahire’ye gitti (21 Mart 1804). Mehmed Ali Paşa’nın Ba­bıâli nezdinde yaptığı müracaat üzerine de Mısır valiliğine getirildi (Mayıs 1804). Herhangi bir rütbesi olmadığından ken­di nüfuzu altında bulunacak valilerin iş başına getirilmesine çalışan Mehmed Ali Paşa Mısır’ın gerçek hâkimi, Hurşid Paşa da onun ihtiyaçlarını karşılamakla görev­li bir memur mevkiindeydi. Hurşid Paşa, Mehmed Ali Paşa’nın nüfuzunu kırmak için Şam taraflarından asker getirtti (Mart 1805). Ancak bu askerin kendisine karşı kullanılacağını anlayan Mehmed Ali Paşa da onun aleyhine çalışmaya başladı. Meh­med Ali Paşa’nın, Mısır’daki Kölemen beylerine karşı elde ettiği başarılarından sonra Hicaz’da büyük tehlike oluşturan Vehhâbîler ile yapılacak mücadele dolayı­sıyla vezâret rütbesi verilerek Cidde vali­liğine tayin edilmesi Hurşid Paşa ife arala­rındaki geçimsizliği daha da arttırdı. Hur­şid Paşa, bu yoldaki emirnameyi açıkla­madan önce ulemâ ve şeyhleri toplaya­rak Mehmed Ali Paşa’nın karışıklık çıkar­maya çalıştığını, kendisinin dayandığı Ar­navut askerlerinin ülkelerine dönmeleri gerektiğini, aksi halde Mısır dışına çıka­rılmaları konusunda elinde padişah tara­fından verilmiş yetki belgesinin bulundu­ğunu bildirdi. Mısır’dan çıkmak İsteme­yen Mehmed Ali Paşa’nın Şam’dan gelen askerleri de elde ederek şehri ele geçir­mesi üzerine Hurşid Paşa Babıâli’den gönderilen emri açıklamak zorunda kaldı.

Mehmed Ali Paşa’nın Cidde valiliğine tayin edildiğini bildiren Hurşid Paşa ona hil”at giydirdi (10 Mayıs 1805). FaKat me­rasimden sonra konağına dönerken Meh­med Ali Paşa’nın askerlerinin aleyhte te-zahüratıyla karşılaştı. Sokaklara dökülen halk ve askerler de Mehmed Ali Paşa’nın lehinde gösteri yaptılar. Mısır ulemâsı ve şeyhleri Hurşid Paşa’dan görevini terketmesini istediler. Hurşid Paşa da sultanın emriyle geldiği görevini birkaç fellâhın İsteğiyle terketmeyeceğini, padişahtan yazılı emir gelinceye kadar kaleden çık­mayacağını bildirdi. Askerler ve halk ka­leyi kuşatma altına aldı. Bunun üzerine Babıâli, hem Mısır’daki karışıklıklara son vermek hem de Haremeyn’i korumak için daha önce Cidde valiliğine getirilen Meh­med Ali Paşa’nın Mısır valiliğine, Hurşid Ahmed Paşa’nın da başka bir göreve tayin edilmesine karar verdi (18 Haziran 1805). Padişahın bilgisi dahilinde sadâ­retten yazılan emirname Mısır’a gönde­rilerek ulemâ ve askerlerin huzurunda okundu (9 Temmuz 1805). Sadâret emriy­le azledilmesini kabul etmeyen Hurşid Pa­şa kaleden çıkmayı reddetti. Donanma ile İskenderiye’ye gelen (19 Temmuz 1805) Kaptan Paşa’nın kaleyi terketmesi konu­sundaki uyanlarına da aldırmayan Hur­şid Paşa, Kölemenler’den yardım alarak Mehmed Ali Paşa’ya karşı mücadeleyi sürdürmeye çalıştı. Bundan da bir sonuç alamayınca kaleden çıkmayı kabul etti ve Mısır’dan ayrıldı (6 Ağustos 1805).

Bir müddet İran seferlerine katılan Hurşid Ahmed Paşa Selanik. Bosna valilik­lerinde ve Niş muhafızlığında bulunduk­tan sonra Mora ve Rumeli valiliklerine ge­tirildi. Bu sırada devleti meşgul eden Sırp isyanını bastırmak üzere Sofya serasker­liğine tayin edildi. 1803’ten beri isyan ha­linde bulunan Sırplar’a karşı önemli başa­rılar elde etti. Sırplar’ın en büyük destek­çisi olan Rusya, Bükreş Antlaşması ile [28 Mayıs 1812) Sırp isyancılarının eline ge­çen kalelerin Osmanlı Devleti’ne iadesini kabul etti. Fakat isyancılar antlaşmayı ta­nımadılar. Yeni bir boyut kazanan Sırp is­yanını bastırmakta âciz kalan Laz Ahmed Paşa’nın yerine daha dirayetli bir kişi aran­dı ve bu iş için Sofya Seraskeri Hurşid Ah­med Paşa uygun bulundu. Laz Ahmed Pa­şa azledilerek Hurşid Paşa sadrazamlığa getirildi.(27 Şâban 1227/5 Eylül 1812) Ye­ni sadrazama İstanbul’dan asker ve para gönderilerek bir an önce Sırp isyanının bastırılması emredildi.