Türk Edebiyatı

Hünername Nedir, Özellikleri, Kimin Eseri, Yazarı,

Hünernâme. Seyyid Lokmân’ın (ö.lOlO/1601’den sonra) şehname tarzında yazdığı tezhip ve minyatürleriyle ünlü eseri.

Bilinen tek nüshası Topkapı Sarayı Mü­zesi Kütüphanesi’nde bulunan eserin yazımına şehnameci Fethullah b. Arif başlamışsa da, vefatıyla Şirvanlı Eflâtun devam etmiştir. Onun da vefatı üzerine eser, 977’de (1569) şehnâmecilik görevine getirilen Seyyid Lokman b. Hüseyin el-Âşûrîel-Urmevî tarafından yeniden kaleme alınmıştır. Seyyid Lok­man, Şirvanlı Eflâtun’un on bölüm olarak tasarlayıp sadece üç bölümünü yazabil­diği eserin tezhibinin fazlaca abartıldığı­nı, ta’lik hatla sade zerefşan kâğıda yazıl­ması ve bilgi bakımından gözden geçiri­lerek yeniden düzenlenmesi gerektiğini söylemiş, bunun üzerine III. Murad 22 Şevval 985 (2 Ocak 1578) tarihli bir hü­kümle bu gö­revi kendisine vermiştir.

Osman Gazi’den başlayıp I. Selim devri­ne kadar gelen padişahların hünerlerini anlattığı I. cildin başında bu dönemleri yazarken Oğuznâme, Rûhî’nin Târih, Hoca Sâdeddin’in Tâcü’t-tevârih, Neşrî’nin Cihannümâ ve İdrîs-i Bitlisî’nin Heşt Bihişt’inden faydalandığını söyleyen Sey­yid Lokman eserin dört ciltten (rükün), her cildin de on fasıl, bir tezyîl ve bir hati­meden oluşacağını, I. ciltte Osman Gazi’­den Yavuz Sultan Selim’e kadar on padi­şahın, II. ciltte Kanunî Sultan Süleyman’ın, III. ciltte II. Selim’in, IV. ciltte de III. Murad’ın hünerlerinin anlatılacağını, ayrıca I. cildin her bir faslında on hikâye, tezyîl kısmında ise padişahlara ait latif söz ve beyitlerin yer alacağını belirtir. Ancak bunlardan sadece I. ve II. ciltleri yazabilmiştir. I. cildin girişinde Oğuz boylarının damgaları hakkında bilgi verilip Oğuz Ka­ğan ile Oğuzlar’ın efsanevî cedlerinin hi­kâyeleri. Kayılar’ın Hıta ve Hoten’den Talaş ve Sayram’a gelmeleri. Kınıklar’la be­raber Amuderya’yı geçip Horasan’a ulaş­maları, Cengiz’den kaçarak Ahlat’a sığın­maları anlatıldıktan sonra Osman Gazi’­den Yavuz Sultan Selim’e kadar padişah­ların cülus ve cenaze törenleri, vasıfları, huyları, merakları, av eğlenceleriyle ta­rihî olaylar ve savaşlar tavsif edilmiştir. Türkçe nesir halinde yazılan eserde yer yer Türkçe ve Farsça manzum parçalara da yer verilmiştir.

992 (1584) yılında Bosnalı Sinan b. Mehmed tarafından aharlı kâğıt üzerine ta’lik hatla yazılan bu cildin içinde Nakkaş Osman ve ekibi tarafından tasvir edilen kırk beş minyatür bulunmaktadır. XVI. yüzyıla ait yüksek bir sanat zevkini yansı­tan ve türünün en güzel örneklerini oluş­turan bu minyatürlerde tarihî gerçeklere bağlı kalınmaya çalışılmakla birlikte erken dönemlere ait merasim ve olayların anla­tıldığı sahnelerin tarihî belge niteliği za­yıftır. Osman Gazi’den Yavuz Sultan Se­lim’e kadar cülus törenlerinin tasvir edil­diği minyatürlerde özellikle Osman ve Or­han Gazi’nin cüluslarını gösteren sahne­lerdeki kılık kıyafetler, padişahın etrafmdaki protokol sırası XVI. yüzyıldan çok farklı değildir. Bununla birlikte Topkapı Sarayı’nın ikinci avlusunu gösteren ve çift sayfaya yerleştirilen minyatür, sarayın XVI. yüzyıldaki durumunu ve mimarisini göstermek bakımından çok önemlidir. Sayfaları zerefşanlı, kenarları altın cet-velli olan 48.5 x 30.5 cm. boyutlarında 234 varaktan meydana gelen eserin cildi devrinin en güzel örneklerindendir. Eser­de yer alan minyatürler Nİgâr Anafarta tarafından nakkaşları tesbit edilerek ya­yımlanmıştır.