Tarihi Şahsiyetler

Humbaracı Ahmet Paşa Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi

Humbaracı Ahmed Paşa (ö. 1160/1747) Humbaracı Ocağı’nı ıslah etmekle görevlendirilen Fransız asıllı Osmanlı zabiti.

Fransa’nın Limousin eyaleti soyluların­dan olup 14 Temmuz 1675’te Coussae şehrinde doğdu. Asıl adı Claude Aleksandre Comte de Bonneval’dir. Küçük yaşta askerlik mesleğine girdi ve önce bahriye­de çalıştı, 1698’de kara kuvvetlerine geçerek kısa sürede yükseldi. İtalya île yapı­lan muharebelere ve İspanya veraset sa­vaşlarına katıldı ve önemli başarılar ka­zandı. Ancak 1704 yılında XIV. Louis ile arası açılınca ordudan atıldı; Paris’ten ka­çarak Fransa’nın düşmanı Avusturya’ya sığındı. Burada Prens Eugen’in maiyetine girdi; Avusturya ordusunda çeşitli görev­lerde bulundu; Fransız kuvvetlerine karşı gösterdiği başarılar dolayısıyla rütbesi yükseltildi ve imparatorun müsteşarlığı­na getirildi. 1716’da Osmanlı Devleti ile Avusturya arasında cereyan eden Varadin Savaşı’nda önemli rol oynadı. Bu ara­da yeni Fransa Kralı XV. Louis tarafından affedildi. Avusturya İmparatoru VI. Char­les da onu müşirliğe getirdi. Ancak Baş­vekil Prens Eugen’le anlaşmazlığa düşün­ce görevden alındı; bir süre hapiste yat­tıktan sonra yirmi iki yıl hizmet ettiği bu ülkeden de kaçtı. İspanya ve Lehistan’­dan sığınma talebinde bulunduysa da ka­bul görmedi. İki yıl kadar Venedik’te kal­dı. 1729’da Osmanlı Devleti’ne sığındı. Bir süre Saraybosna’da oturdu. İstanbul’a yaptığı müracaat, III. Ahmed ve barış ta­raftarı Sadrazam Nevşehirli Damad İbra­him Paşa tarafından komşu devletlerle iyi geçinme siyaseti sebebiyle dikkate alın­madı. Onun asıl niyeti Osmanlı himayesin­deki Macaristan’da prensliği ele geçir­mekti. Saraybosna’da geleceğe yönelik tasavvurlarını gerçekleştirmek için İslâ­miyet’i kabul edip Ahmed adını aldı. Ar­dından sarayın daveti üzerine İstanbul’a hareket ettiyse de bu esnada III. Ahmed’in tahttan indirilmesi ve Damad İbrahim Paşa’mn ölümüyle sonuçlanan Patrona İsya­nı yüzünden bir süre Gümülcine’de bek­ledi. Bu sırada kendisine bir miktar ma­aş bağlandı.

I. Mahmud’un tahta çıkması ile (1730) dışarıya karşı barış devri sona erdi, İçeride de askerî ıslahat dönemi başladı. Sadra­zam Topal Osman Paşa. Avusturyalılar’-dan intikam almak için Osmanlı ordusun­da mutlaka ıslahat yapmanın gereğine inanıyordu. O sırada Ahmed Bey sundu­ğu bir raporda artık bu çağda cesaret ve kahramanlığın yetmediğini, askerlikte eğitim, disiplin ve maaşların düzenli öden­mesinin daha önemli olduğunu belirtti. Yapılması gereken yenilikler için Fransız ve Avusturya ordu kuruluşları, bunların asker toplama yöntemleri ve eğitimleri hakkında bilgiler verdi, sıhhiye bölükleri kurulmasını önerdi. Osman Paşa askerî bilgisini takdir ettiği Ahmed Bey’i İstan­bul’a çağırdı (1731). Beylerbeyi pâyesiyle Humbaracı Ocağı’nın başına getirilen ve bundan böyle Serhumbaracıyan ve daha yaygın olarak Humbaracı Ahmed Paşa diye şöhret bulan Bonneval işe ulûfeli bir humbaracı sınıfı kurmakla başladı ve bunun için bir nizâmnâme ha­zırladı. Bosna’dan getirtilen 300 kadar nefere her gün Üsküdar’da Ayazma’da yaptırılan Humbaracılar Kışlasfnda tâlim yaptırdı. Kısa sürede sayıları 600’ü aşan bu neferlere aynı zamanda matematik dersi de veriyordu. Buradan yetişen hum-baracılarVidin. Niş, Hotin. Azak ve Bosna sınırlarındaki kalelere gönderiliyordu. Kış­lanın yanındaki imalâthanede Ahmed Pa­şa ilk merhalede 100 havan. 50.000 hum-bara döktürmüştü. Osman Paşa’nın 1732 Martında azlinden sonra Humbaracı Ah­med Paşa bir süre unutulduysa da Heki-moğlu Ali Paşa zamanında kendisine tek­rar beylerbeyilik payesi verildi; aynı za­manda Ylrmisekizçelebizâde Mehmed Said Paşa’nın tavsiyesiyle sadrazam müşa­viri oldu. Hekimoğlu Ali Paşa humbaracı-başıdan siyasî yönden de faydalanmak istiyordu. Ahmed Paşa ise özellikle dış poli­tikaya dair verdiği raporlarla Devlet-i Aliy-ye’nin Fransa ile ittifakını sağlamaya ça­lışıyordu. Nitekim bir raporunda Rusya’­ya karşı Osmanlı – Fransız ittifakı üzerinde durmuştu. Ona göre Osmanlı Devleti İçin en büyük tehlike Rusya’nın hızla büyü-mesiydi. Osmanlı-Fransız ittifakına daha sonra İsveç girecek, İspanya Fransa’ya tâ­bi olacak, Hollanda ve İngiltere gibi de­nizci devletler de Ortadoğu ve Uzakdoğu ticaretinde Rusya’yı kendilerine rakip gö­receklerdi. Bu fikirler sadrazamın hoşuna gitmiş, ancak Fransa Osmanlı Devleti ile ittifaka yanaşmamıştı.

İlgili Makaleler