HÜKÜMET
Hukuk ve siyaset
biliminde bîri dar, diğeri geniş anlamda kullanılan ve çeşitli anlamları olan
bir kavramdır. Dar anlamda, bir devletin otoriteye ilişkin kaçarları uygulayan
ve yürütme gücünü temsil eden bakanlar kurulunu ifade eden hükümet kavramı,
geniş anlamda bir devletin yasama, yürütme ve yargı organlarını ve bunlara
bağlı olarak devlet yetkisini kullanan tüm devlet organlarını içine alsın
siyasal yönetim biçimini ifade eder. Demokratik hükümet, monarşik hükümet gibi.
Geniş anlamda hükümet, günlük dilde devlet kavramı ile karıştırılır, zira
hükümet, devlet adı verilen üstün varlığın sahip bulunduğu egemenlik
yetkisinin sadece belli bir kısmım kullanan organ olup devletin unsurlarından
sadece biridir.
Devletin bir organını
ifade eden dar anlamdaki hükümet, bazı farklılıklar olmakla beraber,
genellikle devlet başkanı, başbakan, bakanlar kurulu ve bakanlıklardan
meydana gelir. Yürütme ve yargı olarak ikide edilir. Yasama, yürütme ve yargı
olmak üzere üçe ayrılan devletin gücünün örgütlenme biçimi, tarihsel ve
top-lumsalbakmıdan farklı nitelikler taşır. Tarihsel bakımdan
“kuvvetlerin birliği” ilkesinden “kuvvetlerin ayrılığı”
ilkesine doğ-
îsrı
ru bir gelişme
gözlenmekte olup çağdaş demokratik sistemler, “kuvvetler ayrılığı”
ilkesine göre örgütlenmektedirler. Yasamanın otoriteye ilişkin koyduğu kanun
ve kuralları hükümet, otoriteye ilişkin olarak topluma aktarmakta ve işlerlik
kazandırmaktadır. Kuvvetlerin ayrılma derecesi ve kuvvetler arasındaki
ilişkilerin biçimine göre hükümetler, demokrasilerde “meclis
hükümeti” “başkanlık hükümeti” ve “parlamenter
hükümet” olmak üzere üçe ayrılır. Belli nispette kuvvetler birliği esasına
dayanan meclis hükümetinde, yasama ve yürütme, halkın temsilcilerinden meydana
gelen meclisle toplanmış olup Bakanlar Kurulu, meclîs adına yürütme
fonksiyonunu yerine getirir. Bu hükümet sisteminde bakanlar, meclisin memurları
durumundadırlar. Türkiye’de 1921-1924 Anayasaları, meclis hükümeti sistemini
benimsemişlerdir.
Başkanlık sisteminde
hükümeti, halkın seçtiği başkanla, başkanın atadığı yardımcılar oluşturur. Bu
sistemde yasama ile yürütme arasmda kesin sınırlar konmuştur ve başkan meclise
karşı sorumlu değildir. Siyasal bakımdan çok güçlü ve geniş yetkilere sahip
olan yürütme organının başı, aynı zamanda devletin de başıdır. Başkanlık
sisteminin en iyi örneği ABD* ndeki hükümettir.
“Parlamenter
hükümet” sisteminde başbakan ve bakanlardan oluşan hükümet, meclisten bağımsız
bir konuma sahip olup meclise karşı sorumludur. Yürütme ile ilgili bazı
yetkilere sahip olan cumhurbaşkanları, hükümetlere bazan başkanlık
edebilirler. Bu sistemde de yasama ve yürütme kuvvetleri birbirinden ayrılmış
ol-maklaberaber, başkanlık sistemindeki kadar kesin değildir. Parlamentoda
çoğunluğu elinde bulunduran partinin kurduğu
hükümet, yasamayı
istediği gibi yönlendirebilmekledir. Bu bakımdan bu sistem, “kuvvetlerin
iş birliği sistemi” olarak değerlendirilmektedir. Parlamenter sistemin
başlıca özellikleri şunlardır: Bağımsız ve sonsuz bir devlet başkanlığı kurumu,
kabinenin parlamentoya karşı sorumlu olması, uyumlu çalışan bir bakanlar kurulu
ve yürütme organının yasamayı (bazı durumlarda) feshedebilmesi. Parlamenter
hükümet sisteminin en çarpıcı örneğini İngiltere vermektedir.
Farklı tarihsel ve
toplumsal bir geçmişe sahip olan Türkiye* de hükümet sistemlerinin gelişimi
kendine özgü bazı ana çizgiler göstermektedir. Eski Türklerde egemenliği
elinde tutan “Han”a ulusun yönetiminde yardımcı olan ve Boy Beylerinden
oluşan bir kurul vardı. Türkler müslü-man olduktan sonra İslam kurumlarını benimsediler
ve hükümet fonksiyonu gören “divan”ları örgütledüer. Osmanlı
Devle-ti’ndeki “Divan-ı Hümayun”, Padişah adına yürütmeden sorumlu
bir organ olarak faaliyette bulunmuştur. XIX. yüzyılda
Di-van-ıHümayunlağvedildiktensonra, yerine “Meclis-i Vükelâ” tesis
edildi. 1921 ve 1924 Anayasaları meclis hükümeti biçimini benimserken 1961 ve
1982 Anayasaları “Parlamenter Hükümet” sistemini benimsemiştir.
Davut DURSUN
Hükümet Türleri:
Hükümetle ilgili
sınıflandırmalar epeyce çeşitli olmakla beraber gene de bazı ortak çizgiler
ayırdedilebilir. Sınıflandırmalar iki kıstas üzerinde yoğunlaşma eğilimi
göstermiştir:
1) Dairelerin düzenlenişi (ki kavram la§t ir m ası daha
dar olabilir).
2) Hükümet ile yönetilenler arasındaki
İlişki.
1) İlk
kıstas, siyaset bilimciler ve özellikle demokratik hükümet üzerinde çalışanlar
arasında yaygını geçerliliği bulunan iki sınıflandırmaı semaisi ortaya çıkarmıştır
: a) Bu
şemalaırın ilkii, yasama ile yürütme arasındaki ili: jkiye dayalıdır.
Parlamenter bir sisteme bakıldığında, yürütmenin organ olarak devamlılığı,
yasamanın desteğini sürdürmesine biağh görülmektedir. Yürütmenin üyeleri,
genellikle yasamanın da üyeleridir. Bir başbakan yürütmenin en güçlü fryesi
olabilmekteyse de, yürütmeyi ilgilendiren önemli kararlar genellikle
ortaklaşa bir gru’p bakanla birlikte verilir. Diğer taraftan, »bir başkanlık
sistemi söz konusıu olduğunda, yürütme yasamadan bağımsız görülür. Yürütmenin
üyeleri, normal olarak yaşatmanın da üyeleri değildir ve gene yürütme
içerisinde karar verme yel kişinin nihâtf kaynağı bir kişiye -başkana- bağlı
olmakladır,
b) İkinci bir sınıflamanın ağırlığı hükiümetiü farklı
seviyeleri arasındaki gücün dağılımı üzerindedir. Tek yapılı bir devlefite
kanunların yapımı için bütün otorite, \yetki alafll ülke bütününü kaplayan bir
yüıksek yasama organına verilmiştir. Bu orgjın mahallî yasama birimlerinin
varlığına i mkan tanımakla beraber, bu birimler ancak ana yasama organının
otoritesine zarar vermemek kaydıyla işlemektedir. Diğer taraftan, federal bir
devlette, hiç olmazsa bir ölçüde güvence altında- otonom1 karar verme yetkisi
bulunan mahallî yasama birimleri mevcuttuır. Sözü edilen hesr üti hükümet
şekli, bir jçrup devletin belirli maksatlarla bir araya toplandığı ve fakat
her birinin hükümranlığını koruduğu bir konfederasyondan kolayca
ayırdediltsbilir.
2) İkinci kıstasa
-hükümetle yönetilenler arasındaki ilişkiye- dayalı sınıflandırmalar genelde,
hükümetlerim hedeflerini vatandaşları iknadan ziyade 2H>rlamayı başarma
yolundaki teşebbüslerinin ölçüsüne ve gene hükümetin nıeşru otoritesi üzerine
konan şuurların, dere<:esine ağırlık vermektedir. Bu kıstasa dayalı tasnif
şemalarının kesin formiülİer haline getirilişi birçok şema ortaya
‘çıkarmıştır; bununla beraber, bir uçta liberal dem okratik hükümet ile, diğer
uçta totaliter hükümetler arasında bir ayırımın çizİleinediği de söylenemez.
Liberal demokrattık yönetimde hükümet en başta toplumun arzularına cevap
verici olarak görüldüğü gibi, onun toplumu zorlama, yahut belirli bir surette
yönlendirme yet/ineği üzerine belli sınırlar getirebilir. ÖUe yandan,
totaliter hükümetler için konmuş sınırlar pek az olup bu hükümetler,,
sayelerinde toplumun değişikliklere uğıatılabildiği unsurlar olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Yeni Yaklaş :ımlar:
Hükümeti e ilgili
araştırmalar II. Dünya Savacından bu yana bir hayli değişiklik göstermiştir.
Tarihî acıdım bu araştırmaların önemi, onların Anayasa Hukuku ile ilgili
çalışmalar çerçevesinde ortaya çıkmış olmasıydı. Bir yandan tek tek ülkelerin
araşt ırılraası karşılaştırmalı bir çerçeve içindt 5 olmaktan ziyade,
birbirinden soyutlanmış bîr çalışma eğilimi gösterirken, öte yaradan da bu araşturmayı
nitelendiren şey, anayasal şartlara ve hükümetin resmî kurumlarına ağırlık
vermek olmuştu. Bununla beraber, davranışçı akım in etkisi altında, bilim
adamları, hükümetlerin gerçeıkte nasıl işlediğini anlamaya, resmî devlet
aygıtının dışında ve fakat onun işleyişi ii^n hayatî bir rol oynayan (siyasî
partiler ve basla gurupları gibi) kurumlara ve açıkçası karşılaştırmalı
araştırmaya gitgide artan bir ilgi göstermişlerdir; Karşılaştırmalı çalışmanın
geliştirilmesi yolunda bilhassa etkili olan ise sistemler teorisi ve daha
özel olarak, yapısal fonksiyo-nalizmden türetilen yaklaşımlar olmuştur. Bu
yaklaşımlar; ileri ülkelerin yanı sıra gelişmekte olanlar da dahil olmak üzer
re, herhangi bîr ülkede hükümet üzerinde yapılan araştırmalar için uygulanması
mümkün, herhangi bîr toplum içerisinde yerine getirilen fonksiyonları temel
alan bir kavram dili geliştirme çabasını beraberinde getirmiştir.
(SBA)
Bk. Başkanlık Sistemi;
Devlet; Parlamenter Sistem; Siyasal Partiler.