Tarihi Eserler

Hokand Şehri Nerede, Tarihçe, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Hokand. Hokand Han­lığı’nın başşehri.

Bugün Özbekistan Cumhuriyeti sınırla­rı İçinde kalan ve kervan yollarının kesiş­tiği Fergana vadisinin güneybatısında yer alan şehrin tarihi oldukça eskidir. İslâm coğrafyacılarının Huvâkand ve Huvâkend şeklinde kaydettiği isim daha son­ra Hokand (Hukand) biçimini almıştır; halk arasında aslının hûk-kand (yaban domu­zu şehri) olduğu söylenir A. Vâmbery ise bu adın Farsça “iyi. gü­zel şehir” anlamında hobkanddan (hûbkand) geldiğini ve halk dilinde zamanla Hokand’a dönüştüğünü yazar. Kelime Özbek Türkçesi’nde Kokan şeklinde telaffuz edilmektedir.

Şehrin ne zaman kurulduğu hakkında bir bilgi bulunmamakla beraber buranın adının X. yüzyıl Arap coğrafyacılarının eserlerinde geçmesi tarihinin daha da es­kiye indiğini gösterir. Şehrin bulunduğu Fergana bölgesinin milâttan önce II. yüz­yıl sonlarından beri Çinliler tarafından bi­linmesi ve burada yetmiş kadar yerleşme yeri olduğundan bahsedilmesi, Hokand’ın da bunlar arasında yer almış olabileceği­ni akla getirir. Bununla birlikte Çinliler’in saldırılarına hedef olan bölgenin VII, yüz­yılda Göktürkler’in hâkimiyeti altına gir­mesinden sonra da Hokand’ın durumu hakkında herhangi bir bilgiye rastlanma­maktadır. Kuteybe b. Müslim kumanda­sındaki İslâm ordularının Fergana’yı fet­hetmek üzere düzenledikleri ilk seferle­rin hedefleri arasında bu şehrin de bulunup bulunmadığı bilinmemektedir. İlk sefer sırasında Hucend önlerinde Türk-ler’le karşılaşan Kuteybe kesin bir so­nuç elde edemeden Kâsân’a dönmek zorunda kalmış ve 96 (715) yılında Haccâc’ın emrine verdiği takviye birliklerle or­dusunu güçlendirerek Fergana bölgesin­deki bazı yerleri ele geçirmişse de onun aynı yıl kendi askerleri tarafından öldü­rülmesinden sonra çıkan karışıklıklar yüzünden İslâm ordusu bölgeyi terketmişti. Aralarında muhtemelen Hokand’ın da bulunduğu Fergana bölgesi şehirleri müslümanlar tarafından ancak III. (IX.) yüzyılda kesin biçimde fethedildi. IV. (X.) yüzyıl coğrafyacılarından İbrahim b. Muhammed el-İstahri ve İbn Havkal’in bu­rayı sadece Fergana bölgesi şehirlerinden biri, büyük merkezler arasında bir güzer­gâh olarak zikretmeleri henüz küçük bir yerleşme yeri olduğunu ortaya koyar. Yâ­küt el-Hamevî ise (ö. 626/1229) Hokand’ı müstakil bir başlık altında almasına rağ­men herhangi bir açıklayıcı bilgi vermez, yalnız burada yetişen bazı âlim ve edipler­den söz eder.

Hokand, muhtemelen Bâbür’ün Ferga­na hâkimiyeti dönemine (1494-1504) ka­dar küçük bir şehir halinde kaldı. Bu yıl­lardan itibaren gelişmeye başlayan şehir. XVIII. yüzyılın ortalarından sonra Özbek Ming hanedanının ( bk. Hokand Han­lığı) başşehri oldu ve önemi daha da arta­rak Batı Türkistan’ı Doğu Türkistan’a bağ­layan önemli bir ekonomik merkez haline geldi. Vâmbery 1863’te gördüğü Hokand’ı pek büyük bir şehir olarak anmaz. Ancak güney kesiminde hanın oturduğu sara­yın bulunduğunu ve etrafının surla çevri­li olduğunu, kuzey kesimin açık. etrafının ağaçlarla ve bahçelerle kaplı olup sadece dört caminin taştan yapılmış bulunduğu­nu yazar. Küçük pazarında ise Rus tacirlerinin getirdikleri malların yanı sıra ipek, pamuk ve deri mamullerinin satıldığını belirterek canlı bir ticarete temas eder. On iki kapılı bir surla çev­rili olan Hokand Ağustos 1875’te siyasî karışıklıkları bahane eden Ruslar tarafın­dan kuşatılmış, ertesi yıl da ilhak edilmiş­tir (Şubat 1876). Ruslar 1885’te buraya ticaret merkezleri, bankalar, kulüpler, fabrikalar, Rus-Özbek okulları, askerî hastahaneler ve bir kışla ile bir Ortodoks kili­sesinden oluşan 250 bina yaptılar. Şeh­rin eski kısmı 1913’te 248 cami, yetmiş mektep ve medrese, sayısız mezar ve zengin bir Buharalı yahudi ailesine ait bir­kaç özel sinagog ile büyük bir pazara sa­hipti ve mesken sayısı 16.250’ye çıkmış­tı.

Hokand, Bolşevik İhtilâli’nden (Ekim 1917) sonra Ruslar’a bağlı Taşkent Sovyeti kuvvetleri tarafından yağmalanıp nüfu­sunun büyük bir kısmı katledilinceye ka­dar (Şubat 1918) Hokand özerk devleti­nin başşehri idi. Bu katliam Türkistan’da Basmacı Hareketi’nin başlamasına sebep oldu.

Fergana vadisinin büyük şehirlerinden olan Hokand’ın Özbek, Şart (Tacik), az sa­yıda Rus ve Ermeniler’den oluşan nüfu­su 1879’da 18.400, 1926’da 68.400 iken bu sayı 1970’te 133.000 olmuş, 1986’da 169.000’i geçmiştir. Çevresinde sulama sistemine dayalı tarımın yapıldığı şehir­de sanayi alanında ipekçilik, petrol, me­talürji, yağ, mobilyacılık ve özellikle pa­mukçuluk gelişmiş durumdadır. Şehirde­ki başlıca tarihî yapılar Han Sarayı ve Hudâyâr Han Medresesi’dir.

TDV İslâm Ansiklopedisi

İlgili Makaleler