Edebi Şahsiyetler

Hocazade Esad Efendi Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

Hocazade Es’ad Efendi (ö. 1034/1625) Osmanlı şeyhülislâmı.

Şeyhülislâm ve tarihçi Hoca Sâdeddin Efendi’nin ikinci oğlu olan Mehmed Esad 10 Muharrem 978’d(14 Haziran 1570) İstanbul’da doğdu. Tahsilini babasından ve Molla Tevfık Gîlânî’den aldığı dersler­le tamamladıktan sonra mülâzım oldu ve Haziran 1588’de haseki payesini al­dı. Ardından Ocak 1590’da Süleymaniye medreselerine ve Temmuz 1593’te Dârülhadis’e tayin edildi. Daha sonra kadı­lık görevine geçerek Şubat 1596’da Edir­ne kadısı oldu. Babasının nüfuzu saye­sinde süratle yükseldi. III. Mehmed’in Eğri seferine hareketi sırasında İstan­bul kadılığına tayin edildiyse de Kayma­kam Hadım Hasan Paşa’nın ve Safiye Va­lide Sultan’ın muhalefeti yüzünden bu mevkiini muhafaza edemedi; fakat ba­basının padişah üzerindeki tesiri sebe­biyle Anadolu kazaskerliği payesini elde etti. İki yıl sonra da babasının şeyhülis­lâmlığı sırasında İstanbul kadısı oldu. Normal görev süresi (müddet-i örfiyye) so­nuna kadar bu mevkide kaldı. Ağabeyi Hocazâde Mehmed Efendi’nin (Çelebi Müf­tü) şeyhülislâmlığı döneminde Anadolu kazaskeri olduysa da onun görevinden ayrılması üzerine azledildi.(6 Ocak 1603)

Şubat 1604 – Ocak 1605 ve Haziran 1606 – Nisan 1608 tarihlerinde iki defa Rumeli kazaskerliğinde bulunan Esad Efendi hacca gittikten sonra 5 Cemâzi-yelâhir 1024’te(2 Temmuz 1615) vefat eden ağabeyi Mehmed Efendi’nin yeri­ne şeyhülislâm oldu. İlk meşihati yedi yıldan biraz fazla sürdü. Gerek mensup olduğu aile gerekse şahsî meziyetleriyle devrinin en tanınmış simaları arasına girdi ve devlet işlerinde çok faal rol oy­nadı. I. Ahmed’in vefatından (1617) son­ra kardeşi I. Mustafa’nın tahta geçme­sinde ve ardından da hal’inde etkili ol­du (1618). Kendisinden önce amcasının tahta çıkmasında oynadığı rol dolayısıy­la II. Osman’ın düşmanlığını kazandı. II. Osman padişah olunca ona yalnız fetva işlerini bırakıp ilmiye mansıplarının tev­cihini hocası Ömer Efendi’ye verdi. Ayrı­ca çıkacağı sefer sırasında, kendi yerine tahta geçirilebileceği endişesiyle orta­dan kaldırılmasına karar verdiği karde­şi Mehmed’in idamı için fetva alamadı­ğından dolayı onunla aralan iyice açıldı.

Şeyhülislâmların sefere gitmesi âdet olmadığı halde II. Osman ile Hotin seferine çıkan Esad Efendi ordu İsakça’da iken geri döndü. Kızı Akile Hanım’ın II. Osman ile evlenmesine karşı çıktıysa da daha sonra buna güçlükle rızâ gösterdi. Aralarındaki bu yakın akrabalık dahi pa­dişahla şeyhülislâm arasındaki soğuklu­ğu gideremedi. Damadından daima uzak duran Esad Efendi ancak çok önemli meseleler ortaya çıktığında saraya gi­derdi. Ayrıca İstanbul’daki son derece tehlikeli ve karışık durum sebebiyle pa­dişahın hacca gitme isteğini engelleme­ye çalıştı. Buna dair verdiği fetvada, pa­dişahların hacca gitmekten ziyade ada­letle hükmetmesi gerektiğini, zira bü­yük bir fitne tehlikesinin baş gösterdi­ğini belirtti. Nitekim II. Osman’ın faaliyetlerinden dolayı büyük bir isyan çıktı. Bu isyan sırasında Esad Efendi âsilerin istekleri doğrultusunda hareket etme­ye mecbur kaldı; hatta onların idamla­rını istedikleri bazı idareci ve saray men­supları aleyhine fetvalar verdi, zor du­rumda bulunan padişaha da âsilerin ar­zularını yerine getirme tavsiyesinde bu­lundu. Buna rağmen I. Mustafa’nın ikinci defa tahta çıkarılması teşebbüsü­ne karşı direndi ve II. Osman tahtta iken bir başkasına biatin caiz olmadığını söy­lemekten çekinmedi. Ancak bundan son­ra meydana gelen ve II. Osman’ın katliyle sonuçlanan olayları önleyemediği gibi damadının cenazesine gitmeyerek göre­vinden istifa etti(10 Receb 1031/21 Ma­yıs 1622). Bir yıl sonra IV. Murad zama­nında, halefi Zekeriyyâzâde Yahya Efen­di’nin veziriazam Kemankeş Ali Paşa’nın tesiriyle azlini müteakip ikinci defa şey­hülislâm oldu(Zilhicce 1032/Ekim 1623). Bu ikinci görevi sırasında veziriazamla geçinemedi. Kemankeş Ali Paşa’nın Ru­meli kazaskeri olan kayınpederi Bostanzâde Mehmed Efendi’yi şeyhülislâmlığa getirmek istediğini öğrenince onun aley­hine döndü. Hatta bir defasında Ali Paşa’nın idamı için fetva yazdığı ve bunun İstanbul kadısı olan küçük kardeşi Salih Efendi tarafından imha edildiği bilinmek­tedir. Bir yıl yedi ay sü­ren bu görevi sırasında 14 Şaban 1034′-te(22 Mayıs 1625) vefat etti ve Eyüp’te babasının yaptırdığı aile mezarlığına def­nedildi.

Kaynaklarda dürüst, takva sahibi, mâ­kul düşünceli bir âlim olarak nitelendiri­len Mehmed Esad Efendi’nin Aziz Mahmud Hüdâyi’ye intisap ettiği ve Celvetî tarikatına girdiği belirtilir. Damadı ol­masına rağmen II. Osman’ın yanlış hareketlerine elinden geldiği kadar karşı koymaktan çekinmemiş, ancak olaylar­dan anlaşıldığına göre şahsî hislerine kapılmaktan da kendini alamamıştır. Onun edebiyatla yakından ilgili olduğu, Türkçe ve bilhassa Arapça, Farsça şiir­ler yazdığı bilinmektedir. Babası Hoca Sâdeddin Efendi’ye bazı Arapça eserle­rinin tercümesi hususunda yardım et­miştir. Esad Efendi’nin Taczâde Mehmed Efendi’den sülüs ve nesih meşkettiği de bilinmektedir.