HİLOZOİZM
HİLOZOİZM
Yunancada/ıyfe (madde)
ve zoon (canlı) kelimelerinin birleşmesiyle meydana gelmiş olan hylozoizm
kelimesi maddenin, dolayısiyle bütün âlemin canlı olduğunu savunan görüştür. Bu
öğretiye göre canlı-tık, maddenin ayrılmaz bir Özelliğidir ve madde ile
canlılık birbirinden ayrılamaz. Milet Okulu, varlığın temel ilkesini (arc-he)
canlı ve aynı zamanda yaratıcı sayıyordu. Bu ilk ve temel ilke, göklerin ve
içindeki âlemlerin ortak anasıdır. Varolan her şey, varlığını bu ilkeden alır.
O, en yüksek tanrıdır ve kendine özgü devamlı bir hareket ve canlılığa
sahiptir. Aristoteles’in bildirdiğine göre bu anlayış, aynı zamanda her şeyde
tanrıların gizli olduğuna inanmaktadır. Yani “her şey tanrılarla doh>
dur” demek, “her şey canlıdır” demekle eşanlamlıdır.
Lampsacus’lu Straton’a
göre, maddenin nihaî parçalarından her biri canlılığa sahiptir. Stoalılara
göre, cansız varlık ile canlı varlıkta birbirine ait özellikler vardır; saf
bir ruh olmadığı gibi, cansız bir madde de yoktur. Evren canlı ve zeki bîr
varlık, yaşayan bir dev, tanrı ise bunun aklı ve kanunudur. Spinoza’ya göre
de, Tanrı ve evren kelimeleri bir tek ve aynı şeyi gösterirler. Spinoza’nın
tanrısı kosmosun cevheri, kosmosu ise tanrının ta kendisidir. Ona göre kosmos
cevheri yer kaplar ve düşünür.
Bu açıklamalar
ışığında iki tür hilozoizmden söz edebiliriz: Birincisi, maddenin her
parçasına bağımsız bir hayat verir. Demokrit ve Epikürcüler bu gruptandır.
İkincisi, âlemi ortak bir hayata katılan birçok unsurlardan oluşmuş yalnız
“tek bir canlı varlık” olarak kabul eder. İlk Yunan filozoflarının ve
Stoalıların (Revâkıyyûn) görüşü budur.
Yüksel KANAR
Bk. Atomculuk
.