Sosyoloji

Hilmi Ziya Ülken – Yahudi Meselesi

Hilmi
Ziya Ülken – Yahudi
Meselesi

Yahudi meselesi her şeyden önce dinî bir
meseledir.

Sioniste

Ancak 19. asır içerisinde Yahudiler siyasi
hürriyetlerini kazandıktan ve Avrupa’da iktisadi bir nüfuz elde ettikten sonra
Herzl tarafından ortaya atılmıştır.

Bunlara göre Yahudi meselesi her şeyden
önce bir Yahudi milleti teşkil etmek meselesidir.

Yine Yahudilere göre Yahudi olmayanlar
arasında doğan anti-sioniste görüşü…

Yahudi cemaatlerini bir araya toplamak,
tarihin seyrini değiştirmek istemektir.

Anti-semitisme

Bunlara göre Yahudiler, Hıristiyanlığa,
milliyetçiliğe, idealizme zarar veren faydacı, mercantiliste bir zihniyeti
temsil etmektedir.

Yahudi raciste’lerinin tezi…

…Yahudi birliğini her şeyden önce ırkî bir
birlik üstünlüğünden bahsetmek suretiyle Arya ırkı’nın üstünlüğünden bahseden
ırkçıların aynı görüşüne bağlanmaktadır.

Tez 1-) Yahudiler burjuvaziyi kurmuşlardır.
Bütün modern kapitalizm Yahudilerin eseridir.

İlkçağda beyti iktisat ve kölelik büyük
endüstrinin doğmasına imkân bırakmıyordu.

Feodal rejim, daha sonra ortaya çıkacak
olan iktisadi istihalelere zemin hazırladı.

Feodal dönemde toprağı, mülkü olmayan
tüccarlar ileri dönemde burjuva sınıfını teşkil eden ilk unsur oldular.

Burjuva sınıfının tamamının Yahudi olmayışı
yazara göre bu tezi geçersiz kılmaktadır.

Tez 2-) Yahudiler yalnız fayda fikriyle
hareket ederler. Tüccardırlar ve garp cemiyetini conmercialiser etmişlerdir.

Yahudiler ancak kapitalizmin tamamlayıcı
unsuru olmuşlardır.

Tez 3-) Yahudiler materyalisttir. Bu tezi ileri
sürenler metaryalizme bilgi teorisindeki felsefi manasından ziyade kaba,
hodgâm, fayda düşkünü manalarını vermekte, yani kelimeyi pejoretif şekilde
kullanmaktadırlar.

Endülüste tanınmış birçok büyük mistik
Yahudi feylosofu vardır.

İspanya’dan Hollanda’ya yerleşmiş bir
Yahudi olan Spinoza bunlardan biridir.

Bergson, Durkheim ve onu takip eden
Levy-Brühl vs.

Alman sosyologlarından von Wiese,
Durkheim’deki kolektif ruh veya kolektif şuur telakkisinin köklerini
(Durkheim’in) mensubu olduğu Yahudi cemaatinin zihniyetinde görür.

Tez 4-) Yahudiler daima milliyet
aleyhtarlığı yapmışlardır.

Yazara göre Yahudiler, intibak ettikleri
milletlerin kültürüne hizmet etmektedirler.

Tez 5-) Yahudilerde kapalı cemaat zihniyeti
vardır. Onlar başka milletlere, kavimlere karışmak/kaynaşmak istemezler.

Yahudi mabudu (…) sırf Yahudi kavmine
münhasır kıskanç bir tanrıdır.

Buna karşın dünyanın çeşitli coğrafyalarına
yayılmış oldukları için bu tez savunulamaz.

Tez 6-) Yahudiler ticarete ihtikârı
getirdiler. Faiz vs. yoluyla mali sermayenin gayrı meşru bir tarzda gelişmesine
sebep oldular. Hasılı, ticaretin ahlaki olmayan bir tarzda inkişafında amil
oldular.

Tez 7-) Yahudi ırkı arya ırkını anlayamaz.
Sami ırkının kendilerine mahsus vasıfları vardır. Sami dehanın Hint-Avrupa
dehasına nüfuz edemeyecek kadar hususiyetleri ve ayrıcalıkları vardır. Mesela
Samiler mistiktir; Hint-Avrupailer rasyonalisttir.

Tez 8-) Yahudiler her hangi sahada bir şey
yaratmaktan ziyade yalnızca mukallit yetiştirirler.

Tez 9-) Yahudiler kozmopolittir.
Vatanlarını kaybettikleri için vatan fikri ve vatanseverlik aleyhindedirler.

Tez 10-) Yahudiler daima birlikte
yaşadıkları başka kavimlere zarar vermişler ve menfaatlerini temin için onları
istismar etmekten çekinmemişlerdir.

Tez 11-) Yahudiler hiçbir millet tarafından
asla sevilmemişlerdir.

Moise Mendelssohn zamanında başlayan
emancipation mücadelesi nihayet Yahudilerin kapalı cemaat olmaktan çıkarak
diğer vatandaşlarla aynı haklara sahip olmalarını temin ettiği için artık 19.
asır içerisinde Yahudi meselesi eski ehemmiyetini kaybetmiş, hatta bazı
Yahudiler hizmetleri ve nüfuzları sayesinde asalet sınıfı içerisine bile
girmişlerdir. (s. 21)

Tez 12-) Sionisteler bütün tarihi
mücadeleler içinde saf bir Yahudi ırkının devam ettiğini ve Yahudi birliğinin
bu ırk birliği sayesinde mümkün olduğunu iddia etmektedirler.

Sağlam bir exloitation sistemine dayanan
büyük imparatorluklar içinde Yahudiler zararsız bir unsur olmuşlar (Roma
İmparatorluğu, Abbasiler, Endülüs Devleti, Osmanlı Devleti ve İngiliz
İmparatorluğu)…

Yahudi
Kavminin Temelleri

…bir Yahudi milletinden bahsedilemez.

İnsanlar eğer tek bir somatik vasfa bir
vasıflar mecmuuna göre tasnif edilecek olursa, seçilen vasıflara uygun bir
Yahudi yoktur ve olmaz.

Bugün âlimler için fiilen kat’i manada bir
Yahudi ırkı yoktur, nitekim bir İngiliz veya Alman ırkı da yoktur. (s. 29)

Judaisme, milli bir din olarak
görülmektedir.

Yahudi
Tarihinin Birinci Safhası

İbraniler sağlam ve devamlı bir devlet
kuramadılar.

Davut ve Süleyman’ın saltanatı az zaman
sonra parçalandı.

İbrani kavmi tarihe ancak dini dehasıyla
girmeye muvaffak oldu. Din onlar için artık yalnız eski kabilelerin ananevi
itikatları mecmuu değil, fakat çok sağlam ve kenetli, patriyarkal aile yapısına
dayanan, parçalanmaz, bölünmez site ruhunun kendisidir.

Beni İsrail’in ilk vatanı Mezopotamya’da Ur
şehriydi.

Yakub’un oğullarından Yusuf onları Mısır’a
götürdü.

Burada beş asra yakın bir zaman kaldılar.

Musa, Yahudileri Mısır’dan çıkararak tekrar
eski topraklarına yerleştirdi.

Cabbale ilk Yahudi itikadındaki sert, haşin
ve kıskanç Yehudanın yerine insanlara sevgi ile bakan ve onları kendine cezbe
ile bağlayan alemşumul tanrıyı koydu. (s. 45)

Yahudilerin aile ahlakı zaman içinde tek
zevceli şekle büründü.

Bu yolda aile ahlakı mülkiyet ahlakına o
kadar bağlandı ki, nihayet mülkiyetin parçalanmasına ve ailenin gevşemesine
sebep olan her harekete günah ve cürüm gözüyle bakılmaya başlandı. (s. 47)

İsa, Yahudileri kapalı bir cemaat olmaktan
çıkarmaya çalıştı, ne var ki kapalı cemaatin reaksiyonu sonucunda çarmıha
gerildi. Bundan sonra Yahudiler arasında iki görüş devam etti. Adana civarında
Tarsi’li ve Yunan kültürüyle yetişmiş bir Yahudi olan Saint Paul, ilk zamanlar
Hıristiyanlık aleyhinde konuşmuşsa da aniden dönerek insanları İsa’nın
gösterdiği yolda irşad etmeye mamur oldu.

Apollo’nun yerine İsa, Aphridite’in yerine
de Meryem kaim oldu.

Yahudi
Tarihinin İkinci Safhası

İsrailliler yekpare bir millet teşkil
edemediler. Fakat asırlar zarfında eski vatanlarına dönmek arzularını asla
kaybetmediler.

İlk Mısır esaretinden sonra arz-ı mev’ud’u
aradıkları gibi uzun müddet yine arz-ı mev’ud’u aradılar. Bu ümit ancak 18 asır
sonra sionisme’in kurulmasıyla tahakkuk etmeye başladı ki bunun müessisi Leo
Pinsker’dir.

İspanya’da İsraillilerin ilmi muvaffakiyeti
en yüksek noktasına İbn Memun’da erişir.

Fatımiler sarayının hekimi olduğu gibi
tıbba dair 18 eser telif etmiştir.

16. asırdan itibaren İsraillilerin talihi
yumuşamaya başladı. Bu salâh, Rönesans ve Reform ilerdir.

Avrupa’da matbaadan istifade eden ilk eser
İtalya’da 1475’de basılan Tevrat idi.

1656’da meşhur rabbin (Yahudi rahibi)
Manasse ben İsrael’in talebi üzerine, Cromwell onların İngiltere’ye girmesine
müsaade etti.

Bab-ı Ali’deki Yahudilerin ilk mümessili
Rebi Moche Capsali oldu. Bu zat Türkiye’deki ilk büyük Rabbin’dir.

Yahudiler ilk defa Almanya’da siyasi
hürriyet mücadelesine girdiler. Bu fikri ileri süren, Spinoza’dan sonra garpta
en tanınmış Yahudi filozofu olan Moise Mendelssohn’dir.

Yahudilerin mühim bir kısmı bulundukları
memleketin dinini ve adetlerini kabul etmişlerdir. (s. 98)

Yahudilerin
Siyasi Tarihinin Kronolojisi

M.Ö. 12. asır – Beni İsrail, göçebe
kabileler halinde Kenan memleketini Arz-ı Kenan’ı zapta giriştiler ve bu
suretle tarihe girdiler.

1030-1020 – Yahudilerin ilk kralı olan
Saul, Filistinlilere isyan etti ve bunlar tarafından Ghelboe’de mağlup edildi
ve öldürüldü.

1000 tarihinde Davut, Calut’u mağlup etti,
kavmini Filistin esaretinden kurtardı.

970 – Süleyman zamanında Kudüs’te mâbed
kuruldu.

445-444 – Nehemie’nin peygamberliği.
Nehemie ve Esdras tarafından Thora / Tevrat’ın kat’i ve muhteşem yazılışı ve
tebliği.

139 – Simon, para bastırdı.

28 – İsa’nın ithamı

30 – Saint Paul’ün ihtidası.

70 – Titus tarafından Kudüs zapt ve tahrip
edildi.

438 – Theodose kanununa göre, Yahudilerin
her türlü umumi fonksiyona girmeleri engellendi.

740 Hazar hakanı Boulan, Yahudi dinini
kabul etti.

13. asrın sonlarına doğru Zohar, cem ve
tasnif edildi. Vakıa, Kabbale ortaya çıktı.

1492 – İspanya’dan tard edilen Yahudilere
Osmanlı Devleti kapılarını açtı.

1666 – Sabatay Sevi Müslüman oldu. Dönmelik
böylece başlamış oldu.

1874 – Disraeli, İngiltere’de nazır oldu.

1895 – Herzl tarafından Etat Juif
yayımlandı.

1917 – Balfour deklarasyonu yayımlandı.

Yahudi
Zekâsının Karakterleri

Yahudi kavminin birbirine çok benzer tarihi
şartlar içerisinde binlerce sene yaşamış olması onlarda, başka kavimlere göre,
daha sabit bazı vasıfların belirlemesine sebep olmuştur. Bu şartların başında
ilk çağın en kuvvetli dinini, monoteizmi kurmuş olmaları gelir.

Kapalı bir cemiyet olarak yaşamalı, diğer
milletler içerinde erimelerine engel olmuştur.

Yahudiler bir arada bir diğer unsur, daima
bir kurtarıcı / mesih beklemeleridir.

Yahudi zekâsının en derin vasıflarından
biri mistisizmdir.

Yahudi zekâsının diğer bir vasfı da
tecritçiliğidir.

Tevrat tefsirleri ve yorum geleneği
özellikle cedel konusunda derinleşmelerini sağlamış…

Asıl kudretlerini mücerret mantık
oyunlarında göstermişlerdir.

1926 yılında 3,5 milyon nüfuslu Berlin’de
172 bin Yahudi bulunmaktadır.

Çeşitli milletlerin arasında yaşamaları
dolayısıyla pratik kabiliyetleri gelişmiştir.

Yahudilerin tanrısı asrileşmiştir ve âlemin
tanrısı olmuştur. Poliçe, işte Yahudinin hakiki tanrısı budur.

En çok sevdikleri ve muvaffak oldukları
meslekler; tüccarlık, bankacılık, muharrirlik, çalgıcılık ve avukatlıktır.

Avrupa ve Amerika’daki mütedavil sermayenin
büyük bir kısmı Yahudilerin elindedir.

Beden kuvvetiyle görülen işlerde Yahudiler
bulunmaz.

Büyük satranç üstatlarının hemen hepsi
Yahudi’dir.

Max Grueber’e göre Yahudiler, iki ırktan,
Sephardim ve Aşkenazim’den müteşekkildirler.

Halife Harun Reşid zamanında Musa dininin
iki mezhebi vardı: Talmud mezhebi ve Karailik. (s. 195)

Umumi olarak söyleyebiliriz ki, Yahudi dini
ile kapitalizm arasında derin bir münasebet vardır. Kapitalizmin temel fikri
ile Yahudiliğin temel fikri hâkimiyet, kudret ve tesahuptur (Werner Sombart).

Üniversite Kitabevi

1944

İlgili Makaleler