Tarih

Hılful Fudul Nedir Hılful Fudul Cemiyeti Ne Demektir

Cürhümlüler zamanında ahlaki bozulmaya paralel zulüm artmış, zayıflar korumasız kalmış, haksızlıklar artmıştı. Bu hale bir son vermek için Cürhüm ve Katura kabileleri reislerinden üç kişi gizlice toplanarak, Mekke’deki zalimlerle mücadele edeceklerine dair aralarında yemin ettiler. Bu üç reisin ismi de Fadıl (Fadıl bin Füdale, Fadıl bin Vedaate ve Fadıl bin Hars) olduğu için bu toplantıya, Hılfu’l-Fudul (Fadılların Yemini) adı verilmişti. Daha sonraları bu iyi teşkilât dağılmış, fakat yalnız adı ve şöhreti kalmıştı.

Ficar savaşlarından sonra, Kureyş çok yıpranmış ve zayıf düşmüştü. Harp, halkın birbirine güvenini büsbütün ortadan kaldırmış ve merhamet hislerini yok etmişti. Bunun neticesinde, şehirde yağma ve çapulculuk almış yürümüştü. Güçlü ve kötü kimseler, her türlü kötülüğü yapıyor ve bunlara kimse mani olamıyordu. Emniyetsizlik o hale gelmişti ki, şair Hanzala bile gündüz, Mekke içinde soyulmuştu.

Mekke’de yalnız mal ve zahire değil, çocuklar ve kadınlar bile kaçırılıyordu. Savaşlarda ölenlerin aileleri ve çocukları aç ve sefil bir durumda idi. Mekke şehri, bir zulüm ve anarşi beldesi haline gelmişti.

Bu sıralarda Mekke’ye gelen bir yabancı, sattığı malın bedelini Kureyş büyüklerinden olan Âs bin Vâil’den alamayınca, Ebu Kubeys Dağı na çıkarak bağırıp yardım istedi. Bunun üzerine Hz.Muhammed’in amcalarından Zübeyr bin Abdülmuttalib, zalime haddini bildirmek ve mazlumu korumak için Beni Haşim, Beni Temim ve Beni Zühre kabilelerinin reisleri ile temasa geçip, en yaşlı reis olan Abdullah bin Ced’an’ın evinde toplandılar. Yerli ve yabancı mazlumları koruyacaklarına ve Mekke’de güvenliği sağlayacaklarına dair yemin ettiler (M. 591).

Tarihçi Yakubî’ye göre andlaşma şu şekilde gerçekleştirildi: Abdulmuttalib’in kızı Atike veya Beyda ortaya hazırladığı bir çanak koku koydu. Oradakiler birer birer ayağa kalkıp elini çanaktaki kokuya batırarak, “Vallahi, bundan böyle Mekke’de yerli olsun, yabancı olsun, zulme uğramış hiç bir kimse bırakmayacağız. Zulme meydan vermeyeceğiz. Mazlumlar zalimlerden haklarını alıncaya kadar mazlumlarla birlikte hareket edeceğiz. Denizlerin bir kıl parçasını ıslatacak suları kalmayıncaya, Hira ve Sebir dağları yerlerinden silinip gidinceye, Kâbe’ye istilam ibadeti ortadan kalkıncaya kadar bu ahdimizde sebat edeceğiz”

Bu anlaşmaya Hılfu’l-Fudûl adı verildi. “Fadl’lar Andlaşması”na, o zaman yirmi yaşlarında olan Hz. Muhammed’de katılmıştır. Hılfu’l-Fudûl Cemiyetinin ilk işi Âs bin Vâil’den, yabancı tüccarın sattığı malın bedeli alınarak iade edilmesi olmuştur.

Ahmed b. Hanbel’in rivayetine göre Hz.Muhammed bu antlaşma hakkında şöyle demiştir: “Âbdullah b. Cud’an’ın evinde yapılan And’da ben de bulundum. Bence o and kırmızı tüylü bir deve sürüsüne malik olmaktan daha sevgilidir. O zaman Haşim, Zühre ve Teym Oğulları, deniz bir kıl parçasını ıslatacak kadar suya malik oldukça mazlumlarla birlikte bulunacaklarına and içmişlerdi. Ben ona İslâm devrinde bile çağrılsam icabet ederdim”(Ahmed b. Hanbel, I,190, 193).

Mekke’de bir çok zulmun ve haksızlığa engel olan Hılfu’l-Fudûl üyeleri, sonradan aralarına başkalarını alamadıkları için onların ölümüyle “Hılfu’l-fudûl” son bulmuştur. Ancak fiilen devam etmese de yıllarca sonra bile Hılfu’l-Fudûl’dan söz etmek zalimleri korkutmaya yetmiştir.

İlgili Makaleler