Sosyoloji

Hikmet Haberal – Turizmde Alternatif Ekolojik Turizm – Doğa Turizmi – Kırsal Turizm – Yayla Turizmi

Hikmet
Haberal – Turizmde Alternatif Ekolojik Turizm – Doğa Turizmi – Kırsal Turizm –
Yayla Turizmi

 
…eko turizm sayesinde kırsal alanlarda çevre
bilinci gelişir. Kırsal alanlarda yaşayan insanlar yörenin sahip olduğu
turistik arz değerlerinden gelir elde ettikleri için bu değerleri korumaya özen
gösterirler.

Kırsal turizm her şeyden önce kırsal alanlar
için istihdam ve gelir fırsatı teşkil etmektedir (kapitalizm afyonları).
…turistik ürünün oluşması, turistin gelmesiyle mümkündür. (s. 2)

Genel
Turizm Kavramları

Turizmin gelişmesi öncelikle, gelir düzeyinin
artmasına ve buna bağlı olarak boş zamanın artmasına bağlıdır. (s. 7)

Turistik ürün: bireysel ürünler ve bir
destinasyonun tümünü kapsayan toplam ürün olmak üzere iki farklı boyutta
düşünülmeli. (s. 11)

Turistin bir ürünü tercih etmesi o ürün
elemanlarının çekiciliğiyle açıklanır. Çekicilik unsuruna etki eden bileşenler
çok çeşitlidir.

Çekim alanına etki eden doğal faktörler:

Su kaynakları başlı başına çekim nedenidir. Su
odaklı rekreasyon faaliyetleri sürekli olarak çeşitlenmektedir. En çok turist
çeken coğrafi mekânlarda mutlaka su unsuru yer alır (dere, göl, çağlayan vs.).  

Belirleyici coğrafi nitelikler turistler için
cezbedicidir. Coğrafi unsurlar sadece manzara bakımından değil doğa yürüyüşleri,
rafting, dağcılık vs. çeşitli doğa sporları organizasyonlarıyla da turistleri
cezbedici hale getirilebilir. (s. 14)

…yerli halkın misafirperverliği, gelenek ve
görenekleri, kültürü, siyasi yapısı, ekonomik yaşantısı ve eğitim durumu
turizme direkt etki eder.

Ulaşım yeterli değilse, pazarlanan ürün ne
kadar iyi olursa olsun turizm hedeflerini tutturmak mümkün değildir. Ulaşım
olanaklarının çeşitliliği turizme açılan bölgeye ulaşım maliyetleri de düşürür
ve bu yüzden bile tercih edilir hale gelmesine neden olabilir. (s. 15)

Konaklama tesisleri turizm geliştirme
amaçlarından daha öncelikli bir unsurdur. Yeme-içme, barınma ve eğlence
tesisleri konaklama başlığı altında düşünülmelidir. (s. 17)

Ekolojik
Turizm

Ekoturizm kavramını 1983 yılında Hector
Ceballos Lascurain ortaya attı. Başlangıçta doğası bozulmamış, insanların
girmediği alanlara seyahati tanımlamak üzere kullanılmıştır. (s. 19)

2002 yılında Dünya Turizm Örgütü (WTO) eko
turizmi “yeryüzünün doğal kaynaklarının sürdürülebilirliğini güvence altına alan,
yerel halkların ekonomik kalkınmasına destek olurken, sosyal ve kültürel
bütünlüklerini koruyup gözeten bir yaklaşım” olarak tanımlamıştır. (s. 20)

Eko turizmin olumsuz yanları

Ticari maksatla düzenlenen festival ve
şovlar, yöredeki kültürel değerlerin orijinal yapısının bozulmasına sebep
olabilir.  

Turizm faaliyetleri koruma-kullanma dengesini
bozmamalıdır.

Sürdürülebilirlik

Bugünün fırsatlarını gelecek kuşakların
ihtiyaçlarını tehdit etmeden değerlendirebilmek, sürdürülebilirliğin aslî
ilkesidir.

Türkiye’de Eko Turizmin Tarihi

Ülkemizde 1956 yılında çıkartılan 6831 sayılı
Orman Kanunu ile doğal varlıklarımızın milli park rejimine alınarak korunması
yönünde çalışmalara başlanmıştır.

2002 yılında İstanbul’da Eko Turizm Derneği
kuruldu. (s. 40)

Ülkemiz çok çeşitli doğal güzelliklere sahip
olduğu halde uzun turizm yatırımları yıllardan bu yana deniz turizmi merkezli
yürütülmektedir.

Eko turizm için sahip olduğumuz kaynaklar,
turizm yatırımları için fırsat olarak beklemektedir.

Doğa
Turizmi

Doğa turizmi, turizme açık doğal alanların
korunarak yöre halkının ekonomisine katkı sağlamayı hedef edinen turizm
anlayışıdır.

Sürdürülebilir doğa turizmi prensipleri

Doğa turizmiyle ilgili turistik tesisler
(konaklama, eğlence vs.) doğal alanların mümkün olduğunca dışında olmalıdır.

Turistlerin ev sahibi yöre halkı olmalıdır.

Doğal alanların yanı sıra yöresel değerler
turistlerin ilgisi çekecek şekilde sunulmalı, pazarlanmalıdır.

Doğal alanın özgün niteliği, turizm için
gerekli bileşenleri sağlamayabilir; çok üstün nitelikteki doğal alanların
birçoğunun turist taşıma kapasitesi düşüktür. Yatırım ve planlamalar turist
taşıma kapasitesi çok düşük olan hassas tabiat alanlarından kaçınmalıdır.

Altyapı hizmetlerinin yeterli olmadığı
alanlarda turizmin başarı şansı yoktur.

Kırsal
Turizm

Kırsal turizmde amaç bir köy, çiftlik ya da
dağ evinde konaklamak, kırsal kültürle temas kurmak ve tatil yapabilmektir.

Şehir dışında kalan ve insan yerleşiminin
olduğu alanları (köy, mezra vs.) kırsal alan diye tanımlarız. Kırsal alanlarda
ekonomik faaliyetler çok büyük oranda doğal kaynaklara dayalıdır. (s. 62)

Kırsal turizm ürünlerinin bileşenleri;
ulaşım, kalacak yer, hizmet, destek hizmetleri ve aktivitelerdir. Kırsal
turizmin cazibe merkezi yerel kültürdür.

Kırsal turizm için alt yapı hizmetleri
tamamlanmış olmalı,

Konaklama maliyetleri, konaklama olanaklarını
çeşitlendirmek suretiyle düşürülmeli,

Geleneksel içeriği dejenere etmeden çeşitli
etkinlikler içermeli,

Çeşitli sportif faaliyetler için uygun
imkânları olmalıdır. (s. 72-73)

DOKAP bölgesinde yayla yollarını birbirine
bağlayacak olan “Yeşil Yol” projesi, kırsal turizm çalışmalarına yönelik bir
alt yapı hizmetidir.

Yayla
Turizmi

Kültür Bakanlığının hazırladığı Türkiye
Turizm 2023 stratejisinde (…) yayla koridoru önceliklendirilmiştir. (s.
192-193)

Yayla
Hayatı

Yayla hayatı haziran ayının başından Eylül
ayının ilk haftasına kadar devam eder. Hava durumuna göre bu süre uzar veya
kısalır.

Yaylada gün çok erken saatte başlar. Evvela
sığırlar sağılır. Sütün kaymağı bir kaba, kaymağı alınan süt başka bir kaba
konur.  Gün doğumuyla birlikte hayvanlar
otlaklara salınır. Sığırları bulabilmek ve yabani hayvanları korkutmak için
boyunlarına çıngırak bağlanır. Hayvanlar çıktıktan sonra ahır temizlenir.
Ahırdan çıkarılan gübre bahçelerde kullanılabilir, ancak yakacak odun bulmanın
kolay olmadığı birçok yaylada yakacak olarak kullanılır. Tezek olarak
kullanılacak olan gübre ahırın iç duvarlarına sürülerek kurumaya bırakılır.
Kuruyup tezek olan gübre yakacak ihtiyacına büyük ölçüde cevap verir.

Hayvanların sürekli otladıkları yerlerde
tekrar ot bitmesi için, yaylacılar ortak bir karar alarak otlağı belli süre
kullanmazlar. Bu süre zarfında hiçbir yaylacı sığırlarını o otlağa
yaklaştırmaz. Bu uygulamaya koru denir. Otlar yeniden yeşerdikten sonra bütün
yaylacılar aynı zaman içinde sığırlarını tekrar o otlağa salarlar. (s. 233-233)

Yayladaki birinci ayın sonunda koyunlar
kırkılır. Kırkılan yünler temizlenip yıkanır. Bu yünlerden başta çorap olmak
üzere çeşitli eşyalar örerler.

Mesur: Ahırda hayvanların önünde hafif bir
çukur açılır, yemleri buraya konur. 

Koc/goç: ağaçtan yapılan çok basit tabure,
kısa tomruk biçimindedir.

Yüksek yaylalarda yerel halkın “göç kovan” ya
da “vargit” dedikleri acı çiğdemlerin açması (Colchicum speciosum), yayla
dönüşü için işaret sayılır. Eylül ayından itibaren yayla dönüşü başlar.

Detay Yayıncılık

Ocak 2015

İlgili Makaleler