Sosyoloji

Hikmet Gürcan – Samsun Folkloru

Hikmet
Gürcan – Samsun Folkloru

Göçler

…Kafkasya’dan zorunlu göçe tabi tutulan Türk
kökenli Gürcüler (Türk kökenli Gürcü
olmaz, Gürcü, Gürcü’dür
) ile Müslüman Çerkezler Samsun Merkez İlçe,
Dereköy, Kurupelit, Çarşamba, Kavak ve Terme’ye yerleşmişlerdir.

• 1917 öncesi, 1. Dünya Savaşı sırasında Rus
istilası sonrası göç edip gelen Rize, Artvin ve Trabzonlular ağırlıklı olarak
Samsun merkez ilçe ile Terme ve Çarşamba’ya yerleşmişlerdir.

• İkinci büyük mübadil göçü 1923-1924 yılları
arası Yunanistan’ın Selanik ve Kavala yöresinden gelen Türk kökenli
muhacirlerin burada yaşayan Rumlar ile takasıdır. Bu mübadillerimizin bir kısmı
sadece Samsun merkez ilçeye bağlı 39 köye yerleşmişlerdir. Bunlar içerisinde
Bafra ve Alaçam’a gidenler de olmuştur.

• Güney ve Doğu Anadolu’dan gelen Kürt
kökenli ve Alevi inançlı vatandaşlarımız: Bafra Kızılırmak Mahallesi, Yörükler
Beldesi, Ladik, Havza ve Vezirköprü’ye yerleşmişlerdir.

…isimleri değiştirilen merkez ilçe
köylerimiz:

Alanlı: Alanos

Antyeri: Andırya

Çamlı yazı: Mevrek

Çatkaya: Kadamut (Gadamut)

Çoban Özü: Olyas

Gürgendağı: Kethüda

Has Köy: Papaz Köyü

İncesu: Müzmüllü

Kamalı: Kamalos (Gamalos)

Kaşyayla: Pinice

Kol Pınar: Büyük Gerçeme

Kökçe: Gökçe

Kutlukent: Ökse

Meyvalı: Mamados

Ovabaşı: Güdedi

Sarıtaş: Afanlı

Toybelen: Koymat (Goymat)

Uzgur: Küplüce (Güplüce)

Çayırkent: Gaman

Çatalçam: Canikli

Halk Oyunlarının Adları (s. 33-34)

Samsun Merkez: Çoban, Kol Bastı, Kasap,
Birinci kına (güveyi güveyi), ikinci kına(hakiki kına),Tuz Kabını Tuzsuz Koyan,
Rençberler Oyun Havası, Çiftetelli, Samsun Sallaması, Çarşamba Çiftetellisi,
Dolama, Çuguş (Zigoş), Ağacının Fatma, Bilal Ağa, Debreli Haşan, Paşa Dudu,
Gökteki Yıldızlar, Kamber, Helvacı, Çamaşır Yıkar mısın, Arap Oyunu, Deveci,
Pıtık, Cimdallı, Neynam, Dik Horon, Telgrafın Telleri.

Alaçam ve Köyleri: Sarı Kız, Tombul Gelin,
Samsun Sallaması, Alaçam Halayı.

Bafra ve Köyleri: Sarı Kız, İkileme, Demir
Aga, Zirto, Kabadayı, Kasap, Samsun horonu, Tombul Gelin, Rumeli Dik Horonu,
Kör Oğlu, Kızlar Havası, Atlama, Cipos, Salınık, Selanik, Hora, Alay Bey, Genç
Osman. Kol Bastı.

Çarşamba İlçesi ve Köyleri: Çarşamba çifte
tellisi, Çarşamba Düz Oyun Havası, Çarşamba Karşılaması, Sağır Perde, Anadolu
Çifte Tellisi, Karaçalı, Kasap, Kaba Ceviz, Alafranga, Kol Bastı, Gürcü Horonu,
Şinanay (Oy Kargalar).

Salı Pazarı İlçesi ve Köyleri: Üçlü Horon.

Terme İlçesi ve Köyleri: Üçlü Horon, Gürcü
Horonu ve Horon Kurma.

Vezirköprü ve Köyleri : Oduncular, Serhoş
Barı, Sarı Kız, İkileme Halay, Dik Horon, Halkalı, Meşe Meşeye Benzer, Sim Sim.

Havza ilçesi ve köyleri: Sarı Kız, Simsim,
Yeni Simsim, Dörtayak Halay, Ağırlama ve Yeldirme, Halkalı, Havza çiftetellisi,
Hasancık.

Kavak İlçesi ve Köyleri: Yamadan Gel Yamadan,
Pıtık, Cimdallı.

Ladik İlçesi ve Köyleri : Üç ayak (ağır
halay), Makinalı, Tamzara, Hoş Bilezik, Temur Ağa, Serhoş Barı, Sarı Kız,
Oduncular, Ağam Ben Yandım, Yelleme, Ladik Horonu, İki ayak, Sim Sim.

Samsun Folklorunu (Halk Bilimi) üç gruba
ayırmak mümkündür.

1 – Yerli halkın folkloru,

2- Çeşitli İllerden gelip bağlı bulunduğu
yerin folklorunu yaşatanlar,

3- Mübadiller ( Balkanlar-Kafkaslar)

Ortak
Oyunlar
:

Kolbastı: Samsun, Bafra, Çarşamba

Kasap: Samsun, Bafra, Çarşamba

Samsun Sallaması: Samsun, Alaçam

Dik Horon: Samsun Vezirköprü

Sarı Kız: Alaçam, Bafra, Ladik, Vezirköprü

Tombul Gelin: Alaçam, Bafra

Gürcü Horonu: Çarşamba, Terme

Üçlü Horon: Salı Pazarı, Terme

Serhoş Barı: Ladik, Vezirköprü

Oduncular: Ladik, Vezirköprü

Sim sim: Havza, Ladik, Vezirköprü

Halkalı: Havza, Vezirköprü

Pıtık: Samsun, Kavak

Samsun’da Balkan kökenli Türklerin sayısı
oldukça yüksektir. Bu nedenle de halk danslarımızın çeşitliliğine büyük
katkıları olmuştur.

Mübadil
Oyunları
:

Çuğuş (Zigoş), Ağacanın Fatma, Bilal Ağa,
Kabadayı, Kasap, Debreli Hasan, Paşa Dudu, Gökteki Yıldızlar, Kamber, Çamaşır
Yıkar mısın, Arap Oyunu, Deveci, Telgrafın Telleri, Demir Aga, Zirto, Selanik,
Kadriyem, Hüseyi Ağa (İseyina), Hatice, İsa Bey, Arda Boyu, Hop Hop Birdanem.

BAR: Oduncular ve Serhoş Barı

HALAY: Ağır Halay, Üç Ayak ve Kaba Ceviz

KARŞILAMA-HORON: Sağır Perde, Şinanay-Kol Bastı

HORON-HOROM: Düz Horon, Dik Horon, Üçlü Horon ve Gürcü Horonu

Samsun
Mahalli Halk Danslarının Karakteristik Özellikleri
(s. 41)

…halk dansları genellikle kalabalık gruplar
halinde oynanmaktadır.

Oyunlar genellikle oyuncuların belli bir alan
içerisinde dolaşması şeklinde icra edilir.

Çökme figürü, el vurma figürü, çapraz yürüme
figürü, topuk vurma ya da ayak burnu vurma figürü, ayak savurma figürü, dönme
figürü oyunlar içerisinde yer almaktadır.

SAĞIR
PERDE
: Bu oyunun adının müziğinden geldiği
söylenmektedir. Ezgilerin çalınışında zurnanın çalmakta zorlandığı ve sağır
perde olarak adlandırılan bir notanın varlığından söz edilmektedir.

Erkekler kollarını kırarak yere paralel
olarak öne çıkarır ve ellerini çene hizasına gelene kadar kaldırır. Bayanlar
ise kollarını erkekler gibi yapar ancak eller göğüs hizasında kalır. Oyun
süresince parmaklar oyunlarındaki gibi ses çıkartacak şekilde şaklatılır. Halk
arasında bu parmakların birbirine sürtülmesinden çıkan sese “pıtık” denir.

Hızlı ve insana neşe veren bu oyun türünü
düğün, bayram ve eğlencelerde her zaman görürüz. Oyunda omuz sallamalar, kol
hareketleri, ayak uçlarının yere hafifçe değmeleri, dönüşler çok dikkat
çekicidir.

KABACEVİZ: Çarşamba’nın Kabaceviz köyü eskiden çok büyük ceviz ağaçlarının
bulunduğu bir köy olarak tanınmaktadır.

İnsanların el ele tutuşarak uzun bir dizi
halinde oynadığı, oynarken neşelendiği karakteristik bir Samsun mahalli halk
dansıdır.

Oyuna başlarken önce el ele tutuşulur. Kol
hafif kırılarak yukarı kaldırılır. Eller avuç içleriyle birbirini tutar.

Yürüyüş, eğilme ve el vurma figürleri vardır.

KASAP: Ağırlama ve yelleme olarak iki bölümü vardır. Oyun yarım
daire biçiminde oynanır.

Oyun eller aşağıda tutulur ve sallanarak
oynanır. Oyun başlangıçta yavaş başlar gittikçe hızlanır.

ALAFRANGA: Dansçılar, düz bir çizgide toplanırlar. Eller aşağıda tutulur. Düz
sıra halinde oynanan bu oyun ileri-geri gidilerek icra edilir.

AĞIR
HALAY
: Oyun sağa doğru yürüyüşle
oynanır. Oyunun başlangıcı (ağırlama bölümü) yavaştır. Kollar dirsekten
kırılarak eller yukarıda tutulur.

SARHOŞ
BARI
: Kollar dirsekten kırık,
dirsekle el arası yere paralel olarak kenetlenerek tutulur. Oyun bir süre sağa
doğru yürüyerek, bir süre de bir dizi halinde öne gidilerek oynanır.

Oyun esnasında öne çıkışlarda “Haydaaa” diye
nara atılır.

TEMURAĞA: Oyuna vücut sola döndürülerek, sağ ayak sol ayak üzerinden
sola bir hamle ile başlar. …bazen sağa bazen sağ doğru yürüyüşle, bazen de düz
sıra halinde, belli alan içinde gidip gelerek oyuna devam edilir.

ODUNCULAR: Erkeklerin oynadığı bir
oyundur. Oyun süresince dansçıların kolları omuzlardan tutulu vaziyettedir.
Baştaki dansçının elinde mendil bulunur.

SARIKIZ: Sağa doğru yürüyüşle başlayan ve yarım daire biçiminde
oynanan bir oyundur. Baştaki oyuncunun elinde mendil vardır. Eller serçe
parmaklardan tutuludur ve vücudun öne arkaya hareketine uygun olarak hareket
eder.

TAMZARA: Tamzara Bar türü ya da Bar yöresi oyunu olmasına rağmen
erkekler Halay düzeni ve Halay tutuşu ile oyuna başlarlar ve bitirirler. Oyun düz
sıra halinde başlar ve yarım daire şeklinde devam eder. Bitişte oyuncular
tekrar düz sıra haline gelirler.

GÜRCÜ
HORONU

AĞAM
BEN YANDIM
: Kız-erkek karışık oynanan bu oyun
aslında kız oyunudur. Halay sallanışı yapar gibi hafif geriye doğru ve son oyucunun
üzerine yaşlanırmış gibi yaylanılmakta ve düz sıra halinde oynanmaktadır.

ÇARŞAMBA
– HAVZA ÇİFTETELLİLERİ
: Ağırlıklı olarak kadın
oyunu olmasına rağmen, yer yer erkekler tarafından da oynanmaktadır. Diğer
yörelerde olduğu gibi oyun yavaş başlar ve gittikçe hızlanan bir tempo ile devam
eder.

Erkeklerde diz kırma, dizleri ve topukları
birbirine vurma, parmak ucunda yürüme ve pıtık vurma (çalma) yaygındır.

Kadın hareketleri daha çok kendi ekseni
etrafında oluşurken, erkek hareketlerinde oyuncular oyun içerisinde
birbirlerine sırtlarını dönmemekte ve karşılıklı olarak oynamaktadırlar.

Kullanılan
müzik aletleri

Samsun merkez ilçe: Zurna, davul, bağlama,
klarnet, cümbüş, ıklığ.

Çarşamba: Davul, zurna ve bağlama

Bafra: Çift davul, çift zuma

Terme: Davul, zurna, kemençe.

Havza: Davul, zurna, klarnet, cümbüş.

Vezirköprü: Davul, zurna klarnet, cümbüş

Kavak: Davul, zurna

Ladik: Çift klarnet, davul, zuma, bağlama

Iklığ : ”Iklık ya da iğlik” olarak da bilinir. Türklerin kullandığı
eski yaylı çalgı. Bazı araştırmacılara göre de en eski Türk yaylı çalgısıdır.

Genel çizgileriyle rebap ve kabak kemaneye
benzer. Hayvan kabuğundan (örneğin kaplumbağa), su kabağından ya da Hindistan
cevizinden yapılan yarım küre biçimli gövdesinin ön yüzüne deri (çoğunlukla
balık derisi) gerilirdi. Sapının ucunda tel sayısına göre iki ya da üç burgu
bulunurdu.

Samsun’daki en önemli icracıları Yurdakul
Süer, Özcan Avanoğlu, Sebahattin Meşekıran ve Iklığcı Osman (s. 52).

Seyirlik
Oyunlar
(s. 77)

YÜZÜK
OYUNU- (Yüzük Kapmaca)

Uzun kış gecelerinde erkeklerin ya da
kadınların ayrı ayrı oynadıkları ancak teması aynı olan bir oyundur.

Ortaya bir tepsi (sini) getirilir ve
oyuncuların en yaşlısı oyun kurucu olarak seçilir. Sonrada bu eğlence kadınlar
arasında yapılıyorsa evin en yaşlı kadınının yüzüğü alınır. Oyuncu sayısı kadar
küçük bezler (mendiller) temin edilir. Önce bütün oyuncular oyun kurucuya
sırtlarını dönerler. Oyun kurucu bu mendillerden birine yüzüğü düğümler. Diğer
mendilleri de boş olduğu belli olmayacak şekilde düğümler ve hepsini sininin
içine atar. Sonra oyuncular verilen komutla sininin içindeki düğümlü
mendillerden birisini kapar ve bütün oyuncular bunu aynı anda yaparlar.

İçinde yüzük olan mendili alana oyun kurucu
tarafından bir ceza verilir. Bunlar genellikle mani-türkü söyleme-oynama, kendi
evinin büyüklerinden birini taklit etme ya da bir hayvan sesi çıkarmak gibi
cezalardır.

Erkeklerde bu oyunların cezaları daha
ağırdır. Oyunculardan birini sırtında taşımak, tek ayak üstünde durmak, kış
gecesi bakkala gönderilerek lokum-helva alması İstenebilir.

MENDİL
OYUNU
(s. 78)

Yine kış gecelerinde herkesin oynadığı bir
oyundur. Aileler kendi aralarında oynadığı gibi gençler bir evde toplanarak da
oynarlar.

Kural oyun oynanan evdeki bir yaşlının ya da müsait
olan birinin bu oyuna hakemlik etmesidir.

Bütün Oyuncular daire şeklinde ve dizlerinin
üstünde otururlar. Gelen komutla herkes secdeye varır gibi yüzlerini yere
koyarlar. Oyun kurucu elindeki mendili bu oyunculardan birinin arkasına kimse
görmeyecek şekilde saklar. Bu saklama sırasında kuralara uymayan bir oyuncu
olursa oyun durdurulur ve bir ceza verilir.

Mendil saklama sırasında oyun kurucunun ayak
seslerinin duyulmaması için yere kapaklanan oyuncuların her biri bir hayvan
sesi taklit eder. Daha sonra gelen komutla hepsi doğrulur.

Oyun kurucu oyunculara teker teker mendili
kim çaldı diye sorar ve oyuncular ben ya da ben değilim diye cevap verir. Bu
soru cevap birkaç tur devam eder. Sonunda eğer mendil ben çaldım diyen birinin
arkasında ise bu kişi gruptan herhangi birine istediği bir cezayı verir. Eğer
mendil ben çalmadım diyen bir oyuncunun arkasında ise bu defa oyun kurucu o
oyuncuya ceza verir. Oyun kurucu herkese adil olmak zorundadır.

VIZ VIZ
OYUNU

Bu oyun Kavak ilçemizin bazı köylerinde
(Mahmut Beyli) erkekler arasında yaygın bir şekilde oynanmaktadır.

Bir evde ya da köy odasında toplanan erkekler
aralarında birini kura ile seçerler. Seçilen bu kişi ARI olur. Arı parmakları
ile orada konuşulanları duymayacak şekilde iki kulağını tıkar ve yüksek şekilde
kesintisiz olarak vızıldamaya (vızzzzzzzzzzzz) başlar. Bu arada diğer oyuncular
aralarında bir nesne (genellikle arının üstündeki bir eşya ya da onunla ilgili
bir bilgi) belirlerler ve bunun ne olduğunu kulakları tıkalı arıya sırayla
sorar. Arı diğer oyuncuların ağız hareketlerinden bu nesnenin ne olduğunu
çıkartmaya çalışır. Her yanlış cevapta arı ensesine bir tokat yer. Burada
oyunun en neşeli tarafı arının soruyu anlamadan verdiği garip cevaplardır.
Hangi oyuncunun sorusuna yakın bir cevap verirse bu defa arı oyuncuyu temsili
olarak sokar ve tokatlar.

Burada oyunun bir başka özelliği Oyuncular
arıya soracakları sorunun başına mutlaka “Hodokman-Bi batman” diye bir
tekerleme ilave ederler. Eğer aralarında arının çorabını belirlemişlerse;
Hodokman-Bi batman çorabın ne renk diye sorarlar.

SARIK
BAĞLAMA (SIRA GECESİ)
(s. 79)

Kız evinde kına eğlenceleri yapılırken oğlan
evinde de eğlenceler yapılır. Gecenin ilerleyen saatlerinde oğlanın sağdıçları
ya da erkek arkadaşları bir fesle ortalama 2 metre uzunluğunda bir dolak
getirirler ve damadı ortaya çıkartırlar.

Türküler ve oyunlar eşliğinde damada fes
giydirilir ve dolak sarığa sarılmaya başlar. Ancak bu sarma işi oldukça ağırdan
alınır. Dolak sarığa her bir tur atıldığında oyunda müzikte durur ve bu işi
düzenleyen kişi “Bu dolak yetmeyecek, yeniden dolak almamız lazım. Ama bunun
içinde para lazım” der.

Ortadaki siniye bütün davetliler para atar.
Ortalığı kızıştırmak içinde kimin siniye kaç lira attığı bağırarak duyurulur.
Yeteri kadar para toplanıldığında sarık bağlama işine de son verilir ve baklava
tepsileri getirilir.

Bu şekilde toplanan para düğün masraflarına
katkı olmak üzere damadın babasına ya da düğün masraflarını yapan kişiye
verilir.

ARAP
OYUNU

Bu oyunda oyuncu bedeninin görülen yerlerini
siyaha boyar. Siyah bir post giymiştir ve elinde de tüfeği vardır. Bir başka
oyuncu, ihtiyar ve beyaz sakallıdır. Yüzü un ile aklaştırılmıştır ve sırtına
bir post giymiştir.

Kız ve iki kişiden yapılan bir at. Kız at ile
yaylaya göç etmektedir. Arap atın başını çeker ve kıza sarkıntılık eder. İhtiyar
ile arap, kız için kavgaya tutuşurlar. Kız ikisine de yüz vermez. Arap ihtiyarı
öldürür. Kız ağlar, ağıtlar söyler. İzleyicilerde bu üzüntüye katılır. Düğün
sahibi ihtiyarın ağzına para koyunca ihtiyar canlanır ve neşeyle halay çekilir.

DEVECİ
OYUNU

Burada üç kişi vardır. Bir merkep, bir de
deve bulunur. Eli yüzü isle karartılmış arap merkebi çeker. Deveci ise keçi
postundan bir külah giyer. Beyaz yünden sakal yapar. Yüzü unla
aklaştırılmıştır. Sırtı kamı şişirilmiştir. Elinde değnek bulunur. Arap ile gelin
birlikte davul zuma eşliğinde oynarlar. Arap kadına sarkıntılık eder. Deveci
araba silah atarak kovalar. Arap kızı kaçırır. Başka biri bir el silah atar.
Arap korkusundan bayılır (veya ölür) sırtındaki eleği kırar gelin başında ağıt
söyler, ağlar para veya yiyecek verip ayıltır. Sonra birlikte yenir içilir.

Samsum’da
oynanan çocuk ve genç oyunları
(s. 81-83)

Giyim-Kuşam (s. 83)

Alaçam ilçemizin Ağacalan, Büyük Yeraltı,
Otmeşe köylerinde dokuma tezgâhları bulunmaktadır.

Kadın Giysileri:

Çarık: Manda derisinin (gönü) sırt kısmından yapılmakta ve bir
çeşit yün çorapla giyilmektedir.

Çorap: Ayağa mevsimine göre yün, tiftik ya da pamuk dokuma çoraplar
giyilirdi.

Paçalı
Don
: Evlerde el tezgâhlarında
yapılan pamuklu dokumadır.
Birbirinden farklı renkte iki parçalı olarak dikilmektedir.
Diz ile ayak bileği arasındaki parça (saçı kırmızı denen bir boya) kire gelmesi
için boyalı ipten dokunmuştur.

İçlik-İşlik: İç gömleğinin altına giyilmektedir. Bir nevi kadın iç
çamaşırının üst kısmı olarak kullanılmıştır.

İç
Gömleği
: Her kadın çehiz olarak kendi
dokuduğu gömlekleri getirir.
Gömleklerin yakası açılmamıştır. Yaka giyileceği zaman
açılmaktadır.
Gömleklerin yakasının giyilmeden önce açılmasının kişiye ya da
aileye uğursuzluk getireceğine inanılmaktadır (s. 90).

Üç etek: Evde giyilen gündelik üç eteklerin ön iki eteği kısadır.
Halk arasında buna “sen git ben geliyorum” tabiri kullanılmaktadır.

Cepken-Yelek: Gündelik giyimlerde üçeteğin üzerine giyilmektedir.

Gerdan
Altını
: Kadınlar evde de olsalar
takılarından vazgeçmezlerdi.

Fes-Altınkaplama
Fes
: Gündelik giyimin vazgeçilmez
parçalarından biridir fes. …altın sayısı çok olan feslere “Kaplama Fes”
denilmektedir.

Çember-Yemeni:
Çember ya da yemeniler evde başta fes varken çene altından, yoksa enseden
bağlanmaktadır.

Önlük: Önlük boyu üçetek boyu
kadar uzun ve iki kez bele dolanmaktadır.

Yemeni: Ekonomik durumu iyi olan kadınlar ve kızlar gelin olurken,
bayram ya da düğünlerde “yemeni ya da kundura” adı verilen ayakkabılar
giyerlerdi.

Bel
Kuşağı-Kemer
: Merkez köylerde yaygın olan
hasır dokumadır. Bunu tamamlayan yine hasır dokuma bileklikler
kullanılmaktadır. Ladik ve Havza’nın bazı köylerinde ise saçaklı kuşaklar
kullanılmaktadır.

Delme
Yelek
: Gömleğin üstünde ve yeleğin de
altına giyilmekte. Hakim olan renk yeşil ve kırmızıdır. Sadece Ladik ve
Havzanın bazı köylerinde kullanılmaktadır.

Tepelik-Tepe
Altını
: Kumaş kaplama karton plaka
üzerine 29 lira çeyreği 10 sıra inci ya da kesme sedef boncuk ortasına ise bir
Reşat altını koyulmuştur. Samsun ve köylerinde tepelik ya da tepe altına
doğrudan saç üzerine koyulmaktadır. Tepelik saç üzerine pembe renkli bir kumaş
kullanarak takılmaktadır.

Erkek
Giysileri
:

Çarık-Çapula-Kundura: Genellikle tuz ile gölgede kurutulmuş manda derisinden
yapılmış çarık, burnu yukarıya kalkık çapula ya da ağır ve kaba bir erkek
ayakkabısı olan kundura giyilir.

İç Donu: Paça ve Tuman da denir.

Potur: Yörenin tamamına yakınında siyah ve kahverengi şayak dokuma,
ağı bol, ayak bileği ile diz arası dar giysidir.

Kuşak: Beli sıkı tutması için sarılan uzun ve dar bir dokumadır.

Kuşak hem bir erkek süsüdür, hem de öne gelen
kıvrımları cep gibi kullanılmıştır. Çevreler, bıçaklar, hançerler, çubuklar,
tütün-kav ve çakmak keseleri, para keseleri, enfiye kutuları, saatler ve
anahtarlar kuşak kıvrımları arasında taşınmıştır.

Yelek-Fermene: Sağlı sollu ikişerden dört cebi vardır. Yelekler
daha çok sahil kesiminde kullanılmaktadır.

Başlık: Samsun’da kullanılan erkek başlıkları sarık, serpuş, kavuk,
külah, başlık, takke, puşu, derviş tacı, kalpak ve şapkadır. En yaygın
kullanılanı festir.

Samsun
Halk Müziği
(s. 107)

“Nefesli Sazlar Ustası” Seydi Yerli,
Ladik – Salur’da kaval imal ederdi.

Yorumcular; Şahin Gültekin, Ayten Zenger

Gürcan, Hikmet. (2007), Samsun Folkloru, Anadolu Folklor Vakfı Samsun Grubu Kültür
Yayınları, İstanbul