Tarihi Şahsiyetler

Hidiv İsmail Paşa Kimdir, Hayatı, Dönemi, Hakkında Bilgi

Hidiv İsmail Paşa (1830-1895) Mısır valisi ve Mısır’ın ilk hıdivi (1863-1879).

31 Aralık 183Û’da Kahire’de doğdu. Ba­bası İbrahim Paşa, annesi Hoşyar Kadıne-fendi’dir. İlk tahsilinin ardından Paris’e gönderildi (1846). Paris’te modern ilim­ler ve mühendislik tahsili yaptıktan son­ra Mısır’a döndü (1848). Birkaç defa Av­rupa başşehirlerine ve İstanbul’a siyasî görevlerle gitti. Said Paşa tarafından 14.000 askerin başına serdar tayin edile­rek Sudan’daki isyanları bastırmakla gö­revlendirildi (1861).

Amcası Said Paşa’nın ölümü üzerine 18 Ocak 1863’te Mısır valisi oldu. Dedesi Ka-valalı Mehmed Ali Paşa gibi Mısır için bü­yük tasarıları olan İsmail Paşa. her şey­den önce Mısır’ı Babıâli’nin hâkimiyetin­den kurtarmak veya hiç olmazsa daha geniş muhtariyet hakları elde etmek isti­yordu. Fakat dedesinin yaptığı gibi isyancı usullerle bunu başaramayacağını anla­mıştı. Bundan dolayı hedefine ulaşmak için iki yol seçti. Birincisi. Osmanlı devlet adamlarına menfaatler sağlayarak imti­yaz fermanının sınırlarını genişletmek, ikincisi de Avrupalılar’a hoş görünerek onların desteğini sağlamak.

İsmail Paşa vali olur olmaz âdet olduğu üzere huzura çıkmak için İstanbul’a gitti. Buharla işleyen özel yatını hediye ettiği Sultan Abdülaziz’i Mısır’a davet etti. Di­ğer devlet erkânına da çeşitli hediyeler dağıttıktan sonra İstanbul’da iyi intiba­lar bırakmış olarak Mısır’a döndü. Abdü-laziz’in 1863’te Mısır’ı ziyareti sırasında muhteşem karşılama törenleri, eğlence ve ziyafetler tertip ederek göze girmeyi başardı. Padişahtan elde ettiği İlk önemli imtiyaz, Mısır veraset usulünü kendi nesli lehine değiştirmek oldu. 13 Muharrem 1283(28 Mayıs 1866) tarihli fermanla, Mısır verasetinde ailenin en büyüğünü esas alan “ekberiyet” kaidesine son veri­lerek İsmail Paşa’dan itibaren babadan oğula intikal esası kabul edildi. Sudan vi­lâyeti zımnen, Musavva” ve Sevâkin kaza­ları da açık olarak Mısır idaresine bırakıl­dı. Böylece topraklan genişleyen Mısır vi­lâyetinin her yıl Babıâli’ye ödeyeceği vergi 80.000’den 150.000 keseye, 18.000 ki­şiden oluşan Mısır ordusu da 30.000″e çıkarıldı. İsmail Paşa, veraset fermanın­dan beş gün sonra 18 Muharrem 1283 (2 Haziran 1866) tarihli başka bir ferman­la da “hidiv” unvanını aldı.

Vali unvanını eskiden beri yetersiz bu­lan İsmail Paşa kendisine “azîz-i Mısr” unvanının verilmesini istiyordu, fakat bu uygun bulunmadı. Babıâli resmî dilinde bazı önemli vezirler hakkında kullanılan “hidiv” kelimesi tercih edildi. 5 Safer 1284 (8 Haziran 1867) tarihli ferman Mı­sır’ın imtiyazlarını daha da genişletti. İs­mail Paşa, Mısır’ın iç idaresiyle ilgili dü­zenlemeler yapma hakkına sahip olduğu gibi yabancı devletlerle gümrük ve posta işlerine ait gayr-i siyasî mukaveleler im­zalama yetkisini de elde etti. Osmanlı devlet ricaline “kapı yoldaşı hediyesi” adı altında gönderdiği para ve kıymetli hedi­yeler sayesinde çıkarttığı bu fermanlar yanında bir oldubittiyle istiklâlini de ka­zanmak istiyor, Osmanlı padişahı tarafın­dan her an sıradan bir vali gibi azledilebileceğini bildiği halde müstakil hüküm­dar gibi davranıyordu. 1869 yılında Avru­pa’ya yaptığı seyahatte bu şekilde hare­ket etmişti. Avrupa basınında da Mısır’ın ayrı bir ülke olduğu yolunda yazılar yayım­lanıyordu. Fransa ve İngiltere, İsmail Pa-şa’yı bağımsız hükümdarlara mahsus merasimlerle karşıladılar. Milliyetçi fikir­leri desteklemekle meşhur olan III. Napolyon, İsmail Paşa’yı daha önce Sultan Abdülaziz’i misafir ettiği dairede ağırla­dı. İsmail Paşa da uğradığı Avrupa başşe­hirlerinde hükümdarları Süveyş Kanalı’nın açılışında bulunmaya şahsen davet etti.

İlgili Makaleler