Edebi Şahsiyetler

Heinrich Glück Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

Heinrich Glück (1889-1930) Avusturyalı Türk ve İslâm sanatı uzmanı.

11 Temmuz 1889’da Viyana’da dün­yaya geldi. Yüksek öğrenimini Viyana Üniversitesi’nin sanat tarihi bölümünde yaptı ve 1914’te doktorasını vererek hocası Joseph Strzygovvski’nin yanında asistan kaldı; 1919’da doçent ve 1923′-te profesör oldu. Strzygovvski. sanat ta­rihi bilim dalında yeni bir çığır açarak o yıllara kadar üzerinde fazla durulmayan Doğu sanatlarının önemine ve özellikle bunlardan İslâm ve Türk sanatlarının diğer dünya sanatlarına olan etkilerine dikkat çekmeye özen gösteriyordu. Glück de çalışmalarını bunun üzerinde yoğun­laştırarak 1916-1917 yıllarını İstanbul’­da geçirdi ve burada Türk sanatıyla il­gili araştırmalar yaptı. Hocası gibi Ya­kındoğu İslâm ve Türk sanatları üzerin­de uzmanlaşan Glück, ölümüne kadar Viyana Müzesi’nin İslâm eserleri bölü­münde, 1928’den itibaren de Österreichische Museum für Kunst und Industrie’-de görev aldı. Ayrıca Cicerone adlı sa­nat dergisini yönetti ve burada modern sanata dair yazdığı makaleleri yayımla­dı. 24 Haziran 1930 günü en verimli ça­ğında Viyana’da öldü.

Başlı başına bir Türk sanatının varlı­ğını ortaya atan ilk Batılı sanat tarihçi­lerinden olan Glück. İstanbul’da I. Dün­ya Savaşı yıllarında kurulup 1918’de Os­manlı Devleti ile müttefiklerinin yenil­mesi üzerine kapanan Macar İlim Enstitüsü’nde Türk sanatı hakkında verdiği bir konferansın metnini bu enstitünün ilk yayını olarak neşretti. İstanbul’un tabii güzellikleri ve kültürü­ne dair bir makalesi de bu konferans­tan az sonra basıldı.

Glück bir taraftan Sâsânî. Bizans ve Kafkasya (hıristiyan) sanatları üzerinde incelemeler ve yayınlar yaparken bir ta­raftan da Türk sanatıyla ilgili çalışmala­rını sürdürüyordu. Yine Strzygowski’nin öğrencilerinden Ernst Diez ile birlikte hazırladığı eski İstanbul hakkındaki re­simli kitabı Almanya’da basıldı. Bu ki­tap bol sayıda gravür ve fotoğrafla bun­ların açıklamalarından meydana geliyor­du. Yirmi beş sayfadan oluşan metnin şehrin görünümüne ait bölümü ile resimleri yayımlanan eserlerin tarih ve sanat tarihi bakımından açıklandık­ları kısım Glück tarafından ka­leme alınmıştır. Batılı okuyuculara Os­manlı Devleti’nin başşehrini tanıtmak amacıyla hazırlanan ve 3-8. sayfalarının dışındaki kısmının tamamı Glück’e ait olan bu küçük kitapta İstanbul’un Os­manlı dönemine ait belli başlı eserleri gerçek değerleriyle takdim edilmiştir.

Glück İstanbul’da bulunduğu sırada, Bakırköy’ün Geç Roma ve Erken Bizans dönemlerindeki tarihi ve arkeolojisiyle ilgili Das Hebdomon und seine Res­te in Makriköy, Untersuchungen zur Baukunst und Plastik von Konstantinopel adlı bir çalışma yaparak bunu 1920′-de Viyana’da yayımlamıştır; ancak bu eserde Türk sanatına dair herhangi bir bahis yoktur. Aynı yıllarda yaptığı diğer bir çalışma ise Türk-Osmanlı mimarisi bakımından çok önemlidir. Bu eser hiçbir araştırmacının üzerinde durmadığı, dolayısıyla çok ihmal edilmiş bir konu olan İstanbul hamamları hakkındadır ve bugün çoğu ortadan kalkmış bulunan bu yapılarla ilgili tek ilmî araştırmayı teş­kil eder; hâlâ da yerine daha iyisi ve da­ha kapsamlısı konulamamıştır. 1916 son­baharından 1917 yazına kadar İstanbul’­daki araştırma ve çalışmalarını sürdü­ren Glück, bu önemli kitabını ancak dört yıl sonra Viyana Üniversitesi’nin Sanat Tarihi Enstitüsü yayınları arasında bastı-rabilmiştir.[58] Başlık ve takdim sayfalarında belirtildiğine gö­re tonozlu ve kubbeli yapılara dair ge­niş bir araştırmanın ilk bölümünü teşkil eden bu kitabı prehistorik çağlardan iti­baren antik, hıristiyan ve İslâm tonozlu yapılan ile hamam mimarisini ele ala­cak olan II. cilt takip edecekti; fakat bu cilt yayımlanamadı. Eserin fotoğrafları, I. Dünya Savaşfnin ardından gelen yıl­lardaki şartların zorluğu yüzünden son derecede yetersiz basılmıştır. Glück bu kitabında, hocası Strzygovvski’nin orta­ya koyduğu yeni sanat tarihi metoduna uygun olarak Türk hamam mimarisini inceledikten sonra İstanbul’un yirmi dört hamamı ile Bursa’nın iki kaplıcası üzeri­ne görüşlerini bildirir. Kitapta adları ge­çen hamamlardan birçoğunun bugün izlerinin dahi kalmadığı düşünülürse Glück’ün Türk sanatına ve İstanbul’un tarihine yaptığı hizmetin büyüklüğü da­ha iyi anlaşılır. Bu eserin arkasından, çe­şitli sanat tarihi konularını çok kısa bir metin ve yirmi otuz resimle açıklayan bir dizi için Selçuklu ve Osmanlı sanat­ları hakkında iki kitapçık daha hazırla­dı. Bu çalışmayla ilk defa sanat tarihi yayınları arasında başlı başına birer var­lık olarak Selçuklu ve Osmanlı sanatla­rına ayrı fasiküller halinde yer ayrılma­sı. Türk sanatlarını tanımamakta dire­nen Batı için önemli bir aşamadır. Bun­lardan biri Die Kunst der Seldschuken in Kleinasien und Armenien, diğeri ise Die Kunst der Osmanen başlıkları ile yayımlanmıştır.

Almanya’da dünya sanat tarihi üzeri­ne “Propylâen Kunstgeschiçhte” genel başlığı altında hacimli ciltler halinde çı­kan büyük dizide de yine meslektaşı Diez ile birlikte Die Kunst des islam adlı bir kitap yayımlayan Glück, bu ana eserin “Arap ve Türk Ülkelerinde Mimari” ve “Kitap ve Min­yatür” adlı bölümleriyle resim açıklamaları kısımlarını ha­zırlamıştır. Bu cilt, iki uzman tarafından paylaşılan sanat konularını teker teker ele aldıktan sonra İslâm sanatının çe­şitli ülkelerde ve pek çok dalda verdiği eserleri, iyi kalitede kâğıda temiz basıl­mış resimlerle ve bunların açıklamala­rıyla birlikte tanıtıyordu. Bu kitap, için­deki malzemenin zenginliği bakımından İslâm sanatıyla uğraşanların bir başvu­ru eseri olarak uzun süre değerini ko­rumuştur. Glück’ün İslâm sanatıyla ilgi­li son önemli eseri. Viyana Müzesi’nde bulunan ve 1550-1575 yılları arasında hazırlandığı anlaşılan bir Bâbürlü “Ham-zanâme”sindeki 100 kadar minyatüre dair olup İran resim sanatının Hint re­sim sanatına yaptığı etkiyi ortaya koy­maktadır.

TDV İslâm Ansiklopedisi