Haydarpaşa Semti, Garı, Tarihi/Tarihçesi, Hakkında Geniş Bilgi
İstanbul’un Anadolu yakasında semt.
Kadıköy-Haydarpaşa koyunun kuzey tarafında, Kadıköy ile Üsküdar ilçelerinin arasında yer alır. Osmanlılar döneminde önce bir mesire yeri olarak tanınmış. XX. yüzyılın başlarından itibaren de Anadolu demiryolu şebekesinin başlangıcına ait tesislerin kurulduğu bir semt olarak önem kazanmıştır. Haydarpaşa semti. Kadıköy’ün en yüksek yerinde Yeldeğir-meni mahallesinin bulunduğu tepe ile Numune ve Askerî hastahanelerinin işgal ettiği yüksekliğin arasında kalmaktadır. Burada çok yakın tarihlere gelinceye kadar geniş bir çayır ile gerilerden iki kol halinde inen bir dere bulunuyordu. İlk-çağ’da Himerios adıyla anılan Haydarpaşa deresinin bazı eski haritalarda Ayrılık Çeşmesi deresi olarak adlandırıldığı görülür. Kıyıda ise evvelce şimdiki duruma nisbetle çok daha içerilere kadar giren bir koy bulunmaktadır. Bölgenin yeni yapılaşması İle Haydarpaşa semtinin tabii topografyası çok değişmiştir. İlkçağ’da herhangi bir şekilde tanınmayan Haydarpaşa semti, şimdiki Kadıköy’ün yerinde kurulan Khalkedon’un kenarında ve büyük ihtimalle surlarının dışındaki araziyi teşkil ediyordu. Ayrıca destekleyici bir bilgi olmasa da Khalkedon’un nekropolü-nün surların dışında Haydarpaşa bölgesine doğru yayıldığı düşünülebilir. Yalnız altmış yetmiş yıl kadar önce Kadıköy’den Selimiye’ye çıkan yol, Haydarpaşa garına yakın bir yerden demiryollarının üstünden geçerdi. Burada tren ve kara nakil vasıtalarının geçişlerini ayarlayan bariyerli geçidin yanındaki küçük yeşil sahada yekpare taştan yontulmuş, üstünde akroter-li kapağı da olan sağlam durumda bir İlkçağ lahdi dururdu. Bu lahit, eğer burada demiryollarının kurulması sırasında meydana çıkarılmışsa Haydarpaşa’daki nek-ropolün bir hâtırası olmalıdır. Fakat Bağdat demiryolunun yapımı sırasında tren hattının Anadolu içlerindeki güzergâhı üzerinde bir yerde bulunup buraya taşınmış da olabilir. Khalkedon’un limanı da koyda olmalıydı. Bunun, İlkçağ’ın limanlarının hepsinde tesbit edildiği gibi iri kaba kayaların üst üste yığılması suretiyle yapılmış mendireği herhalde lodos dalgalarına karşı daha muhafazalı Haydarpaşa tarafında uzanıyordu. Ancak burada gar binası ve önündeki rıhtımların inşası ile bütün izler kaybolmuştur.
Bizans çağında Haydarpaşa ile ilgili olması muhtemel önemli bir yapı, Khalkedonlu Azize Euphemia için inşa edilmiş büyük kilise ile bunun yanında bulunan azizenin mezarıdır. IV. Ekümenik Konsil bu kilisede toplanmıştı (451). Bazilika tipindeki kilise, kaynaklardan öğrenildiğine göre kıyıdan 370 m. kadar içeride bir tepede yer aldığından günümüzdeki Yeİ-değirmeni mahallesinde bulunan Duate-pe sokağı civarında bir yerde olmalıdır. A. M. Schneider’in buranın Yeldeğirmeni tarafında olduğunu İleri sürmesine karşılık R. Janin Ayrılık Çeşmesi’nin yukarısında bulunabileceğini söylemiştir. Fakat bunları destekleyecek herhangi bir kalıntı bulunmadığından kesin bir kanaat belirtmek mümkün değildir.
Haydarpaşa çevresinde Erken hıristi-yan döneminde kurulan dinî tesislerden biri de Azize Bassa adına V. yüzyıl içinde inşa edilen kilisedir. 536’da bunun yanına bir manastır yapılmış, ancak VI. yüzyıldan itibaren bu manastıra dair hiçbir belge kalmamıştır. Himerios mahallesinde ve deniz kıyısında bulunduğu kaydedilen manastırın Haydarpaşa deresi çevresinde bir yerde olduğu tahmin edilmektedir.
Dördüncü Haçlı ordusu 1203 yazında İstanbul önlerine geldiğinde gemiler önce Khalkedon karşısında demirlemiş ve ileri gelenler buradaki saraya yerleşirken çadırlı bir ordugâh kurulmuştur. Böyle bir ordugâh için en uygun yerin Haydarpaşa çayırı olacağı açıktır. Haçlı kuvvetleri birkaç gün sonra buradan ayrılarak Üsküdar’a geçmiştir.