İslam Filozofları

Hasan Kafi el-Akhisari Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

Hasan Kâfî Arapça olarak dil, mantık, kelâm, fıkıh, biyografi ve siyaset alanlarında on sekiz eser kaleme almıştır. Bu eserlerin bir kısmı Bosna -Hersekte yakın zamanlarda Boşnakça’ya tercüme edilmiştir.

A) Dil.
1. Risale tî tahkiki lafzı çelebi (Saraybosna Gazi Hüsrev Bey Ktp., nr. 946; Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr 3814; Amasya Beyazıt İl Halk Ktp., nr. 918/11). Çelebi kelimesinin eti­molojisine dair küçük bir risale olup Boş­nakça tercümesi Fehim Nametak tara­fından Izabrani Spisi adlı kitap içinde yayımlanmıştır (s. 87-89). 2. Temhîşü’t-TeJhîş ü Hlmi’l-belâğa (Gazi Hüsrev Bey Ktp., nr. 1689; Köprülü Ktp., Meh-med Âsim Bey, nr 486; ayrıca bk. Saba­novic’, s. 178). Hatîb el-Kazvînî’nin Telhî-şü’1-Miftöh adlı eserinin muhtasarıdır 3. Şerhu Temhîşi’t-Telhîş.

B)  Mantık.

1. Muhtaşarü’1-Kâfî mi-ne’1-mantık (Sarajevo-Orijentalni In-stitut, nr. 591; Süleymaniye Ktp., Halet Efendi, nr. 780; Beyazıt Devlet Ktp., Ba~ yezid.nr. 1851/5). Bir mukaddime ile beş bölümden oluşan eserin adını müellif ba­zı nüshalarında Kâfî ü’1-mantık şeklin­de zikretmiştir (TÜYATOK, I, 42) Dipnot­larla zenginleştirilmiş Boşnakça bir ter­cümesi Amir Ljubovtf tarafından yapıl­mıştır [Izabrani Spisi, s. 61-85). Z.Şerhu Muhtaşari’1-Kâfî mine’l-mantık. Bir önceki eserin “et-Tasawurât” adlı bölü­münün şerhi olup herhangi bir nüshası tesbit edilememiştir. Müellifi tarafından haber verilen eser Akhisar kadılığına ta­yininde (991/1583) yazılmıştır (Sabano­vic, s. 187).

C)  Kelâm.

1. Ravzâtü’1-cennât û uşû-li’1-iHikâdât (Beyazıt Devlet Ktp., Baye-zid, nr. 3670/3; İÜ Ktp., AY, nr. 3822; ayrı­ca bk.a.g.e.,s. 183). Akaide dair konulan ihtiva eden eser Mahmud Esad tarafın­dan Türkçe’ye çevrilmiş ve Mehmed Bir-givfye nisbet edilerek yayımlanmıştır (İs­tanbul 1305). Bu tercümeye yapılan şer­hin kime ait olduğu bilinmemektedir (a.g.e., s. 183; krş. Okic. sy. 21, s. 327-328). Eser Mehmet Hanciç tarafından Boşnakça’ya çevrilmiştir [Kalendar Gaj-retza 1940godinu, Sara]evo 1939, s. 34-63; 2. bs. nşr. B. Kalajdzic, Sarajevo 1943).

2. Ezhârü’r-ravzât û şerhi Raviâti’l-cennât (Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. 2800, 3240; Millet Ktp.. Ali Emîrî Efendi, nr. 1354, 4343; İÜ Ktp., AY, nr. 2589, 5235; ayrıca bk. Sabanovic, s. 184).

3. Nûrü’l-yakin fî uşûli’d-dîn (Süleymaniye Ktp., Hamidiye, nr. 764, vr. 45b-i30a; ayrıca bk. a.g.e.,s. 185). Estergon Kalesi’nin mu­hasarası esnasında (1014/1605) kaleme alınıp Lala Mehmed Paşa’ya ithaf edilen eser Tahâvî’nin Risale tî uşûli’d-dîn adlı kitabının şerhidir. Başagiç, T. Okiç ve M. Hanciç tarafından Hasan KâfTye nisbet edilen el-Münîre adlı akaid kitabı Şa-banoviç’e göre Kemalpaşazâde’ye aittir (Handzic, Knjizeunİ Rad, s. 107; a.mlf., el-Ceuherü’l-esnâ, s. 67; Sabanovic, s. 185). Risale fî ahvâli ehli’l-ehvâi ve 7-bida’ adlı eserin Hasan Kâfî’ye nisbet edilmesi de [TÜYATOK, 1, 260) yanlıştır.

D) Fıkıh.
1. Semtü’i-vuşûl ilâ Hlmi’l-uşûl. Ebü’l-Berekât en-Nesefî’nin fıkıh usulüne dairMenârü’l-envâr adlı eseri­nin muhtasarı olup Beyazıt Devlet (Ba-yezid, nr. 1851/1) ve İstanbul Üniversite­si (AY, nr. 5317) kütüphanelerinde birer nüshası mevcuttur (diğer nüshaları için bk. Sabanovic, s. 181).

2. Şerhu Semti’l-vüşûl ilâ cHmi’l-uşûl (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 466; Nuruosmaniye Ktp., nr. 1336; Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. 1851/2; Millet Ktp., Ali Emîrî Efendi, nr. 517, 4557; diğer nüshaları İçin bk. a.g.e., s. 181-182). İstanbul ve Rumeli ulemâsının tavsiyesi üzerine önceki ese­re şerh olarak yazılmıştır. Muhammed Salih Debdûb bu iki eseri, Medine’deki Arif Hikmet Kütüphanesi’nde bulunan birer nüshasına dayanarak el-Câmiatü’l-İslâmiyye’de yüksek lisans tezi olarak neşre hazırlamıştır (Medine 1992).

3. Ha-dîkatü’Ş’Silât fî şerhi Muhtasari’ş-şa-lât (Millet Ktp., Feyzuilah Efendi, nr. 719; Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. 1851/4, 2010; Atıf Efendi Ktp., Atıf Efendi, nr. 867). Kemalpaşazâde’nin Muhtaşarü’ş-şalât adlı eserinin şerhi olup Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesindeki iki nüshasına da­yanılarak (R-4478 ve R-2946) eser üzerin­de Mustafa Jahic tarafından bir araştır­ma yapılmıştır (bk. bibi).

4. Risale ü hâ-şiyeti Kitâbi’d-Da’vâ li-Şadrişşerî’a. Tâcüşşerîa’ya ait Vikaye tü’r-rivây e üze­rine Sadrüşşerîa tarafından yapılan şer­hin kısmî bir hâşiyesidir (yazma nüsha­ları için bk. Izabrani Spisi, s. 166; Saba­novic, s. 180).

5- Seyfü’l-kudât fi’t-tâ-zîr. Hanefî mezhebinin zina konusunda­ki görüşlerini eleştirenlere cevap olarak kaleme alınmıştır (yazma nüshaları için bk. Izabrani Spisi, s. 167; Sabanovic, s. 180). Eserin dipnotlar eklenmiş Boşnak­ça tercümesi Amir Ljubovic ve Fehim Nametak tarafından yapılmıştır [Izabrani Spisi,s. 115-117).Hasan KâfTnin, Hanefi fakihlerinden Kudûrînin el-Muhtaşar’ı üzerine dört ciltlik bir şerh yazdığı, ese­rin bir nüshasının Bursa’daki bir kütüp­hanede bulunduğu söylenmişse de (Sa­banovic’, s. 181) bugüne kadar nüshasına rastlanmamıştır. Eser, büyük bir ihtimal­le Nevlzâde Atâî’nin kaydına dayanılarak {Zeyl-i Şekâik, s. 584; ayrıca bk. Kâtib Çe­lebi, I, 380-381) sonraki kaynaklarda zikredilmiştir. Mehmet Hanciç’in bahsettiği {et-Ceuherü’l-esnâ, s. 67) Risale fî bcfzı mesâ*İH’l-fikh adlı eserin de herhangi bir nüshasına tesadüf edilmemiştir.

E)  Biyografi.
Nizâmü’l-^ulemâ3 ilâ hâtemi’i-enbiyâ3 (Süleymaniye Ktp., Kı­lıç Ali Paşa, nr. 753; Saraybosna Gazi Hüs­rev Bey Ktp., nr. 946, 3673; Orijentalni Institut, nr. 252; ayrıca bk. Izabrani Spisi, s. i 73; Sabanovic, s. 188). Müellif bu ese­rinde, Hz. Peygamberdin sîretini anlattık­tan sonra Ebû Hanîfe’den itibaren kendi hocası Hacı Efendi Kara Yılan’a kadar meşhur Hanefî fakihlerinin biyografileri­ni kısaca zikretmiş, son kısmında da ken­disinin ve meşhur üç öğrencisinin biyog­rafisini vermiş, böylece otuz başlık altın­da otuz altı kişinin hayatını anlatmıştır. 1007-1008 (1599-1600) yıllarında ta­mamlanan eser Damad İbrahim Paşa’ya ithaf edilmiştir. Mehmet Hanciç tarafın­dan Boşnakça’ya çevrilerek önce “Nizam ul-ulama* ile hatam il enbija” başlığı altın­da (“Niz ucenjaka do posljednjeg Bo-zijeg Poslanika”, fioui Behar, Sarajevo, VHI/1934-1935), daha sonra ayrı baskı olarak {Posebno Izdanje, Sarajevo 1935) yayımlanmıştır. Eserin dipnotlarla zengin­leştirilmiş yeni bir Boşnakça tercümesi de Fehim Nametak tarafından Izabrani Spisi adlı eser içerisinde neşredilmiştir (Sarajevo 1983, s. 125-154).

F)  Siyaset.
Vşûlü’l-hikem iî nizâmi’l-câ/em. Hasan Kâfi’nin devlet düzeni hak­kında kaleme aldığı bu kitabı eserleri için­de en tanınmışıdır. Müellif eseri 1004’te (1596) önce Arapça olarak kaleme almış, bir yıl sonra da Türkçe açıklamalı tercü­mesini yapmıştır (her İki metni bir araya getiren nüsha için bk. Nesâih-i Cündiy-ye-i Mülûk, Atıf Efendi Ktp.. nr. 2852, vr. 33a-6Ob). Girişten sonra bir mukaddime, dört bölüm (asi) ve bir hatimeden oluşan eserin girişinde telif sebebi anlatılmış, mukaddime kısmında ise toplum çeşitli gruplara ayrılmıştır. Eserin birinci bölü­münde devletin düzenini sağlayan husus­lar, ikinci bölümde istişare, re’y ve ted­bir, üçüncü bölümde harp aletlerinin kul­lanılmasının gerekliliği, dördüncü bölüm­de zafer ve hezimete sebep olan konular ele alınmıştır; hatimede ise barış ve ant­laşma konularına dair meseleler incelen­miştir. Müellif eserin telif sebebini. Os­manlı Devleti’nde 1572 yılından itibaren birbiri ardınca meydana gelen felâketle­rin, başarısızlıkların ve karışıklıkların or­taya çıkmasının sebeplerini tesbit ede­rek bunlara çare bulmak şeklinde açıkla­maktadır. Devrinin diğer bazı müellifleri gibi Osmanlı Devleti’nin içinde bulundu­ğu durumdan memnun olmayan Hasan Kâfî’ye göre adalet bozulmuş, İdarede ih­mal ve suistimaller meydana gelmiş, dü­rüst ve İşinin ehli olmayan kimseler çe­şitli görevlere getirilmiştir. Devlet adam­ları ulemânın görüşlerine itibar etmez ol­muş, askerî alanda özellikle savaş aletle­rinin kullanılmasında ihmalkâr davranıl-mış, rüşvet yaygınlaşmıştır. Hasan Kâfî1-nin en dikkat çekici tesbiti, yeni savaş teknikleri ve silâhların ortaya çıkışı ile Av­rupa’nın üstünlük kazanması ve Osmanlı askerlerinin buna uyum sağlayamama-sıdir. Bir başka önemli konu, eski sınıf­landırmaya uyularak Osmanlı toplumu­nun dört gruba ayrılmasıdır (padişah ve idareciler, ulemâ, ziraat erbabı/reâyâ, zenaat ve ticaret ehli). Hasan Kâfi. bun­ların dışında kalanların da bu sınıflardan birine girmesi gerektiğini söyler. Üzerin­de durulması gereken bir diğer husus da müellifin savaş ve barış hakkındaki görüş­leridir. Savaş acı ve zordur, barış ise em­niyet ve rahatlık sağlar; barış isteyen bir milletle savaş yapmak büyük hatadır: ah­di bozmak da aynı şekilde hata olduğu gibi büyük bir günahtır. İhtiva ettiği ko­nular, meselelere yaklaşımı ve değerlen­dirmeleri bakımından dikkat çeken bu ri­salesinin Türkiye’de ve Türkiye dışında pek çok yazma nüshası bulunmaktadır (Millet Ktp.. Ali Emîrî Efendi, Askerlik, nr. 70; Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 2879; Atıf Efendi Ktp., nr. 1726. 2852; Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. 1851/3. 3903; İÜ Ktp., TY. nr. 1808, 3484, 3678; ayrıca bk. Izabrani Spisi, s. 168-169; Sabanovic, s. 190-191). Yer ve tarih be­lirtilmeden yapılan taş baskısından son­ra düzeltilerek Tevfık imzası ile Asır ga­zetesinde tefrika edilen (1287) ve ardın­dan basılan (İstanbul 1287) eseri Meh­met İpşirli Latin harfleriyle neşretmiştir (bk. bibi). Ahmed Reşid Paşa tarafından Arapça’sı ile birlikte yayımlanan eserin (Hicaz Vilâyet Matbaası, 1331) edisyon kritikli Arapça metnini Ömer Nakiçeviç (et-Meceltetü ‘t-Târîhiyyetü ‘I-Mışriyye, Kahire 1971, XVIII, 244-264) ve İhsan Sıdkî el-Amd (Kuveyt 1987) neşretmiştir. Risa­leyi Garcin de Tassy Fransızca’ya [Jour­nal asiatique, Paris 1824, IV. 213-226, 283-290), Imre v. Karâcson Macarca’ya (Budapest 1909), L. v. Tallöczy Almanca’-ya (1. bs.. Archiu fürslatuische Philologie, XXXII, s. 139-158; 2. bs., iUyrisch-alba-nische Forschungen, München-Leipzig, I, 537-563) ve Safvet-beg Baâagic Boş­nakça’ya (Sarajevo 1919) tercüme etmiş, eserin dipnotlar eklenmiş yeni bir Boşnakça çevirisi de Amir Ljubovic tarafın­dan {tzabrani Spisi, s. 91 -112) yapılmıştır Mustafa Sarıbıyık eser üzerin­de bir yüksek lisans tezi hazırlamıştır.

Bursalı Mehmed Tâhir’in Hasan Kâfi’ye nisbet ettiği Eğri Meltıamesi Tarih­çesi adlı eseri (Osmanlı Müellifleri, l, 277) Mehmet Hanciç Târîhu Gazveti Eğrî adıyla zikretmişse de (et-Cevherü ‘t-esnâ, s. 69) yazma nüshasına rastlanmamıştır (Sabanovic, s. 192). İstanbul Üniversite­si Kütüphanesi’nde Hasan Kâfî adına ka­yıtlı (TY, nr. 468) Lugat-ı Müşkilküşâ adlı eser Hasan b. Hüseyin b. İmâd el-Ka-rahisârfye aittir. Türkçe, Arapça ve Fars­ça şiirler yazan Hasan Kâfî’nin yirmi ka­dar şiiri günümüze ulaşmıştır [a.g.e., s. 177).

TDV İslâm Ansiklopedisi

İlgili Makaleler