Hasan Çan Çelebi Kimdir, Hayatı, Sanatı, Hakkında Bilgi
Hasan Çan Çelebi (ö. 974/1567) Türk mûsikisi bestekârı, hanende.
Devlet adamı, şeyhülislâm ve tarihçi Hoca Sâdeddin Efendi’nin babasıdır. Hayatı hakkında bilinenler, Hoca Sâdeddin Efendi’nin ünlü eseri Tâcü’t-tevârîh’te verdiği bilgilere dayanmaktadır. Hasan Can b. Hafız Mehmed b. Hafız Cemâled-din İsfahanı şeklindeki künyesinden ailesinin İsfahanlı olduğu anlaşılmaktadır. Babası Hafız Mehmed, Safevî Hükümdarı Şah İsmail’in daveti üzerine Tebriz’e gitmiş, Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran zaferinin (1514) ardından Tebriz’e girmesinden sonra buradan İstanbul’a getirdiği âlim ve sanatkârlar arasında o da yer almıştır. Hasan Çan’ın bu sırada babasıyla birlikte bulunması (Hoca Sâdeddin, I, 292(, onun Tebriz’de dünyaya geldiği ihtimalini düşündürmektedir. Hafız Mehmed İstanbul’a gelince saray hafızı olarak görevlendirildi. Yavuz Sultan Selim’in Özel hizmetine alınan oğlu Hasan Can ise padişahın en yakın adamlarından biri oldu, onunla birlikte Mısır seferine katıldı. Hasan Can. Yavuz Sultan Selim’in vefatına kadar altı yıl süren bu hizmeti sırasında birçok olaya şahit oldu; en gizli sırları onunla paylaştı. Hastalığı İyice ağırlaştiğı bir sırada Yavuz Sultan Selim’in, “Hasan Can, bu ne haldir?” sorusuna karşılık onun. “Sultanım, Cenâb-i Hakk’a teveccüh edip O’nunla olacak zamandır” demesi üzerine padişahın, “Ya bunca zamandan beri bizi kiminle bilirdin?” şeklindeki sözü tarih kitaplarında yer almıştır.
Yavuz Sultan Selim dönemiyle ilgili Tâcü’t-tevârîh’te yer alan birçok bilginin sözlü kaynağı olan Hasan Can, padişahın vefatı ile ortaya çıkan karışıklığı yatıştırmada önemli rol oynadı. Kanunî Sultan Süleyman’dan yakın ilgi görmesine ve kendisine yüksek memuriyetler teklif edilmesine rağmen maaş tahsisini isteyerek münzevi bir hayat yaşamayı tercih etti. Padişah da ona günlük 150 akçe, oğullarına 20’şer akçe verilmesini emretti. Sarayın “cemâat-i mutribân”ı arasında adına rastlanması, bu maaş tahsisinin bir vazife karşılığı olarak yapıldığı ihtimalini güçlendirmektedir. Bundan hareketle onun Enderun’da mûsiki hocalığı yaptığı, Kanûnfnin zaman zaman kendisine 200 fıloriden 1000 filoriye kadar ihsanda bulunduğu ileri sürülmüştür. Hasan Can 17 Şaban 974 (27 Şubat 1567) tarihinde Hoca Sâdeddin Efendi ile beraber gittiği Bursa’da vefat etti ve Yeşiltürbe kapısının yakınlarında yol kenarına defnedildi.
Aynı zamanda hanende ve bestekâr olarak da tanınan Hasan Çan’ın bu alandaki bilgileri kimden aldığı bilinmemektedir. Bazı eserlerde onun Ahmed, Hüseyin ve Hasan adlı üç talebesi bulunduğu belirtilmektedir. Hasan Çan’ın bestelediği eserler, daha sonraki devirlerde mehter takımlarında devamlı olarak çalınmıştır. Günümüze düyek usulünde üç adet hüseynî peşrevi ulaşmıştır.
TDV İslâm Ansiklopedisi