Tarihi Şahsiyetler

Haris bin Ebi Dırar Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi -Sahabi-

Ebû Mâlik el-Hâris b. Ebî Dırâr b. Habîb el-Huzâî Hz. Peygamber’in hanımlarından Cüveyriye’nin babası, sahâbî.

Huzâa kabilesinin Benî Mustalik kolu­nun reisi olduğu için Mustalikî nisbesiyle de anılır. Muhtemelen bazı kaynaklarda adının Haris b. Dırâr el-Huzâî şeklinde kaydedilmesi sebebiyle {Müsned, IV, 279)

İbnü’l-Esîr bu adı taşıyan iki sahâbîden söz etmiş, fa­kat İbn Hacer el-Askalânî her iki ismin de aynı kişiye ait olduğunu belirtmiştir. Ha­ris, Mustalıkoğulları ile müslümanlar ara­sında, 5. yılın Şaban ayında {Ocak 627) Hendek Gazvesi’nden kısa bir süre önce meydana gelen Müreysi Gazvesi’nin ger­çekleşmesinde kabile reisi olarak önemli rol oynadı. Bu savaşta Mustalikoğulları yenilip müslümanlara esir düştü. Hâris’in kızı Cüveyriye ile bir rivayete göre oğlu Abdullah da esirler arasında bulunuyor­du. Haris, fidye karşılığında kızını kurtar­mak üzere Medine’ye götürmekte oldu­ğu develerinden ikisini feda etmeye gön­lü razı olmadığı için onları Akik vadisinde bir yere saklayıp geri kalanları Hz. Peygamber’e götürdü. Resûl-i Ekrem ona Akik vadisinde sakladığı develeri sorunca sadece kendisinin bildiği bu olayı ona Al­lah’ın bildirdiğini düşünerek hemen müs­lüman oldu; oğlu Abdullah ile Benî Mus­talik kabilesinin diğer mensupları da İs­lâmiyet’i kabul ettiler. Hâris’İn müslü­man olmasına vesile olan hadise bazı kay­naklarda oğlu Abdullah hakkında nakledilmekteyse de Abdullah’ın esirler arasın­da bulunduğunun bildirilmesi bu riva­yetin doğruluk ihtimalini azaltmaktadır.

Haris b. Ebû Dırâr’ın hayatının son yıl­larında Kûfe’de oturduğu ve rivayet etti­ği hadislerin Kûfeliler’ce bilindiği kayde­dilmektedir. Ayrıca Hucurât sûresinin 6. âyetinin nüzulüne sebep olan hadise de onunla ilgilidir. Haris, Resûlullah’ın hu­zurunda İslâmiyet’i kabul etmiş, kabile­sinin müslüman fertlerinden zekât top­layıp Resûl-i Ekrem’in göndereceği bir memura teslim etmek üzere sözleşmişlerdi. Hz. Peygamber, zekâtı teslim al­mak üzere Velîd b. Ukbe’yi görevlendirmişse de Velîd kendisine kötülük yapa­cakları korkusu ile yarı yoldan geri dön­müş, Resûlullah’a da Hâris’in zekâtı ver­mediğini, üstelik kendisini öldürmek is­tediğini söylemiştir. Bunun üzerine Hâ­ris’in kabilesine bir askeri birlik gönderil­miştir. Öte yandan zekâtı teslim alacak kişi gelmediğinden Allah ve Resulü’nün kendisine gücendiğini düşünerek endi­şeye kapılan ve kabilesinin ileri gelenlerin­den bir grupla Medine’ye hareket eden Haris, kendisini yakalamaya gelen birlik­le Medine civarında karşılaşmış, Hz. Pey­gamber’in huzuruna gelerek olup biteni anlatmış, bu sebeple, “Eğer bir’fâsık si­ze bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın” (Hucurât 49/6) mealindeki âyet nazil olmuştur.

TDV İslâm Ansiklopedisi

İlgili Makaleler