Hamse Nedir, Türk ve Fars Edebiyatında Hamseler
Hamse. Hamsa, Fars ve Türk edebiyatında beş mesneviyi içeren eserlere verilen isimdir. Hamselerin en meşhurları şunlardır: Nizami’nin Penc genc (beş hazîne) adı ile bilinen hamsesi ki, şu mesnevileri içerir: Mahzan ül-Esrâr (1164), Hüsrev ile Şirin (1180), Leyla ile Mecnun (1188), Yedi Güzel (1197), İskendername (1201); Emir Hüsrev Dihlevi’nin Matla ül-Envâr (698 = 1299), Şirin u Husrev, Mecnun u Leylâ ( aynı tarih), Âyine-i İskenderî (1300), Heşt Behişt (1302); Hâcüy-i Kirmanı’nin Ravzat ul-Envâr (1343’te tamamlanmış), Humây u Humâyün, Kamâl nâme, Gul u nevrüz, Cevher-nâme; Kâtibi’nin hamsesi noksan kalmıştır, bugün bundan (1434)’e doğru yazılmış olan Gulşen-i Ebrar ve Leyla u Mecnun mevcuttur; Cami’nin Haft avrang’in bir kısmı olan hamsesi, şu mesnevilerden oluşur: Tuhfat ul-ahrâr (1481), Subhat ul-Ebrâr, Yûsuf u Zulayka (1483), Leyla u Mecnun (1484), Hirad-nâme-i Skandari i Hatifi ‘nin tamamlanmamış olması muhtemel hamsesinden şu mesneviler mevcuttur: Leyla u Mecnun, Haft-manzar, Şirin u Husrev, Timür-nâme (1510—1521 arasında ); Fayii’nin Markaz-i advâr, Suleyman a Bilkis, Nal-daman, Haft kisvar ve Ekbar-nâme (1595, tamamlanmamıştır) mesnevilerini içeren hamsesi; Hasan b. Seyyid Fathullah’in, Peygamber ile ilk dört halifenin şanını yücelten bir hamsesi vardır (1628—1630 arasında yazılmıştır). Molla Tujrâ’-i Maşhadi’nin Hamsa-i nâkişa’sı Golkonda sarayında bulunan beş şahsın hicvidir; bu müellif Avrangzib saltanatının ilk zamanlarında ölmüştür (1659).
Türk edebiyatında da bu neviden bir çok eser vardır: AkŞemseddin’in oğlu Hamelî mahlaslı Hamdullah Çelebi ( ölm.1509)’nin Yusuf ve Zelîha, Leylâ ve Mecnûn, Mevlid al-Nebi, Tuhfat ul-uşşak, Muhammediye; Dukaginzâde Yahya Bey (1576)’in Yûsuf ve Zeliha, Şâh ü Gedâ, Gencîne-i Râz, Kitâb-i Usûl, Gülşen-i Envâr ; Bakî’nin muasırı Behiştî (ölm.1572)’nin Vâmık ve Azrâ, Yusuf ve Zelîha, Hüsn ve Nigâr, Süheyl ve Nevbahar, Leylâ ve Mecnun; Nev’î-zâde Atâ’î diye meşhur olan Sinan b. Süleyman (ölm.1634)’in Âlemnümâ / Sâkînâme, Nefhatü’l-Ezhâr, Sohbetü’l-Ebkâr, Heft-hân, Hilyetü’l-Efkâr; Sehî tezkiresinde Edirneli Revânî ( ölm. 1524) ‘nin Hamsa-i rümi’si zikrediliyor ise de, şâirin böyle bir eser te’lif etmemiş olduğu kuvvetle söylenebilir. Bir de Nargisi’nîn hamsesi (mensur) vardır.
Ali Şir Nevaî de doğu Türkçesi ile yazılmış beş manzum eserini Hamsa ismi altında toplamış ve Cami’nin beş kısımdan oluşan tercüme-i hâline de Hamsat al-mutahayyirîn adını vermiştir.