Tarihi Şahsiyetler

Hadım Hasan Paşa Kimdir, Hayatı, İdamı, Hakkında Bilgi

Hadım Hasan Paşa (ö. 1006/1598) Osmanlı sadrazamı.

Hayatının ilk yıllan hakkında bilgi yok­tur. Enderun’da yetiştiği, 1580’de hazinedarbaşılıktan vezâret rütbesiyle Mısır beylerbeyi olduğu bilinmektedir. Bu gö­revde iken adı zulüm ve rüşvet olaylarına karıştı; üç yıla yakın süren beylerbeyi ligi sırasında büyük miktarlarda para topladı­ğı söylentileri çıktı. Hakkında yapılan şikâ­yet üzerine görevinden alındı ve bir müd­det İstanbul’da Yedikule Zindanı’nda hap­sedildi. Bu arada mallarına el konuldu. III. Murad’ın annesi Nurbânû Sultan’a olan yakınlığı, ayrıca sunduğu para ve hediye­ler sayesinde affedilen Hasan Paşa Anado­lu beylerbeyiliğine tayin edildi ve bu sıfat­la Gence muhasarasına katıldı. 996’da (1588) Şirvan beylerbeyi oldu. Bazı şikâyetler üzerine vezirliği kal­dırıldı ve evi teftiş edildi. Ancak çok geç­meden yine affa uğrayan Hasan Paşa, Gence fethinin ardından bir süre bu şeh­rin muhafızlığında bulundu. 29 Rebîülâhir 1002’de (22 Ocak 1594) kubbe vezirli­ğine getirildi. II!. Mehmed’in Eğri seferi­ne (1596) çıkması üzerine İstanbul kayma­kamlığında bulundu. Bu görevi sırasında kendisine “vekâlet-i mutlaka” menşuru iie Rumeli vilâyeti dışındaki yerlere hü­küm yazma yetkisi verildi. 3 Kasım 1S97 tarihinde Damad İb­rahim Paşa’nın yerine III. Mehmed’in an­nesi Safiye Sultan’ın da iltimasıyla üçün­cü vezirlikten veziriazam lığa getirildi.

Kaynaklarda “son derece mürtekip” bir kişi olarak nitelendirilen Hasan Paşa’­nın yüksek devlet görevlerini müzayede usulüyle satıp aldığı paralan valide sulta­na verdiği belirtilir. Nitekim kendisi de, “Beni valide sultan kışta kesmiştir” diye­rek bunu itiraf etmişti (Peçuylu İbrahim, I!, 210). Sadrazamlığı esnasında Safiye Sultan’a her hafta hediyeler takdim etti­ği bilinen Hasan Paşa, daha önce kendi­sinin hapsedilmesine sebep olan Kapıağası Gazanfer Ağa’ya kin besliyor ve onu ortadan kaldırmak istiyordu {a.g.e., II, 284) Bunun için III. Mehmed’e başvur­duğunu duyan Gazanfer Ağa, Hasan Pa­şa’nın. yüksek devlet memuriyetlerine ta­yinlerden aldığı paraları valide sultana verdiğini herkese söylediğini ifşa etti. Ha­san Paşa ayrıca, Bostanzâde Mehmed Efendİ’den boşalan şeyhülislâmlık ma­kamına Hoca Sâdeddin Efendi’nin değil ünlü şair ve Rumeli kazaskeri Bâkî’nin veya Anadolu kazaskeri Karaçelebizâde Hüsam Efendi’nin getirilmesi yolundaki gayretleri yüzünden padişah hocası Sâ­deddin Efendi’nin de düşmanlığını üzeri­ne çekmişti. Nihayet sarayda büyük nü­fuzu olan Gazanfer Ağa’nın telkinleri so­nucu. Safiye Sultan’ın Eminönü’nde yap­tırmak istediği ve kendisinin de nâzın ol­duğu caminin temelini kazmaya gider­ken 9 Nisan 1S98 günü Bostancıbaşı Ferhad Ağa tarafından yakalandı ve Yedikule’de tevkif edildi; birkaç gün sonra da öldürüldü (8-9 Ra­mazan 1006/14-15 Nisan 1598). Kaynak­ların belirttiğine göre idam kararını bü­yük bir tevekkülle dinleyen Hasan Paşa yatsı namazını kılmış, vakıflarının devam ettirilmesini ve cesedinin sebilin yanına gömülmesini vasiyet etmiştir. Ölümüne “vakt-i tekmil” terkibiyle tarih düşürülmüştür. Hasan Paşa’nın ko­nağına giden Yeniçeri Ağası Tırnakçı Ha­san Ağa mallarına el koymuş, ancak ha­zinedarı meblağın önemli bir kısmını alıp kaçtığından asıl hazinesine ulaşılamamış. 100.000 altın tutan meblağ daha sonra ele geçirilebilmiştir.

Beş ay altı gün sadrazamlıkta bulu­nan. İstanbul’da Cağaloğlu Sarayı civa­rında medrese, çeşme ve sebil yaptıran vasiyeti gereği buraya defnedilen Hasan Paşa’yı Osmanzâde Ahmed Tâib akıllı, bilgi­li, fakat aşırı derecede tamahkâr ve mağ­rur bir kişi olarak nitelemektedir.

İlgili Makaleler