Tarihi Şahsiyetler

Gümülcineli Ahmed Asım Efendi Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

Gümülcineli Ahmed Âsim Efendi (ö. 1911). Son devir Osmanlı âlimi, kazasker, huzur dersi mukarriri.

1252’de (1836-37), Gümülcine san­cağına bağlı Sultanyeri kazasının Terziviran köyünde doğdu. İlmiye sınıfına mensup bir aileden gelmektedir. Baba­sı Terziviran köyündeki Medrese-i Kebîr müderrislerinden Müderriszâde Mehmed Efendi’dir. Ahmed Asım, hepsi de dersiam olan dört erkek kardeşin ikin­cisidir.

Küçük yaşta yetim kalan Ahmed Âsim, köyündeki sıbyan mektebinde başladığı Öğrenimine yine buradaki medresede devam etti. Tahsilini ilerletmek üzere daha sonra İstanbul’a gitti (1846). On yedi yıl süren bu devrenin sonunda. Fâ­tih dersiamlarından Karinâbâdi Abdurrahman Efendi’den icazet alarak Fâtih Camii’nde ders vermeye başladı (1279/1862-63). Ardından Bâb-ı Fetvâ’da yapı­lan imtihanı kazanıp ibtidâ-i hâriç de­recesi ile İstanbul ruûs’unu aldı. İki yıl sonra huzur dersleri muhataplığına tayin edildi. Gösterdiği başarı üzerine Sultan Abdülaziz’in huzurunda ders ver­mekle mukarrir’liğe başladı (1875). Ay­nı yıl Meclis-i Tedkikât-ı Şer’iyye âzalığına tayin edildi. Bunun yanı sıra 1883 yı­lına kadar Fetvahane’de yapılan imti­hanlarda mümeyyiz ve İntihâb-ı Hük-kâm Komisyonu âzası olarak yer aldı. Yine aynı yıl ders vekili ve Meclis-i İmtihân-ı Kurrâ reisi oldu. 1887de Hare-meyn-i Muhteremeyn, 1890’da da İstan­bul payelerine yükseldi. İki yıl sonra Anadolu, bir süre sonra da Rumeli ka­zaskeri oldu (1894) Bu vazifedeyken 1906 yılının sonlarında hastalığı sebe­biyle bütün görevlerinden istifa etti. 1 Temmuz 1911’de Erenköy’deki evinde vefat etti ve Fâtih Türbesi hazîresine defnedildi.

Ahmed Âsim, sakalının seyrek olma­sından dolayı Köse Âsim Efendi adıyla da anılmıştır. Otuz üç yıl huzur dersle­ri mukarrirliği yapması yanında deği­şik ilmî faaliyetlerinden dolayı çeşitli ni­şan ve madalyalar alması ilmî seviyesini göstermektedir. Ömrünün kırk altı yılı aralıksız ders vermekle geçmiştir. Hu­zur derslerinde muhataplık yapmaya başladığı sıralarda Sultan Abdülaziz ta­rafından mehâkim-i nizâmiyye reisliği­ne tayin edilerek mükâfatlandırılınca, öğrencilere ders vermekten ayrılama­yacağını söyleyerek istifa etmesi, eği­tim ve öğretimi her türlü rütbe ve ma­kamdan üstün gördüğünü ortaya koy­maktadır.

Ağabeyi Gümülcineli Mahmud Celâleddin Efendi 1875-1896, kardeşi Sultanyerli Yûsuf Ziyâeddin Efendi 1882-1915 yıllan arasında huzur derslerine muhatap olarak katılan ulemâdan, kü­çük kardeşi Dersiam Osman Nuri Efen­di de Kırklareli İdâdîsi müdürlerindendir. Büyük kızı Ulviye Hanım ise son Os­manlı şeyhülislâmlarından Mustafa Sabri Efendi’nin zevcesidir.

İlgili Makaleler