Gülük/Külük Camii, Külliyesi -Kayseri- Tarihçe, Mimari, Hakkında Bilgi
Gülük/Külük Camii ve Külliyesi. Kayseri’de ilk kuruluşu Dânişmendli dönemine ait külliye.
Kayseri’de kendi adıyla anılan mahallede bulunan külliyede cami. medrese, hamam ve çeşme yer almaktadır. Cami, medrese ve hamamın, Kayseri’nin Dânişmendli başşehri olduğu 1135 -1142 yıllarında Melik Nizâmeddin Yağıbasan tarafından yaptırıldığı kabul edilmektedir. Caminin kuzeydoğu köşesindeki taçkapıda. I. İzzeddin Keykâvus zamanında 607’de (1210) Yağıbasan’ın torunu Atsız Elti Hatun tarafından onarıldığını gösteren bir kitabe bulunmaktadır. Birçok def a tamir geçiren yapı, 735 (1334-35) yılındaki depremin ardından Kölük Şemseddin tarafından onarıldığı için onun adını taşımakta, Külûk ve Gülük diye de anılmaktadır. Külliyeye daha sonra bir çeşme ilâve edilmiştir.
Anadolu’da cami medrese birleşiminin erken bir örneği olması ile önem taşıyan külliye kesme taştan inşa edilmiştir. Cami bölümü mihrap önünde tromplu kubbeli ve mihraba dik beş neflidir. Mihrap önü kubbesiyle aynı eksende ve tam ortada pandantifli-aydınlıkfenerli küçük bir kubbe daha yer almaktadır. Büyük Selçuklu camilerindeki iç avlu geleneğini yaşatan bu bölüm daha önce açık bırakılmışken sonradan kubbe ile kapatılmıştır. Kaim kesme taş payelere oturan, mihraba dik tonozlu eyvanlar özgündür. Onarımlar sırasında doğu kanadında değişiklik yapılarak mihraba paralel eyvanlar inşa edilmiştir. Cami, mihrap ekseninin kubbelerle belirtilmesi ve tonozlu örtü sistemiyle yine bir Dânişmendli yapısı olan Kayseri Ulucamii’ne benzemektedir. Yağıbasan’a mal edilen her iki yapıdan birini oğlu Muzafferüddin Mahmud’un, diğerini torunu Atsız Elti’nin tamir ettirdiği anlaşılmaktadır.
Dış cephede mihrap ekseninde, sivri kemerli bir niş içinde basık yuvarlak kemerli sade bir taçkapi yer almaktadır. Aynı cephenin kuzeydoğu köşesine Atsız Elti’nin onarımları sırasında duvarları 45 derecelik açı ile kesen ikinci birtaçkapı yapılmıştır. Yedi sıra mukarnaslı kavsa-rası. geometrik yıldız geçmeli bordürü, yan nişleri ve köşe sütunçeleriyle klasik Selçuklu taçkapılarının bütün özelliğini yansıtmaktadır. Doğu cephesindeki pencerelerin de bu onarım sırasında büyütüldüğü kabul edilmektedir.