Gülbeden Begüm Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi
Gülbeden Begüm (ö. 1011/1603) Hümâyûnnâme adlı hatıratı İle tanınan Bâbürlü prensesi.
1523’te Horasan’da (Kabil [?]} doğdu. Babası Bâbürlü hanedanının kurucusu Bâbür Şah, annesi Orta Asya sofilerinden Zinde Pil diye tanınan Ahmed-i Câmî’nin soyundan Dildâr Begüm’dür. Bâ-bür’ün Hindistan seferine çıktığı sırada (1525) Kabil’de bulunan Gülbeden Begüm bu yıllarda, HDmâyun’un annesi ve Bâbür’ün ilk hanımı olan Mâhem Begüm tarafından büyütüldü. 1529’da babasının yanına Agra’ya gitti. Burada da Mâ-hem’in gözetimi altında eğitimini sürdürdü. 1540 yılına kadar Hindistan’da kaldı. Bu tarihte Hümâyun’un Delhi sultanlarından Şîrşah Sür karşısında mağlûp olmasından sonra hanedana mensup diğer kadınlarla birlikte Kabil’e gitti. Hümâyun da 1545’te buraya geldi.
Gülbeden Begüm, Bâbür’ün kız kardeşi Hanzâde Begüm’ün ikinci oğlu Hıdır Hâce Çağatay ile evlendi. Hıdır Hâce, Hümâyun’un son yıllarında ve Ekber Şah’ın saltanatı sırasında bazı eyaletlerde valilik yaptı. Gülbeden Begüm’ün ondan birçok çocuğu olduysa da bunların hiçbiri önemli mevkilere yükselemedi. 1574’te yeğeni Selime Sultan Begüm ile hacca gitti ve üç buçuk yıl Hicaz’da kaldı. Hindistan’a dönerken bindiği gemi Aden’de kaza geçirdi. Bir yıl kadar burada bekledikten sonra 1S82’de Hindistan’a ulaşabildi. Aden’de kaldığı sırada Kendisine iyi davranılmadığı için Ekber Şah durumu Osmanlı Padişahı III. Murad’a bildirmiş, padişah da suçluları cezalandırmıştı. Dönüşünde Ekber tarafından şahsî hâtıralarını yazmakla görevlendirilen Gülbeden Begüm 6 Zilhicce 1011 “de(17 Mayıs 1603) Agra’da vefat etti.
Gülbeden Begüm Türkçe ve Farsça nazma hâkimdi, hat ve İnşâ sanatında da yetenek sahibiydi. Farsça iki şiiri Meh-dî Şîrazî’nin Tezkiretü’l-havâtîn’mde yer almaktadır. Akıllı ve ileri görüşlü bir hanım olduğu kaydedilir.
Hümâyûnnâme {Ahuâl-i Hümâyûn Pâdişâh), Ebü’l-Fazl el-Allâmî’nin Ekber-ndme’sine kaynak olmak üzere yazılmıştır. Elde bulunan tek nüshası eksik olup 1S53 yılı olayları ile sona erer. Eser, Hümâyun döneminin bir genel tarihi olması bakımından fazla bir değer taşımamakta, askerî ve siyasî hadiseleri anlatmada yetersiz kalmaktadır. Ancak Bâbür’ün son yıllan, Hümâyun devrindeki hanedan mensupları, sarayda geçen olaylar ve harem hayatına dair verdiği bilgiler yönünden büyük öneme sahiptir. Dönemin sosyoekonomik tarihi açısından da değerli bir kaynaktır. Şahit olduğu veya duyduğu olayları kendi duygu ve düşünceleri istikametinde kaleme almış olan Gülbeden Begüm’ün erkek kardeşleri arasında en çok Hindal Mirza ile Hü-mâyun’u sevdiği, onlann aleyhine yazmaktan kaçındığı, hatta onları mazur göstermeye çalıştığı dikkati çeker. Bizzat şahit olduğu 1545’ten sonraki hadiseleri oldukça canlı bir şekilde anlatır. Eserin British Museum’daki tek nüshası A. S. Beveridge tarafından İngilizce’ye çevrilerek geniş bir girişle birlikte yayımlanmıştır. Farsça metni Hümû-yûnnâme-i Gülbeden Begüm adıyla neşredilen eseri Abdürrab Yelgar Hümâyûnnâme ismiyle Türkçe’ye tercüme etmiştir.
TDV İslâm Ansiklopedisi