Tarihi Eserler

Güdük Minare Mescidi -Akşehir- Tarihçesi, Mimari, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Akşehir’de Selçuklu dönemine ait mescid.

Ahîcelâl mahallesinde bulunmaktadır; minaresinin şerefeden yukarısı uzun yıl­lar yıkık kaldığı için bu adı almıştır. 881 (1476) tarihli Karaman İlyazıcı Defteri’nde Kütük Minare Mescidi şeklinde geçer. Kapısı üzerindeki kitabeye göre 624 (1227) yılında Abdullah Muhtesib oğlu Emînüddin Hacı Hasan tarafından yaptırılmıştır; mimarı Mesud oğlu Ah­med’dir. Minare 1307 (1889) yılında ger­çekleştirilen onarım sırasında tamamlan­mıştır. 80 m2’lik bir alana oturan mescid tek kubbeli küçük bir yapı olup duvar­larının alt yansı taş, üst yarısı tuğladır. Doğu ve batı cepheleri taş kesimin he­men üstünde, tepesi çatı şeklinde sonuç­lanan uzun dikdörtgen sathî nişlerle ha-reketlendirilmiştir. Kuzey ve güney cep­heleri ise rastgele kullanılan bol miktarda devşirme taş sebebiyle düzensiz bir görü­nüşe sahiptir. Mescidin son cemaat yeri yoksa da kuzey duvarındaki konsollar ön­ceden var olduğuna veya planlandığına işaret etmektedir. Onanmda duvarlar 1 m. yükseltilerek yapı kubbesiyle birlikte saçaklı bir çatının altına alınmıştır.

Mescide doğu cephesindeki sivri ke­merli basit bir kapıdan girilir. Üzerinde, dikdörtgen bir pano içinde fîrûze renkli sekiz köşeli yıldız ve lâcivert renkli haç biçimi çinilerden oluşan bir süsleme yer almaktadır; ancak çinilerin çoğu dökül­müştür. Bu panonun üzerinde Selçuklu sülüsüyle yazılmış yedi satırlık tarih ki­tabesi mevcuttur. Yanlardaki lahit par­çalarıyla üstlerinde yer alan iki sütun kapıyı daha görkemli göstermek amacıy­la konulmuştur. Mescid, üzeri trompla­ra oturan tuğladan örülmüş sıvasız bir tek kubbeyle örtülü sade bir iç mekâna sahiptir; trompların İki yanında atnalı kemerli süsleme nişleri bulunmaktadır. İç mekân kuzeyden ve batıdan açılan pen­cerelerle aydınlatılmıştır; doğu ve batı dış cephelerindeki nişlerin sonunda da birer sağır pencere bulunmaktadır. Or­ta yükseklikteki mihrap nişi dört dizi mu-karnaslı bir kavsaraya sahiptir; kaynak­larda çinilerle süslü olduğu kayıtlı ise de bugün bunlardan hiçbir iz kalmamış­tır. Ahşap minberle girişin hemen yanın­dan merdivenle çıkılan mahfil onarım sırasında yapılmıştır.

Mescide adını veren minare, yapının güneydoğu köşesine eklenmiş kare ke­sitli taştan bir kaide üzerinde, tuğladan örülmüş sekizgen kürsüden pabuçla ge­çilen silindirik bir gövde olarak yüksel­mektedir. Kürsüdeki yatay ve dikey is-tifli fîrûze rengi sırlı tuğlaların yanında, niş biçimindeki her yüzde lâcivert ve fî­rûze çini levhalar da bulunmaktadır; an­cak bunların çoğu yine dökülmüştür. Kür­sünün doğu cephesindeki niş içerisinde sırlı tuğlalar arasına yerleştirilmiş üzerin­de kuş figürleri bulunan kare şeklindeki iki çini levha yapıda görülen en dikkat çekici süslemeler olup muhtemelen bir saray veya köşkten nakledilmiştir.

TDV İslâm Ansiklopedisi

İlgili Makaleler