Grup Kutuplaşması – Sosyal Etkisi
Bilhassa iş dünyasında, grupların, komitelerin bireylere nazaran daha doğru analizler yapacağı, daha yerinde kararlar vereceği düşünülür. Oysa bu varsayım her zaman doğru değildir. Gruplar bazen daha sağlıksız kararlara ulaşıyorlarsa bunun bir sebebi de “grup kutuplaşması” (group polarization) olgusudur. Grup kutuplaşması, bir grubun bir konu hakkında başlangıçtaki eğilimi neyse, grup içi etkileşimlerin o eğilimi daha aşırı hale getirmesine denir. Diyelim arkadaşlarınızla herhangi bir siyasal (“ana dilde eğitim yapılmalı mı?”) ya da kültürel (“şu film, kitap, albüm güzel mi?”) fikri tartışıyorsunuz. Sosyal psikologların bulgularına göre, grup üyelerinin başlangıçta konudaki fikirleri hangi yöndeyse, grup içi konuşmaların, tartışmaların ardından grup o yöne doğru daha abartılı bir şekilde kayar, fikri daha coşkulu bir şekilde savunmaya başlar. Bunun sebebi hem fikri desteklemek için ortaya atılan değişik argümanların grup üyelerine mantıklı, ikna edici gelmesi (bilgilendirici sosyal etkiyi hatırlayalım) hem de grup içinde kabul görmek isteyen bireyin grup üyelerinin en hoşuna gideceğini tahmin ettiği pozisyonları daha da şiddetle savunmak istemesidir (normatif sosyal etkiyi hatırlayalım). İnsanlar zamanlarını sıklıkla dünya görüşleri kendilerininkine benzeyen, kendi fikirlerinin haklılığını desteklemeye yatkın insanlarla beraber geçirirler. Bu, grup kutuplaşması süreçleriyle birleşince, grupların kendi içlerinde nasıl birbirlerine daha fazla benzemeye başladığını ve farklı düşünceleri paylaşan grupların nasıl gittikçe birbirinden uzaklaştığını açıklar. Toplum içinde aşırı uçlar bu şekilde oluşur.