GÖZLEM
Neden ve kanunlarım
bulmak için olayları doğada oluştuğu gibi incelemek amacıyla yapılan
faaliyete gözlem denir. Gözlemde, gözlemi yapan genellikle edilgin di r.
Örneğin, tesadüfen göğe bakan bir gökbilimcinin gözlerinin önünden bir yıldız
geçebilir. Fakat gözlemci etkin de olabilir. Bir bilgin önceden benimsenmiş
bir düşüncenin veya herhangi bir varsayımın gerçek olup olmadığını araştırmak
için gözlemde bulunabilir ve bu gözlemi yapmak için yerini değiştirebilir. İlk
bakışta gözlemle eşanlamlı gibi görünen deney ise her zaman etkin olarak
yapılır. Labo-ratuvarda bir cismi analiz eden kimyacının durumu böyledir.
Gözlemimizin değe-
SOSYAL BİLİMLER
ANSİKLOPEDİSİ
ri araştırmalarımızın
değerine bağlıdır. Araştırmalarımız sağlam temellere dayanmıyorsa
gözlemlerimiz de yanlış olacaktır.
Gözlemde, duyu
organlarının yanılma imkânını ortadan kaldırmak ve gözlenen şeyi daha iyi
izleyebilmek için aletlerden yararlanılabilir. Bu aletler duyulara eklenen
yardımcılardan başka bir şey değildir. Bunlardan bir bölümü duyuların gücünü
ve kapsamını artırmak, bir bölümü de kesinliğini sağlamak içindir.
Doğa (fizik)
bilimlerinde gözlem çeşitli şekiller gösterir. Önce bilimsel gözlemi, günlük
hayatta rasgele yapılan metodsuz adi gözlemden ayırmak gerekir. Adi gözlemin
bilimsel bir değeri olmamakla birlikte, çoğu kez bilgine hipotezlerini telkin
eder. Bilgin her zaman günlük bir gözlemden hareket eder. Fakat adi gözlem bir
hipotezi kontrol etmekte kullanılamaz.
Gözleme ilişkin bir
takım kurallar vardır. Bunları kısaca açıklarsak: Gözlem ob-jektif olmalıdır;
yani, a) Mümkün olduğu kadar tam olmalıdır. Çünkü bir olayın meydana gelişinde
hazır bulunan bütün şartların bu olay üzerinde etkisi olabilir. Öyleyse ilk
bakışta ne kadar önemsiz görünürse görünsün hiçbir noktayı gözden kaçırmamak
gerekir; b) Gözlem tarafsız olmalıdır; Claude Bernard’ın dediği gibi
“gözleyici olayların fotoğrafı olmalıdır; hiçbir önyargıya kapılmadan
gözlemeli-dir, o doğayı dinler ve doğanın söylediğini kaydeder.”
Burada gözlem ile
deney arasındaki farka da kısaca değinmeliyiz: CBernard, bu farkı kısaca şöyle
belirtir: “Felsefi anlamda gözlem gösterir, deney öğretir”. Gözlem,
e§ya veya olayları, doğanın onları bize adet üzere gösterdiği halde tespit etmek,
deney ise, deneyci tarafından mey-
dana getirilen veya
belirlenen olayları tespit etmektir. Cuvier de, gözlem yapanın doğayı
dinlediğini, deney yapanın ise doğaya soru sorduğunu ve kendini göstermesi
için onu zorladığını söyler. Gözlem genellikle bilimsel bir araştırmanın ilk
metodolojik basamağı olarak kabul edilir.
Yüksel KANAR